24

109 26 46
                                    

Bir şeyler olurdu hayatta ve bazı yollara girerdi, sonu çıkmaz sokak mı yoksa başka bir yola mı bağlanıyor hiç bilmezdik. Yaşamaya devam ederdik yaşamın değerini bilmeden, son nefesimizi nerde alacağımızı bilmediğimiz gibi. Sonra biri gelirdi, yaşatabilirdi. Umutla bakabilirdi gözlerinize, umutları fısıldayabilirdi her kelimesinde. Sonra sevgiyi paylaşırdı, tüm dünyaya inat.

Yatakta uyanmış yarım saate yakın bir zamanla bana dönerek uyuyan yüzüne bakıyordum. İçimde bir şeyler fısıldar şekilde konuşuyordu, sesleri yükselmiyordu. Sadece boş boş ona bakıyordum ve uzun zamandır böyle devam eden hikayeyi bana anlatmasını istiyordum. Uyku sersemi yanıma yatmasını istemiştim ve bu o kadar masum bir istekti ki gözümde... Şimdi uyuyor haline bakmak içimdeki kelebekleri alıp başka yere uçuruyordu, gitmemişti. Gitmezdi. Artık benden hiç gitmezdi. Yüzümde bir gülümseme oldu, sevgili olduğumuzdan saatler sonra yan yana uyumak ancak ironik şekilde bize yakışırdı ve şu an yanımda huzurla uyuyan yüzü beni ağlatabilirdi.

Bir süre sonra yatağın içinde hareket ederek yüz üstü yatmıştı ve başı ilk sağ tarafa sonra sol tarafa, benden tarafa dönmüştü. Dudaklarım bu hareketiyle daha da kıvrıldı. Yüzünü hep benden tarafa döneceksin değil mi Aren? Göz kapakları hareket etti ve usulca açıldı, yeşil gözleri artık gözlerimin içindeydi. Gözlerinin bu kadar güzel olması hiç adil değildi.

"Günaydın Pera'm," dedi boğuk bir sesle ve boğazını temizledi, kalbim de tekledi. Bu ses tonuyla hep konuşabilirdi. Ardından gülümseyerek başını yastığa gömdü ve öyle konuştu. "Şu an bir rüyadaysam uyanmak hiç istemiyorum."

"Eğer rüya olsaydı seni yataktan atma ihtimalimin olduğu bir rüya görürdün," dedim alay ederek. Başını yastıktan kaldırıp bana baktı uyku sersemi bir halde, dağılmış saçları ve şişmiş dudaklarıyla... Sakin ol Pera, manyak bir psikopat gibi aşık aşık davranma.

"O zaman bir kabus olurdu," dedi kaşlarını çatarak. Beni bu yüzden mahrum bırakmıştı, salak ondan kaçacağımı düşünmüştü. Bana neler hissettiriyorsa ondan kaçamayacağımı anlamıştım.

"Uraz, lütfen uyumaya devam et," dedim gülerek. O da başını kaldırıp bana yaklaşarak gülümsedi, içim sıcacık oldu. Elinin tersini yüzüme değdirdi ve böyle yapmasıyla sessizlik oldu.

"Bana böyle bakarken," dedi bana biraz daha yaklaşarak, nefesini verdi sertçe. "Seni saklayıp kaçasım geliyor."

"Ama ben saklanmayı hiç sevmem," dediğimde gözlerini evet dercesine kapatıp açtı.

"Beni seversin ama." İt, bu kadar farkında olmalı mısın her şeyin?

"Uraz!" Yastığı kafasının altından çekip yüzüne vurdum. Yastığın altında kalırken homurdandı ama bir anda kolumu tutup beni üzerine çekti, göğsüne yaslanmış şekilde üstten ona baktım.

"Yalan mı? Değil," dedi yüzünde haylaz bir gülüş oldu.

"Seni engelleyeceğim," dedim inatlaşarak. Gözlerimi kısarak yüzüne bakıyordum.

"Sonra beni araştıracaksın değil mi?" Şok içinde yüzüne baktım ama o daha da keyiflendi. "Ne merak ediyorsan sor canımın içi, ben söylerim sana."

PERA'YA MEKTUPLAR • Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin