Yine ve yeniden, hayat diye düşündüm. Benim gökyüzüne bakmaya devam etmemi sağlayacak bir oyundan ibaret. Bir gün sonsuza kadar gökyüzüne bakacağım, o güne kadar bakmak istediğim insanların yüzüne bakacağım.
Hastanedeydim yine ve doktorumla konuşuyordum, derin bir nefes alıp yüzüne baktım. Yeni boyattığını fark ettiğim kızıl saçlar yüzüne renk katmıştı ve bordo rujuyla beyaz teni daha da ortaya çıkmıştı, açık kahve gözlerine baktım.
"Beni dinliyor musunuz Pera hanım? Değerlerinizin düşmesi demek yakın zamanda birkaç kez daha bu tehlikeyle karşı karşıya kalabilirsiniz demek. Daha geçen hafta size hastaneye yatmanızı önermiştim yoksa daha da kötüleşmeniz muhtemelen, en azından ilaçlarla ayakta kalabilirsiniz." Güldüm. İlaçlar sadece beni yatağa bağımlı yapacak ve hiç hastaneden çıkmamamı sağlayacaktı belki de. Oysa ben daha Uraz'ın yüzünü görmemiştim ve adını ondan öğrenmemiştim.
"Pera," dediğinde sinirlenerek yüzüne çevirdim bakışlarımı. Hayır Yaren, arkadaş değiliz o kadar yakın değiliz Pera diyemezsin.
"Yaren hanım," diye konuştum uyaran bir şekilde. "Sınırınızı aşıyorsunuz."
"Ben bir doktorum Pera ama ondan önce aramıza mesafe koymasaydın arkadaşındım, yakın arkadaşın hatıırlıyor musun? Ve yakın arkadaşım biraz daha yaşasın istiyorum."
"Öleceğim zaten, daha uzun yaşaması mı var? Bana kalp mi buldun? Hadi buldun dayanabilecek miyim?" Dediğimde yutkundu, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"Pera," dedi, gözlerini açıp oturduğu yerden kalkarak. "Arkadaşımı götürme, arkadaşımı çok özledim. Onunla gülmeyi özledim ama tek olan hasta doktor mesafesi. Ben doktorum evet ama senden daha fazla şey gördüm ve o sol tarafın biraz daha atsın diye çözüm yolu arıyorum. Eriyip gittin gözümün önünde, iki yıldır verdiğin savaştan geri kalan şey beni mutlu etmiyor. Gel yat şu hastaneye, daha iyi tedavi ol."
"Daha iki yıl olmadı," diye mırıldandım Yaren önümde eğilip ellerimi tutup gözleri dolu dolu bana baktı. "Daha 1 Ocak olmadı."
"Pera, sorun iki yıl olup olmaması değil biliyorsun. Yapma bunu kendine." Ama oldu Yaren doktor, yaptılar. Bir sokak ortasında ölüyordum ben korkudan ve acıdan. Bir gece de hayallerimi çaldılar. İnsanın biraz olsun acıması olur ama çaldılar, bende onların hayallerini çaldım. Ödeşmedik ama, benim kalbim her an durabilir. Onlar dört duvar arasında gün geçiriyorlar ben her gün kalbim ne zaman duracak diyerek nefes alıyorum.
"Bunu ben yapmadım zaten kendime."
"Kızlarla görüş, bizimle görüş." Dedi ama başımı olumsuz anlamda salladım, bunu da yapmayacaktım. Beş arkadaş olduğumuz arkadaş grubum bensiz de iyiydi, tekrar geri dönersem herkesi birbirine düşürürdüm. Hiçbiri beni umursamamıştı.
"Kızların hepsi vefasızlık yaptığını düşünüyor," dediğinde güldüm.
"Ben vefasızlık yapıyorsam onlar da vicdansızlık yapıyorlar. Hiçbiri arayıp sormadı neden böylesin diye. Sen sordun Yaren, o yüzden buradayım."
"Pera yapma, dönme yüzünü. Kimseyi bırakmadın yanında. Ölüme yalnız başına gidemezsin."
"Yanılıyorsun, insan ölüme en çok yalnız başına gider." Ellerimi beni tutan ellerinden çektim, daha fazla konuşacak bir şey kalmamıştı.
"Bunu yapma işte!" Diye isyan etti ayağa kalkarak. "Kimse yok yanında Pera, görmüyor musun?"
"Yanımda biri var," dedim ayaklanarak. "Ve her şeye herkese rağmen yanımda. Başka kimseye ihtiyacım yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERA'YA MEKTUPLAR • Yarı Texting
Teen FictionPera: Benim için her şeyi yapabilirsin yani Uraz: Evet Uraz: Başka soru? Pera: Kalbimin durmasını engelleyebilir misin? Görüldü. Uraz yazıyor... Görüldü. Son görülme: 17:03 Pera: :)