29

1.5K 33 2
                                    

sabah yüzüme değen tüylerle uyandım
Peynir yanımda uyurken Zeytin üzerime yatmış kuyruğunu yüzüme yüzüme sürtüyordu
"çocuğum yatıcak bir yer bulamadın mı?"
tabi ki cevap vermedi
Zeytin'i üzerimden alıp Peynir'in yanına koydum ve tuvalete girdim
dağılan saçlarımı topuz yapıp elimi yüzümü yıkadım ve tuvaletten çıktım
Peynir ve Zeytine öpücük kondurup odadan çıktım
evde hiç ses yoktu,mutfağa girdim
Emine teyze kahvaltıyı hazırlamıştı
"Arhan yok mu?"diye sordum sanane kızım?
"az önce çiktular Yener'le"
"sabah sabah ne işleri var acaba?"
"bilemiyrum artuk"

masaya oturdum ve ekmekten bir parça attım ağzıma

"sabah biraz sinurlu gibiydu Arhan"dedi
omzumu silktim
"kavga mu ettinuz?"
"haklıydım"
"tabi haklusundur"
gülümsedim ve portakal suyundan içtim
"bugün şirkete uğrayayım hazır bir işim yokken"
"uğra kizum"
"dün şirkette yılbaşı partisi vardı ama ben onu tamamen unutup Filiz teyzelere yemeğe gittim"
"amaaan ne yapacaksun partilerde?"
"kafam dağılırdı en azından"
"boşver kız en iyisini yapmişsun"
ekmeği menemene bandırıp ağzıma attım
"Filuz hanum nasil?"
"hâlâ daha Gecem'i bilmiyor, boşandığımızı da..."
"aman kizum idare edun bir şekulda"
"etmeye çalışıyoruz işte"
tam tekrar ekmeğimi menemene bandıracakken masada bir zarf fark ettim
"bu ne?"diye sordum
"kapidaku çocuklardan biru verdi,bir adam vermuş Arhan'a"
zarfı elime aldım
üzerinde bir şey yazmıyordu düz beyaz bir zarftı
zarfı aldığım yere koydum
"Arhan'ın haberi var mı acaba?"diye sordum
"vardur herhalde"dedi

yemeğim bittikten sonra yatak odasına girdim ve üzerimi değiştirdim

saçlarımı da düzleştirdikten sonra kahverengi tonlarında bir makyaj yaptım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

