bugün gerçekten de gün boyu birlikte birbirimize sarılarak yatmıştık ikimizde uyumayıp sadece birbirimize sarılarak yatıyorduk "Arhan,bana dolabında ki kutuyu gösterir misin?" yataktan kalkıp dolabının kapağını açtı ve siyah büyük kutuyu dolaptan çıkarıp önüme koydu kutunun kapağını açtım üst üste katlanmış kıyafetler vardı Gecem'in ve benim... evet dediği gibi özellikle lila olan kıyafetlerimi almıştı o sırada kapı çaldı ikimizde kutunun başından ayrılıp kapıyı açtık Erim,Yener ve Bade gelmişti Erim'in elinde 3 tane pamuk şeker vardı ayrıca Bade'nin elinde de bir tane vardı Erim elindeki pamuk şekerin birini bana birini de Arhan'a uzattı "teşekkür ederiz"dedim ve pamuk şekeri elinden aldım "bir sürü şey bugün Erim'e,ne beğendiyse onu aldık dediğin gibi"dedi ve elindeki poşetleri kapıya bıraktı "tamamdır siz gidebilirsiniz artık yoruldunuz sabahtan beri"dedi Arhan "hiç yorulmadım çok eğlenceliydi"dedi Yener Arhan,Yener'e kas göz işareti yapınca Yener,Erim'e el sallayıp Bade'nin elini tuttu ve birlikte Yener'in motoruna binip gittiler. kapıyı kapatıp oturma odasına geçtim "çizgi film sever misin?"diye sordum Erim'e "evet,en çok pijamaskelileri seviyorum"dedi "o hangi kanalda?" "YouTube'dan izliyorum ben" kafamı salladım ve televizyondan YouTube'yi açtım ve pijamaskeliler yazıp ilk çıkan videoya tıkladım "mısır patlağı yer misin?"diye sordum kafasını iki yana salladı "peki o zaman,bizde izleyebilir miyiz?" "olur" Erim'in yanına oturdum ve çizgi filmi seyretmeye başladım birkaç dakika sonra Erim'in kafası omzuma düştü ona baktığımda uyuduğunu gördüm Arhan'da onun uyuduğunu fark edip kucağına aldı ve misafir odasındaki yatağa yatırıp tekrar yanıma geldi "yemeği dışardan mı sipariş edelim yoksa kendimiz mi yapalım?" "dışarıdan sipariş etsek daha iyi" Arhan ile yemek yapmaya çalışıp da yemeği yaktığımız, yemeği yapamadığımız, yemeği yaparken yarıda bıraktığımız zamanlar olmuştu, bu yüzden yemek yapmasak çok daha iyiydi "ne yemek istersin peki?" "pizza olabilir ama hamburger de canım çekiyor,tavuk salatası da fena olmazdı" "hepsini söylesem hepsini yiyebilir misin?" "hayır" "o zaman bir seçim yapman gerek" "pekâlâ o zaman çiğ köfteyi seçiyorum" kaşlarını çattı "peki tamam içine koymasını istemediğin bir şey var mı?" "acı sos istemiyorum ağzımın tadı bozuluyor" "peki" telefonunu eline aldı "ben duşa giriyorum,o zamana kadar gelmiş olur"dedim "istersen birlikte girelim?"dedi gülerek "hmmm bunu seviştikten sonra yapınca daha güzel olmaz mı?" "bu bir teklif miydi?" "sen nasıl anlamak istersen"dedim ve göz kırpıp banyoya girdim üzerimdekileri çıkartıp makineye attıktan sonra suyun sıcaklığını ayarlayıp altına girdim neyse ki bir yerime jile yapma gibi bir sıkıntım yoktu çünkü üniversiteye başlayacağım zaman tüm vücut lazer yaptırmıştım iyi ki de yaptırmışım... suyun altında biraz oyalandıktan sonra elime şampuanımı sıktım ve saçımı köpürttüm içimde feci bir azgınlık vardı sebebi neydi bilmiyorum ama çaresi Arhan'daydı ayrılmadan önce her gün 3-4 defa seviştiğimizi hesaba katarsak şuan benim onunla sevişmek istemem gayet normaldi ya da ben kendimi bu şekilde avutuyordum...
hızlıca duş alıp havluyu bedenime sardıktan sonra yatak odasına girdim ve dolabımın karşısına geçtim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
lila renk iç çamaşırı takımını üzerime geçirdikten sonra öylece dolaba bakmaya devam ettim ne giyinecektim? seksi bir gecelik mi giyinmeliydim? utanırdım. pijama giysem? ama gözünde seksi durmam lazım. tayt? çıkarması çok zor.
