MERHABA !!! Bu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz. Yazma konusunda çok iyi olmasam da beğenebileceğinizi umuyorum. Yazım hataları konusunda şimdiden kusura bakmayın.
Keyifli okumalarrr!!!
Soğuk havada yerimde sallanırken telefondan saate bir kez daha baktım. Tam kırk beş dakika gecikmişti. Lanet olsun. Rehberden isminin üzerine tıkladığımda sesli mesaja düştü.
"Bu sefer sondu. Bir daha beklemeyeceğim seni. Bu dersi vermeden de sınıfı geçebiliyorum. Ama sen geçemiyorsun. Profesöre neden ödevi yapamadığımızı sen açıklarsın. Ve bir daha özür dileyerek arayıp tekrar sana vakit ayırmamı istersen çok beklersin!"
Bağırmaktan sızlayan boğazıma atkıyı daha çok sardım. Yurda gidip sıcak çikolata eşliğinde filmimi izlemek için daha mükemmel bir zaman olamazdı. Kapalı dükkânların önünde geçerken karanlık sokakta topuklu ayakkabılarımın sesi olduğundan daha yüksekti. Esen rüzgârla titrerken akan burnumu peçeteye sildim.
"Onu gördüğümde öldüreceğim."
Deri ceketimde kollarımı kendime dolarken telaşla yürümeye devam ettim. Gecenin bu saatinde taksi bile yoktu ve bu aptalla son bir aydır yapamadığımız ödevi yapmak için sokaklara düşmüştüm. Ve sonuç her zaman ki gibi ekilmek olmuştu. Ona söverek yurda ulaştığımda aklım sadece dolabıma sakladığım sıcak çikolatadaydı. Ortak mutfakta bulunan buzdolabında yarım kalan sütü cezveye döküp ocağa bıraktım. Mutfağa gelip tezgâhta bulaşık yıkamaya başlayan ikiliye kafamla selam verdim. Yurdun küçüklüğünü düşününce tanımadığım ikili şaşırmama neden oldu. Dönem ortasında olduğumuz için yeni birilerinin geleceğine ihtimal vermiyordum ama yeni gördüğüme de emindim. O kadar üşüyordum ki bir tanışma faslını kaldıramayacağım için konuşma gereksinimi duymadım. Yine de kirli cezveyi yıkamak için beklediğim sırada tek parça eşya için beklemememi kendilerinin yıkayabileceklerine dair olan tekliflerini ret etmeden onlara teşekkür edip sıcak çikolatayı boca ettiğim sütü alıp odama geçtim.
Oda arkadaşım Elenor her zaman ki gibi sevgilisi Chris ile telefonda konuşuyordu. Bardağı başucuma koyup ceketimi sandalyenin sırt kısmına attım.
Geldiğimi fark eden Elenor kulağındaki kulaklıkları çıkarıp bana döndü.
Baştan aşağı süzdüğünde beni "Yine ekti demi?" dedi. Bunun olmasını açıkça ikimizde bekliyorduk. Ama o lanet olasıcanaya ihtiyacım vardı bu ders için. Hafif nemli olan çoraplarımı da yere fırlatıp elimde kupayla yatağımın içine girdim.
"Bunun olacağını biliyorduk değil mi?"
"Artık hocaya dilekçe vermelisin."
Sıcak çikolatamdan bir yudum aldım. "Setsu yine ekmiş" diyerek olan durumu kulağındaki Chris'e aktaran Elenor'a göz devirdim.
"Danışma hocam bursumun kesilmemesi için bu dersi geçmem gerektiğini söylüyor. Ve dersin hocası da en başından grupların değişmeyeceği hakkında kesin konuştu."
"O kaltak senin bursa ihtiyacın olduğunu biliyor. Bu yüzden peşinden koşturuyor."
İç çektim. "Yalanda değil. Bursa ihtiyacım var. Ama bu ders yokken sınıfı da geçebilirim. Annemle konuşacağım, seneye son senem. Okul ücretini ödeyebilirler."
"Bu minik şehire sana tam burs verildiği için geldin. Yoksa daha güzel bir şehire de hayli hayli gidebilirdin. Ve şimdi biri için bu bursu çöpe atacağını söyleme bana." Sesindeki şok barizdi belli oluyordu.
Ona sinirle baktım. "Bunu bende istemiyorum. Bir aydır peşindeyim ama hanımefendimiz sürekli beni ekiyor ne yapmamı bekliyorsun"
"Profesörle konuşacağız yarın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAMHAİN
FantasiaAsırlardır hakkı olanı almak için çabalayan bir savaşçı... Önüne çıkan engellerle durdurulamayacak bir paralı asker... Yüzyıllardır savaşan iblis, bin yıldır beklediği eşini sonunda bulmuştu. Eşinin türü hakkındaki gizemi ondan uzak durmasına neden...