saçlarımı da düzleştirdikten sonra kahverengi tonlarında bir makyaj yaptım.
ayağıma koyu kahverengi çizmeleri geçirdim ve kahverengi çantayı koluma taktım
tam odadan çıkacakken telefonum çaldı,Arhan arıyordu
aramayı açtım
"efendim?"
"Alaca,bir zarf gelmiş,Emine teyzeye vermiş çocuklardan biri,onu bana okur musun?"
"bekle"dedik ve odadan çıkıp mutfağa girdim
zarfı elime aldım ve açtım
el yazısıyla yazılmış bir yazı vardı
"okuyorum..."
"oku"
"sevgili Fırtına(namı diğer Arhan Doran) ismini bilmeme şaşırdın değil mi? daha nelerin biliyorum bir bilsen... ev adresini de bulup ayağına kadar getirdim. Sana rahat vermeyeceğim Arhan,sen sanıyorsun ki ben sadece yarışta seni yenemediğim için hırsımdan yapıyorum bunları.
Ama bilmediğin o kadar çok şey var ki...
önce benim kız kardeşimi öldürdüğün gerçeğinden başlayalım bence, şimdi hatırlamışsındır artık kim olduğumu..."
Arhan birini mi öldürmüştü?
ben yazanları okuduktan sonra Arhan'dan ses gelmemişti
"A...Arhan burada yazanlar..."
"doğru değil! Emine teyzeye zarfı veren kimmiş?"
yutkundum ve Emine teyzeye döndüm
okuduklarımı duymamış olmalıydı,zaten kulakları iyi duymuyordu
"Emine teyze,sana bu zarfı veren kimdi?"diye sordum
"şu yeşil gözlü çocuk var ya kapıdaki,o verdi"dedi
"yeşil gözlü çocuk vermiş"dedim Arhan'a
"Gökhan... onu bana çağırıp telefona verir misin?" sanki ben görüyormuş gibi kafamı salladım
kapıyı açtım ve korumalara göz gezdirdim
hepsinin gözü bendeydi
"Gökhan hanginiz acaba?"diye sordum
burada 2 tane yeşil gözlü çocuk vardı
Gökhan yanıma geldi
telefonu ona uzatmadan önce hoparlöre aldım ve ona uzattım
"alo"dedi Arhan
"alo,Arhan bey?"
"Gökhan! Size kaç kere söyledim kapıya benim bilgim dahili dışında birileri gelirse beni arayın diye! Herifin kim olduğu belli değil! Ya Alaca'ya zarar verseydi"
ben ne alaka?
"ben almayacaktım zaten,gitmesini söyledim ona ama o şimdi vermezse yüz yüze vereceğini söyledi,sizi tehlikeye atamazdım,alt tarafı bir zarf diye aldım yani"
Gökhan 23-24 yaşlarında olmalıydı
işe yeni başladığı belliydi
"peki,bir daha olmasın dua et birine zarar gelmedi"dedi
"bir daha olmaz, özür dilerim"dedi
"tamam şimdi Alaca'ya ver telefonu"
Gökhan telefonu bana uzattı
hoparlörü kapatıp arabama bindim
"akşam eski arkadaşlarımla yemeğe gidicem,senin de gelmen gerek"
"niye?"
"tek de gidebilirim istersen,çoğu kız-"
"of tamam canım sıkılıyordu zaten"dedim
"iyi"
"kapat hadi araba sürüyorum"dedim
"nereye?"
"sanane?"
"ben sana öylesine soruyorum,öğrenmem 1 dakikamı almaz biliyorsun değil mi?"
"şirkete gidiyorum Arhan başka nereye gidicem?"
"bilmem,belki yine erkeklerle buluşuyorsundur"
"sanene? buluşurum"
"buluş canım ben bir şey demiyorum" canım mı?
"diyemezsin zaten"
"Yaren, kapıyı kapatır mısın sana zahmet?"dedi
"Yaren kim,Alaca'yım ben! daha ismimi bile bilmiyorsun ki-"
"sana demedim,neyse kapatıyorum ben sende git şirkete"dedi ve kapattı
Yaren'ler,Gamze'ler,İrem'ler, Ayşe'ler,Fatma'lar bitmiyordu ki amına koyayım
telefonu ve çantamı yan koltuğa koyup arabayı sürmeye devam ettim

yoğun İstanbul trafiğinden sonra sonunda şirkete vardım.
arabayı uygun bir yere park ettim ve şirkete girdim
"Günaydın Alaca hanım"
"Günaydın"
asansörün tuşuna bastım
"Günaydın Alaca hanım"
"günaydın"
asansör durunca bindim
asansörün içindekiler indi ve benimle birlikte birkaç kişi daha bindi

asansör durunca kendi katımda indim ve odama girdim
"günaydın Alaca hanım, bugün geleceğinizi bilmiyordum yoksa kahvenizi yapardı-"
"gerek yok fazla kalmam zaten"dedim
"peki o zaman,benden istediğiniz bir şey var mı?"diye sordu Bade
"yok Bade'cim"
"bu arada dün size bir çiçek daha geldi"dedi ve masamın üzerindekiler çiçeği bana verdi
ilk girdiğimde fark etmemiştim
çiçeğin içindeki notu aldım
çiçek seviyor musun bilmiyorum ama sana çiçek almak hoşuma gidiyor,evinin en güzel yerine koy:)
                                         Efkan Pala


tiktok:@loorennn0

ALACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin