1 hafta sonra...
elim toprağa gitti
"umarım oradaki yerin rahattır,seni çok özlüyorum"dedim sanki karşımdaymış gibi
"sen bir gün öldün ben her gün ölüyorum..."
gözlerimden düşen yaşlae toprağı ıslattı
"seni çok seviyorum, seveceğim kızım"
o esnada telefonum çalmaya başladı
Yener aradığını görünce aramayı açtım
"efendim Yener?"
"iyi misin? sesin kötü geliyor"
"iyiyim"
"neredesin?"
"mezarlıktayım"
"Arhan'ın evine gelebilir misin bir?"
"neden?"
"gel işte"
"iyi geliyorum"
"bekliyorum"
aramayı kapatıp son kez mezarlığa baktım ve arabama bindim
1 haftadır kendi evimde kalıyordum hatta eşyalarımın da hepsini toplayıp evime getirmiştim15-20 dakika sonra Arhan'ın evinin önünde durdum
korumalar kapıyı açtı
arabayla içeri girip park ettim, arabadan indim ve zile bastım"
Yener kapıyı açtı
"hoşgeldin,gel"
içeri girdim
"neden çağırdın beni?"
kolumdan hafifçe tuttu ve yatak odasına götürdü
kapıyı açtı
Arhan yatakta uzanıyordu ve bana bakıyordu
"Arhan! Ne zaman uyandın?"dedim ve hızlıca yanına oturdum
"dün gece saatlerinde uyandı ama sen uyumuşsundur diye haber vermedik"dedi Yener
"verseydiniz keşke"dedim
"ben sizi yalnız bırakayım"dedi Yener ve odadan çıktı
"eee bir geçmiş olsun öpücüğü yok mu?"
"yok"
"vardır vardır"
"sana yok"
"vardır"
kafamı iki yana salladım
"Okan nasıl? Haberin var mı?"diye sordu
"evet 2 gün önce uyandı o da"dedim
"Afra mahvolmuştur"dedi
"bilmiyorum görmedim"dedim
"sende mahvoldun mu?"
"benim sana çok önemli bir şey anlatmam lazım"dedim
"anlat güzelim ama kötü bir şeyse anlatma,daha yeni uyandım,seni gördüm,iyiyim,bu anı bozmayalım"
"peki, istediğin zaman anlatırım o zaman"dedim
kafasını salladı
"eee yokluğumda çok ağladın mı?"
"çok ağladım"dedim şakasına
bir anda belimden tutup kendine doğru çekti ve belime sarıldı
"kokunu özledim"dedi
"beni özlemedin mi?"
ne yapmaya çalışıyorsun Alaca?
"en çok seni özledim"
gülümsedim
"sende özledin mi beni?"
"kafam o kadar karışıktı ki seni düşünüp özlemeye vaktim yoktu"
"ha olsa özlerdin yani?"
"ben seni 2 yıl özlememişim 1 hafta da mı özlicem?"
heh döndü özüne
"1 saat görmeyince de özlüyordun ama..."
ellerini belimden çekip doğruldum
"sen ne biçim hastasın ya?"
"böyle hastayım"
"neren hasta senin? Vuruldun sen vuruldun,ölümden döndün! ne bu rahatlık?"
"hiçbir şey beni sana hasta olduğum kadar hasta yapamaz"
"of liseli misin Arhan ya?"
"keşke lisede olsam da geçmişe dönsek"
"geçmişe dönsen ilk ne yapardın?"diye sordum
"yarışlara gitmezdim"
"başka?"
"yarışlara gitmeyeceğim için de Gecem ve seni kaybetmezdim,mutlu olurduk,başka bir şeyi değiştirmezdim muhtemelen,sen?"
"benim çok çok geriye gitmem lazım,o zaman ilk değiştireceğim şey annemin benimle Yunanistan'a gitmesi olurdu"
"sen annenle Yunanistan'a mı gittin?"
kafamı salladım
"annem Yunan'lıydı benim,hatta ilk doğduğumda ismim de aslında Alaca Karayel değilmiş"dedim
olayları üstten anlatıp geçecektim,Arhan tamamen iyileşince anlatırdım
"neymiş?"diye sordu
"Sandra Pala,1 sene kadar orada kalıp tekrar buraya gelmişiz ama annem ikimizin de ismini ve soy ismini değiştirmiş"dedim
"neden?"
"muhtemelen babamlar bulmasın diyedir"
"babanın seni bulmasını ister miydin?"
buldu bile...
"Arhan sen yatıyorken çok saçma şeyler yaşadım ve 1 günde kendim hakkında hiç bilmediğim şeyler öğrendim,o kadar kafam karışık ki...
Babam beni bulsun istemiyorum"dedim
"ne oldu güzelim? anlat"
"ama yeni uyandın işte hemen kötü şeyler anlatmak istemiyorum"
"anlat,ne üzdü seni bu kadar?"
"boşver,sonra söz anlatıcam"
"güzelim,sen anlatmazsan ben onu öğrenirim biliyorsun"
derin bir nefes aldım
"sen vuruldun ya..."dedim
"evet"
"ben o esnada kaçırıldım"dedim
"ne?"
"babam ve abim beni kaçırmış"
"baban ve abim kim? isimlerini biliyor musun?"
"biliyorum ama boşver,herneyse bunlar annem ismimi değiştirdiği için beni bulamıyorlarmış falan,sonra babam tesadüfen benim tasarımımı satın almış,biraz zaman sonra da annem öldüğü için onunla bir fotoğrafımızı atmıştım,her şeyi o zaman anlamışlar,sonra abim benimle iletişime geçmiş ama ben abim olduğunu bile bilmiyorum"
"yani anını aslında tanıyormuşsun? kimmiş peki?"
"hani geçenlerde biriyle haberim çıkmıştı ya,o adam benim abimmiş işte"
"sana çiçekler gönderen adam senin abinmiymiş?"
"evet"
"o çicekleri onun götüne sokup not bırakmamam için bir sebep söyle Alaca"
gülümsedim
"şimdi işin kötü kısmına geliyoruz..."
"gelelim güzelim"
"Nefes Pala..."dedim
kaşlarını çattı
"benim üvey kardeşimmiş"dedim
"hassiktir!"
"Orkun Pala yani babam da senden intikam almak için Gecem'i öldürüyor"dedim
Arhan gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı
"Alaca... Bana tek bir sebep söyle onu öldürmemem için"dedi
"hapise girersin ve beni göremezsin"dedim
kafasını salladı
"ama benim en yakın arkadaşım polis Alaca"
"doğru, öldür gitsin o zaman"dedim
"babanı öldüreyim mi?"
"abimi de öldür"
derin bir nefes aldım
"çünkü abim senin ezeli düşmanın olan Zehir"dedim
"sikerim! adres ver bana Alaca! seni kaçırdıkları yer neresiydi?"
"Bolu,Yener biliyordu tam olarak neresi olduğunu"
"Alaca,durdur beni, lütfen"dedi
"tamam sakin ol,bak ben yanındayım,bir su iç istersen ya da elini yüzünü yıkayalım"dedim
bir anda hışımla yataktan kalktı ve sertçe kapıyı açtı
"Yener beni Alaca'nın kaçırıldığı yere götür! Hemen!"
"saçmalama Arhan!"diye bağırdı Yener
"anasını sikicem onların beklesinler!"
"şimdi değil Arhan"dedi Yener
"şimdi!"
"Alaca bir şey de şuna"
"Arhan,sakin olur musun? otur şuraya bi"dedim
"öldürücem onları!"
"öldürürsün ama şimdi değil"dedi Yener
Arhan kapıyı açıp çıkacakken kolundan tuttum ve kendime çektim
"Arhan lütfen sakin ol"dedim
"bırak Alaca!"
"keşke söylemeseydim"dedim
"Alaca,sana patlamak istemiyorum"dedi
"bana patla"dedim
"Yener hadi"dedi ve tuttuğum kolunu çekip kapıyı açtı
bir şey yapmam lazım ama ne yapıcaktım da bu adam vazgeçecekti
öp
Arhan'ı tekrar tutup kendime çektim ve sarıldım
"gitme..."dedim
"Alaca, lütfen..."dedi ve kolunu tekrar çekti
tam arkasına dönücekken çenesinden tutup kendime çevirdim ve dudağına yapıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA
ChickLitbir hata yapıp evlenmiştim,bir de üstüne ondan çocuğum olmuştu ama kızımın 4 yaşında öldürülmesi bizi tekrar birleştirmişti...