elime normal,fantezi geceliği olmayan düz,saten,lila renk geceliği aldım ve üzerime geçirdim gecelik tam olarak kalçamın altında bitiyordu ve göğüslerimin yarısından çoğunu gözler önüne seriyordu bir sorunumuz vardı,ben bununla Arhan'ın karşısına çıkmaya utanıyordum. sen ağzına geleni söylerken utanma,bir gecelikten utan... kapı çalınca odadan çıkmaya karar verdim ben odadan çıkınca kapı kapandı ve Arhan elinde çiğ köfte poşetiyle mutfağa girdi oh beni fark etmemişti! derin bir nefes alıp mutfağa girdim ve Arhan ile göz teması kurmamaya çalışarak poşeti açtım işaretsiz olan paketi aldım ve ayranıma pipeti geçirdim ve çiğ köfteyi afiyetle yemeğe başladım çiğ köfte şu dünyadaki en güzel şey olabilirdi. Arhan'a baktığımda onunda bana baktığını gördüm donakalmış gibiydi,elimi salayınca düzeldi "ne oldu?"diye sordum "bir de soruyor musun? Şu yemeği bir an önce bitirelim Alaca" "ben tadını ala ala, yavaş yavaş yiyeceğim"dedim "bende öyle yapıcam, tadını ala ala..." kaşlarımı çattım şuan hiç de yemekten bahsediyor gibi değildi "peki"dedim sadece ve çiğ köfteyi yemeye devam ettim dürümün yarısına gelince miğdem bulanmaya başlamıştı ama pek umursamamıştım çünkü şuan tek istediğim çiğ köfte yemekti! dürümün sonuna doğru gelirken dayanamadım ve dürümü masaya bırakıp hızlıca tuvalete girip yediklerimi çıkarttım Arhan gelip arkamdan saçımı tuttu ve omzumu sıvazlamaya başladı "doktoru çağırıcam bir serum daha taksın" "sen doktor değil misin? Ayrıca serumdan dolayı kusuyorum zaten"dedim ve kaldığım yerden devam ettim bu iğrençti! sanki kusmuğu gördükçe daha da kusuyordum "bu böyle olmayacak"dedi Arhan kusmuk kokusu burnuma gelince biraz daha kustum "Arhan burnumla gözümü kapatır mısın? Daha çok kusasım geliyor!" Arhan nereden bulduğunu bilmediğim tokayla saçımı toplayıp bir eliyle gözümü kapattı diğer eliyle de burnumu tıkadı sonunda kusmam kesilince Arhan sifona bastı ve beni ayağa kaldırıp eline su aldı ve ağzıma götürdü elindeki suyu ağzıma alıp çalkaladım ve tükürdüm eline biraz daha su alıp yüzümü yıkadı "ben doktorum evet ama yine de hasteneye gitmemiz gerek,hem iğne yaparlar hem de sıkıntın neyse onu söylerler,elimde bir malzeme olmadan sana ne olduğunu anlayamam" "pekâlâ daha fazla kusmak istemediğim için iğne olmaya razıyım" "o zaman üzerine bir şeyler getireyim" Arhan tuvaletten çıktı ve birkaç dakika sonra elinde bir eşofman, sweatshirt,mont,bere ve atkıyla birlikte geldi hepsini bana giydirdikten sonra evden çıktık "Okan,Erim evde tek onun yanında durur musun? Sorarsa hastaneye gittiğimizi söyle" "dururum tabi de siz neden hastaneye gidiyorsunuz?" "Alaca rahatsızlandı da" "geçmiş olsun" "teşekkür ederim"diyip Arhan'ın benim için açtığı kapıdan arabaya bindim Arhan da arabaya binip hızlıca hastaneye doğru sürdü hastaneye gelince kapımı açıp elimde tuttu "hoşgeldiniz Arhan bey,bir sıkıntı mı var?" "evet,sevgilim sabahtan beri 2.kez kustu" "peki o zaman Hakan bey bir baksın"dedi ve telefonla birini aradı "daha iyi misin?"diye sordu Arhan "biraz daha iyiyim" ateşim var mı diye baktı ve sonra da yanağımdan öptü "Hakan bey sizi bekliyor" "teşekkür ederiz" Arhan asansörün tuşuna bastı "şimdi bu hastanenin sahibi sen misin?"diye sordum "evet benim" asansör gelince asansöre bindik "hani sen bir kere 5 yerin sahibi olduğunu söyleyip 5.sinin ne olduğunu söylememiştin ya o neydi?"diye sordum gülümsedi "sensin"dedi kaşlarım çatıldı "benim sahibim olduğunu mu düşünüyorsun" "sana sahip olduğumu düşünüyorum" gülümsedim ve tek yetişebildiğim yer olan boynunu öptüm asansör durunca indik ve doktorun odasına girdik "Arhan, hoşgeldin" "hoşbulduk" "şikâyetiniz neydi?" "sabahtan beri 2.kez kusuyor serum almasına rağmen, aslında sabah bir şey yemeden aldığı için oldu sanıyordum ama şimdi de yemek yedikten sonra kustu" "hmmm,madem serum aldı 24 saat geçmeden bir tane daha vermeyelim, iğne olmadan önce bir de Canan hanıma görünse iyi olur" "peki tamam, teşekkür ederiz"dedi "rica ederim" odadan çıkıp diğer doktorun odasına geldik doktorun kapısında "kadın doğum,kadın hastalıkları" yazıyordu buraya en son girdiğimde hamileydim! SİKTİR! ama bu mümkün değildi çünkü hap kullanmıştım belki de kadınsal bir problemdi sadece "Arhan sen beni burada bekle"dedim "neden?" "Canan hanıma özel bir soru soracağım da" "peki" kapıyı tıktıkladıktan sonra odaya girdim "hoşgeldiniz" "hoşbulduk" "Hakan beyin yönlendirdiği hasta sen misin?" "evet benim" "montunu çıkarıp sedyeye uzan canım" montumu ve atkımı çıkarıp sedyeye uzandım kadın üstümü yukarı kaldırıp bir jel sürdü ve ultrason cihazını karnımda gezdirdi "yakın zamanda bir ilişkiye girdin mi?" "evet ama hap kullanmıştım" "hangi hap?" "Ella" "hapı sadece bir gün mü kullandın?" "evet" derin bir nefes aldı "anlaşılan pek işe yaramamış" "ne?" "tebrikler,hamilesin"
