gece 1 gibi tuvalete giricekken aralık duran kapıya göz ucuyla baktım
sonra merakıma yenik düşüp içeri girdim
Arhan öylece makinelere bağlı bir şekilde uyuyordu
üzeri çıplaktı ama altında siyah bir eşofman vardı
iki kolu da yataktan sarkmıştı
yavaşça ona doğru adımlar attım
o sırada kapının oradan gelen sesle kapıya doğru baktım
Yener gelmişti
"sen uyumadın mı hâlâ?"
"yok, birazdan gidicem zaten eve"
kafasını salladı ve Arhan'ın yanındaki koltuğa oturdu,bende yanına oturdum
"dün sen evden çıkıp gittiğinde nereye gittiğini çok merak etmişti,ona ben dedim akşamki yarışa katıl bir kendine gel diye ama keşke demeseymişim..."
"bunun için kendini suçlayamazsın Yener, olucağı varmış"dedim
"olmasına sebep olan bendim ama"
"böyle ufak detaylara takılırsak ohooo"dedim
"şuan tek tesellim yaşaması,buna da şükür"dedibirkaç dakika ikimiz de konuşmadık
"nedense seni hâlâ seviyor gibi geliyor bana"
"sana bunu düşündüren ne?"dedim
"hareketleri,mesela o fotoğrafları gördüğündeki tepkisi... ben onu tanıyorsam eğer şuan umrunda olmasaydın ya da seni sevmeseydi bırak evine almayı seninle aynı şehirde bulunmazdı bile"
"o kadar mı kötü bir şey yaptım onu boşayarak"
"sen gerekeni yaptın, aklı başına gelmeliydi sonuçta küçük bir kızınız vardı ve sen onun için endişeleniyordun"
"bazen hata mı yaptım diye düşünüyorum biliyor musun"diye itiraf ettim
"biliyorum,çok belli ediyorsun"
kaşlarımı çattım
"senden özür dilerse onu affeder miydin?"
"affederdim belki ama kesinlikle yeni bir ilişkiye tekrardan başlamazdım"
"aşkından ölse,senin için her şeyi yapsa bile mi?"
"zamanında yapıcaktı"dedim
"sende de ne keçi inadı var kızım"
"asıl inat onda var"dedim Arhan'ı göstererek
"yani evet"
"herneyse sizin yemeğiniz nasıl geçti?"
kendini suçlu hissettiği için az da olsa başka bir konu açıp kafasının dağılmasını sağlayabilirdim
"bizim yemeğimiz... güzeldi,baya"
"ne konuştunuz?"
"bana bu mesleği ne kadar istediğini,bu şirkete girebilmek için neler yaptığını anlattı,bende ona biraz kendimden bahsettim falan... neyse sonra numarasını aldım"
"vayyy nasıl aldın?"
"telefonumu bulamıyormuş gibi yaptım"
"sende az değilsin"dedim
"kızı bir görmen lazım,benimle beraber kaybolmayan telefonumu aradı falan..."
"çok çekingen bir kız ama açılır yavaş yavaş"
"bir gülüşü var Alaca... sürekli aklıma geliyor"
"Yener'cim geçmiş olsun, aşık oldun"
"valla mı? sonunda aşık mı oldum birine!? çok şükür Yarabbim!"
"bugünleri de görmek varmış"dedim
"varmış valla ya!"
"çok yakışıyorsunuz bu arada"dedim
"valla mı?"
şu çocuğa 'valla' sayacı tutsak sayaç bozulur
"valla"dedim
"ama bizden daha çok yakışan birileri var"dedi
"kim?"diye sordum saf saf
gözleriyle yataktaki Arhan'ı işaret edip sonra güldü
"kim olucak canım! tabiki de hashtag Aral!"
"Aral kim?"diye sordum
"Arhan ve Alaca"
doğru ya şu sosyal medyadaki ship ismimiz...
"çok saçma"dedim
"hayır sus gayet uyumlu"
"hatta saçmalığın daniskası!"
"tabi tabi"
"gidiyorum ben eve"
"bırakayım ben seni"dedi ve ayağa kalktı
ikimizde aynı anda Arhan'a baktık
sonra aynı anda kapıya doğru yürüdük
"Yiğit uyudu herhalde"dedi ve dış kapıyı açtı
birlikte evden çıktık
Yener kaskını takınca motora biniceğimizi anladım ve heyecanla bana uzattığı kaskı taktım
o motorun önüne,bende arkasına oturdum
motor,şu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi ama sürme konusunda kendime güvenemiyordum...evin önüne gelince motordan indim ve kaskı çıkarttım
"iyi geceler"dedim
"iyi geceler, rüyanda Arhan'ı gör"dediderin bir nefes aldım ve eve doğru gittim
ama bir sorun vardı
bu evin anahtarı bende yoktu
"neyse ki ben varım"dedi Yener ve evin kapısını anahtarıyla açtı
"neyse ki sen varsın"dedim gülerek
"hadi rüyanda-"
"Yener!"
"tamam tamam iyi geceler"
"sana da"dedim ve kapıyı kapattım
yatak odasına girip üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup saten pijamalarımı giyindim
kolum hâlâ iyileşmediği için kıyafet giyinmekte zorlanıyordum
dolabın kapağını kapatacakken bir şey fark ettim
bir günlük...
günlüğü elime alıcakken kendimi durdurdum
günlüğün altında siyah bir kutu vardı
kutuyu da açmamalıydım ama kesinlikle birkaç gün içinde merakıma yenik düşüp o kutuyu açıcaktım
derin bir nefes aldım ve yatağa uzandım
ama aklım kutuda, günlükte ve ne zaman uyanacağı belli olmayan Arhan'daydı
yataktan kalktım ve dolabı tekrar açtım
bir günlüğe birde kutuya bakıyordum
yapma Alaca yapma
elim kutuya gidicekken telefonum çaldı
"bu kim ya saat kaç oldu!"
telefona baktığımda arayan Fransa'da ki teyzemdi
saat farkından olsa gerek bu saatte aramıştı
aramayı açtım
"oh mon amour! o haberler de ne öyle?"(mon amour=bir tanem)
"arkadaşım sadece..."
"ah tabii sen bir zamanlar da öyle söylüyordun"
"haberler oraya kadar nasıl gitti ya?"
"bir ayağımız Türkiye'de bizim,bu arada yazın tatilde gelmeyi düşünüyoruz"
"gelin tabii"dedim
"sen nasılsın mon chéri?" (mon chéri=canım benim)
"iyiyim teyze,siz nasılsınız?"
"iyiyiz bizde, eniştenin ve İsabelle'nin de sana selamı var hatta İsabelle telefonu istiyor,Alaca!" İsabelle'nin 'Alaca!' diye bağırmasıyla telefonu biraz uzaklaştırdım
"Ceren, nasılsın?"diye sordum iki ismi vardı,biri İsabelle biri Ceren'di ve Ceren isminden nefret ediyordu,bende inatla bu ismini kullanıyordum
"hâlâ mı Alaca ya?" gülümsedim
"herneyse nasılsın işler nasıl gidiyor? toparlanabildin mi?"diye sordu
"daha iyiyim, işlerim de iyi gidiyor"dedim
"ne güzel,yeni enişte yapmışsın"dedi gülerek
"enişte menişte yok unut enişteyi"dedim
"hadi be"
"eee sende var mı birileri?"diye sordum
"henüz aradığım kriterlerde birini bulamadım"
"kızım seninde öyle kriterlerin var ki..."dedim
"amaaan ya bulurum ya da evde kalırım"
"neyse inanıyorum ben sana bulursun sen"
"bulurum tabi!"
"hadi bakalım yazın geldiğinde enişte göreyim artık"dedim
"bende göreyim sende bir enişte"dedi
"sanmıyorum"dedim
"yok yok kesin yaparsın sen"dedi
"yok be"
"ay tamam anne geliyorum! aşkım ben kapatıyorum hadi baaayyy!"
"baaayyy"dedim ve arama kapandı
siyah kutuya tekrar bir bakış attıktan sonra yatağa girdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA
ChickLitbir hata yapıp evlenmiştim,bir de üstüne ondan çocuğum olmuştu ama kızımın 4 yaşında öldürülmesi bizi tekrar birleştirmişti...