[{(10)}]

104 17 2
                                    

"İçeri girelim, Hyunjin'in sorgusunu izleyelim."

~~~

"Bu ne biçim saçmalık lan? Hyunjin nerde?"

Seungmin ve Chan, Hyunjin'in sorgusu için tam odaya gireceklerdi ki, karakola bağıra çağıra giren gençle birlikte geri döndüler.

"Sorun nedir beyefendi?"

Genci gördüğünde bugün hastanede karşılaştığı Lee Min Ho olduğunu görünce yüzüne bir gülümseme oturdu.

Minho'nun yüz ifadesi yavaşça sinirden şaşkınlığa dönüştü.

"Sen bugünki adamsın..."

"Derdiniz nedir? Saçmalık diye bahsettiğiniz nedir?"

Minho ironikçe kıkırdadı.

"Hyunjin kimseyi taciz etmez, ne bok yerse yesin böyle aşağılık bir şeye bulaşmaz!"

"Sorgusunu bizimle birlikte izlemek ister misiniz Bay Lee?"

Chan, Seungmin'in dediğine güvenerek Minho'yu sorguyu izlemeye davet etmişti.

Minho, Hyunjin'in böyle bir şey yapmadığından çok emin olduğu için kafasını aşağı yukarı salladı.

Chan, eliyle Minho'ya yolu gösterdi.

"Bu taraftan Bay Lee."

Onlar sorgu izleme odasına girerken, Hyuka'da sorgu odasına girdi.

"Ne yaptınız lan kardeşime? Yüzünü kim bu hale getirdi?"

"Şuan bulunduğun karakolun başkomiseri, çok memnun kalarak elleriyle yaptı Bay Lee."

Chan, yer yer derisi soyulmuş elini Minho'ya doğru gösterdiğinde Minho karakolda olduklarını bildiği için bir şey diyemeyip duvara yumruğunu geçirdi.

O sırada Hyuka'nın sesiyle üçlü, pürdikkat kesildi.

"Evet Hyunjin, öncelikle Seungmin'i nerden tanıyorsun?"

Hyunjin derin bir nefes aldı ve Hyuka'ya döndü.

"Tam bu sorgu odasında sorgumu almıştı, ondan hoşlandım."

"Bugün nasıl buluştunuz?"

"Tanınmayayım diye saçımı boyadım, maskemi taktım ve bir polise Seungmin'i öğle yemeğine beklediğimi söyledim. "

"Kendi ismini verdin mi?"

"Hayır."

"Sonra?"

Hyunjin'in gözleri boşluğa düştü, gözlerini karşısındaki polisten kaçırıp derin bir nefes aldı

"Beni görünce gitmemi, benimle işi olmasığı söyledi. Onu tehdit ettim ve gelmezse onun beni çağırdığıyla ilgili yalan söyleyeceğimi söyledim."

Bacağı sallanmaya başlarken devam etti cümlelerine.

"Zorla bir ara sokağa soktum onu. Öpmeye, ellemeye başladım, gömleğini çözdüm."

Minho önce kıkırdadı. Seungmin ve Chan'ın gözleri ona dönünce kıkırdaması kahkahalara dönüştü.

"Siz.. siz gerçekten inanılmazsınız!"

Chan, Minho'nun yakasından tutup duvara yasladı.

"Ne diyorsun, açık ol."

"Nedenini bilmiyorum ama Hyunjin'in yalan söylediğini çok iyi biliyorum."

"Neden yalan söylesin ki? Kim böyle bir şey yapar?"

"Hyunjin yapar..."

Gözü, Chan'ın arkasındaki Seungmin'e ilişti.

"O da yapar gibi duruyor."

Gülümsediğinde, Chan arkasına baktı ve Seungmin'i gördü.

Tekrar Minho'ya döndü, yakasındaki elleri sıkılaştırdı.

"Onu karıştırma."

"Harbiden be amirim. Ne yaptın da Hyunjin'in kendini feda etmesine sebep oldun? Aaah.. doğru. Kendini çok iyi göstermiş olmalısın, farklı yönlerle."

Minho, dilini ağzı içinde çevirip gülümsemesi ve yüzüne inen yumruk bir oldu.

"Seungmin'e laf etmeden önce iki kez düşünmeliydin."

Hyunjin'in sorgusu biterken Chan, Minho'nun ellerini kelepçeledi.

"Napıyon lan sen?"

"Devlet memuruna hakaretten soruşturma açıyorum sana."

Seungmin bağırdı.

"Yeter! Bırak şu gerizekalıyı!"

Chan, bir Seungmin'e, bir Minho'ya baktı.

Kelepçeyi çıkarıp sorgular bakışlarla Seungmin'e döndü.

"Şikayetçi değilim ikisinden de, sadece siktir olup gitmelerini istiyorum."

Minho güldü ve odadan dışarı çıkmadan önce Chan'a döndü.

"Tanıştığıma memnun oldum, komiserim. Yakında beraber çok eğleneceğiz."

Odadan çıkarken arkasında iki çift sorgulayıcı göz bıraktı.

~~~

180123~447

Fate and Price[]HyunMin, BangInho, Skz, BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin