5. BÖLÜM

705 66 17
                                    

Bedenime çarpan sert yüzey nedeniyle savrulurken göz kapaklarım yapışmış açılmamak için yemin etmiş gibiydiler. Eğer burada, bu şekilde öleceksem göreceğim son şey bir sürüngen olmamalıydı. Ebedi karanlığı ona tercih ederdim. Soğuk suya çarpan bedenim de oluşan acı dişlerimin birbirine çarpmasına neden oldu. Acının keskinliği ile gözlerim açıldı. Suda oluşan çalkantı, bedenimi kontrolsüzce savuruyordu. Gözlerim açık olsa da ne olduğunu ayırt edemiyordum. Suyun kuvveti o kadar fazlaydı ki karşı koyamıyordum. Kıyıdan baktığımda sığ görünen su içine girdiğim andan itibaren derinliğine derinlik katmıştı sanki.

Ciğerlerim oksijeni için çığlık atarken, karanlık suda bir an boşlukta asılı kaldım. Vücuduma çarpan su yoktu, bedenimi savuran çalkantılar yoktu. Karanlığın içinde çıkış aramak için etrafımda döndüm. Uzakta, çok uzakta olan ufacık ışık görüş alanıma girdiğinde nefesim tükenmek üzereydi. Kurtuluş ışığını gören bedenim hızla harekete geçti. Attığım cansız kulaçlar ışığa yaklaşamazken kaybolmasından oluşan korkum paniğe dönüştü. Hareket etmek için çırpınmam fayda etmiyordu. Suya attığım tekmeler ve kulaçlar yetersizdi. Rotamı kaybetmiştim. Işık yoktu. Geriye sadece karanlık kalmıştı. Nefes alma ihtiyacım o kadar yüksekti ki hareket yetimi kaybetmeme neden olmuştu Işığı bulmak için çırpınamıyordum bile. Boğazıma sarılan ellerim çaresizlikle karanlıkta titredi. Ciğerlerim ağrıyordu, vücudum donuyordu kollarıma ve bacaklarıma giden kan geri çekilmişti sanki. Can çekişiyordum, boğuluyordum.

Aniden belime sarılan kaygan yüzey acı dolu bedenimi hızla asıldı. Korkudan kaybettiğim kontrolüm ağzımı açıp çığlık atmama neden oldu. Köpükler görüş alanımı kapatırken sular ağzıma dolup nefes boruma kaçtı. Sert rüzgâr bedenime vurduğunda öksürükler içinde ağzımdaki suyu tükürdüm.

Aptal İris, aptal! Suyun içinde çığlık atmak da neyin nesiydi?

Derin derin içime çektiğim havayı sevinçle karşılayan ciğerlerim şişti. Göğsüm yaşama tutunmanın sevinciyle şiddetle inip kalkıyordu. Coşkum uzun süremeden bedenime sarılan kaygan yüzeyi hissettim. Belimde olan sümüksü yapı bacaklarımı da sardığında panikle bağırdım. Neye, kime bağırdığımı bilmiyorum ama susmak bilmeden bağırıyordum. Panik bütün zihnimi ele geçirdiğinde ismimin çığlık çığlığa seslenildiğini duydum. Fakat acım ve paniğim o kadar fazlaydı ki başka bir şeye yoğunlaşamıyordum. Düşünemiyordum.

Vücudumun tamamı kaygan yüzeyle sarılmıştı. Boynuma değen sümüksü yapıyı hissettim. "Lanet olsun! Lanet olsun!" gövdemi hareket ettirmeye çalıştım. Çığlık çığlığa olduğum yerde debeleniyordum. Ellerimi yumruk yapacak kadar bile alanım yoktu. Yılan vücudumu ikinci bir deri gibi sarmalamıştı. Vücudum hareket edemiyordu. Kaslarımı sıkmak işe yaramıyordu. Gözlerimden sessizce akan yaşlarla ölümümü bekledim. Biraz daha... Biraz daha boğazımı sıkarsa ölecektim.

Yılanın serzenişiyle ne olduğunu anlamadan suya giren bedenim hızla yukarı çıktı. Kuyruk geri çekilirken olanları görmek için odaklandım. Gaius ve Setsu'nun iki yandan tırnaklarını geçirdiği yılan can havliyle kuyruğuna sardığı bedenimi oradan oraya savuruyordu. Ölçüsüz hızdan dolayı gözlerim olayları takip etmekte zorluk çekiyordu.

"İris! Seni bırakır bırakmaz karaya yüz! Sakın oyalanma!" Setsu'nun talimatı kulaklarıma ulaştığında suya tokat misali vurulup durmaktan harap olmuş bedenimle onay vermeye çalıştım. Fakat kıpırdayamadığım yetmiyormuş gibi konuşamıyordum da.

"İris!" benden cevap alamayan Setsu adımı seslendiğinde yutkunup sesimi bulmaya odaklandım. Bağırabildiğimde sesim titremişti korkum sesimle bütün oluşmuştu. "Kurtulamıyorum!"

"Bize bırak!" diyen Gaius suya daldı.

Yalnız kalan Setsu'yu fark eden yılan kuyruğunda benimle kıvrılarak hareket etti. Koca ağzıyla Setsu'yu yutmak için ileri atıldı. Suyun içinde nasıl yaptığını anlamadığım Setsu, hızla kendini kenara savurdu. Avına odaklanan sürüngen odağının son anda kaçışını fark edemeyecek kadar hız almıştı. Boşluğa geldiğinde hızını alamadan suya daldı. Olayları arkadan takip eden ben suya gireceğimizi anlayınca son anda derin bir nefes çekebilmiştim.

SAMHAİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin