29

97 29 29
                                    

Doktor Yaren: Hastaneye yatacağını söylemiştin

Doktor Yaren: Bundan vazgeçmene sebep olan şey ne

Doktor Yaren: Gerçekten önemsiz bir sebepten vazgeçtiysen kendi kendini yakıyorsun

Pera: Yatacağım hastaneye

Pera: Sadece biraz daha hava almak istiyorum

Pera: Dışarıda olmak istemem gereksiz bir şey mi Yaren

Pera: Dışarıda nefes almak istemek hiç de gereksiz değil

Doktor Yaren: Kendine dikkat et

Doktor Yaren: İki gün sonra tekrar kontrolün var ondan sonra konuşalım

"Oldu," dedim kafamı sinirle kaldırıp ve Aren ile göz göze geldim ama beni anlamaya çalışıyor gibi bakıyorken ona gülümsedim, bu sorun yok demekti.

Gün bizim için erken aydınlanmıştı ve sahilde koşu yapıp duş aldıktan sonra evden çıkmıştık. Aren bu sefer benim şampuanımı kullanmıştı ve çok tatlı kokuyordu, hatta şarkı için yola koyulduğumuzda bile elimi saçlarına daldırıp ona takılmıştım ama halinden memnun gibi görünerek bana hiçbir şey dememişti ve şimdi de o birileriyle şarkısıyla alakalı konuşurken ben onun için ayrılan köşede oturmuş elime de buzlu bir limonata verilerek onu izliyordum Yaren yazana kadar.

Yaren'e sabah hastaneye yatmak istemediğimle ilgili sesli bir mesaj atmıştım ve elbette delirmişti ama Aren ile yaşama fikri hastanede yaşama fikrinden daha iyiydi. Burada işlerimiz bitince de Aren'in evine gidecektik ve evini böylelikle görmüş olacaktım. Tabi Yaren Aren'e yazmazsa, bana hiç biliyormuş ve kızıyormuş gibi bakmamıştı, hoş Aren bana hiç kızmazdı.

"Bir sorun mu var," dedi Aren önümde dikilerek.

"Hayır," dedim gözlerimi devirip ardından dudak büktüm. "Buzlu limonatamı düzgün yapmamışlar bir süre sonra midem bulandı."

"Başka bir şey ister misin," dedi hemen ve arkasını dönünce uzanıp elini tuttum.

"Hayır!" Elimi sıkıp bana döndü ve eğilerek başımı öptüğünde iç çektim. "İstemiyorum başka bir şey."

"Bana aşık olduğunu bu kadar belli etme, " dedi alayla ve elimdeki limonatama baktı, canı çekti düşüncesiyle ona uzattım ama başını sallayıp geri çekilmişti.

"İşin çok mu uzun sürecek?"

"Sıkıldın mı?" Dedi, kafasını kaşıyarak ve dalgalı saçlarını karıştırdı. Sıkıntılı bir nefes vererek tekrar etrafa bakmıştı.

"Hayır," dedim ona. "Sıkılmadım, seni izlemesi gayet zevkli."

Yüzünde bir sırıtış oldu ve önümde eğildiğinde gözlerimi açtım ve ona yaklaşarak konuştum.

"İnsanlar bize bakıyor, kalk çabuk! Ne eğiliyorsun hemen öyle. Aren! Sana diyorum manyak adam," diye kısık sesli bir şekilde kızdım ama bu dediklerimi umursamadan bana bakıyordu.

"Sevgilim değil misin? Bakacaklar tabi, kim diye." Dediğinde koluna vurdum hafif bir şekilde.

"Sen birkaç gündür böyle davranıyorsun, bak hiç hoş değil. Toplu bir alandayız ve senin çalışma alanındayız şu an. Çalışman lazım," dediğimde sırıtmak onun için belki de yasaklanmalıydı, toplum içinde ama. Onun dışında bana bakarken hep sırıtabilirdi.

PERA'YA MEKTUPLAR • Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin