Fate and Price[]HyunMin, BangInho, Skz, BxB

[{(35)}]

"Bilmiyorum; sadece hiçbir güç, beni, senin kötü bir insan olduğuna inandıramaz gibi geliyor. Sebebini sorma, çünkü ben de bilmiyorum."

~~~

Chan hastane bahçesine çıktı ve ilk gördüğü banka oturup cebinden sigara paketini çıkardı.

Bir dalı dudaklarının arasına yerleştirip ucunu alevlendirdikten sonra paketi tekrar cebine koyup telefonunu çıkardı ve saate baktı.

Saat gece bir buçuğa geliyordu. Duvar kağıdında bulunan fotoğrafı görünce gülümsedi ve gözleri doldu.

Baskından beri Felix'i düşünüyordu.

Aptal Jeongin telefon numarasını vermediği için ona bir türlü ulaşamıyordu.

Kafasını ellerinin arasına aldı ve düşüncelere daldı. Aklından binbir türlü senaryo geçiyordu.

Jeongin ifade verdikten sonra Hyungsik'in adamları onu görmüş ve cezalandırmış, Felix'i öldürmüş dahi olabilirlerdi.

Kafasındaki düşünceleri atmak adına kafasını sağa sola salladı.

Felix gerçekten Jeongin'e aşık mıydı?

Chan doğal olarak kardeşinin bir suçluya, hem de kendini kaçıran bir suçluya bir takım duygular beslemesini istemiyordu.

Psikolojik bir şey olmalıydı, evet evet. Şuan vücudunu ele geçiren tümörün ona oynadığı bir illüzyon olmalıydı.

İnsanlar hasta olduğunda daha duygusal olurlar, Jeongin bunu kullanmış olmalı diye düşündü.

Aklına Seungmin'in Hyunjin'e olan duyguları gelince duraksadı.

İki kardeşi de ecellerine aşıktı, ne yapabilirdi?

Şuan bahçede oturduğu hastanenin içinde tüm bunların sorumlusu Hyungsik, Seungmin'in ve Chan'ın attığı yumruklar yüzünden tedavi oluyor, öz babası ona tecavüz ettiği için intihar etmeye çalışan Hyunjin, pencereden onu izleyip her an gözünü açabilir diye bekleyen Seungmin, kardeşinin babası yüzünden intihar etmeye çalıştığını bilse de kendini suçlamaktan vaz geçmeyen Minho ve tüm bunları nasıl toparlayacağını düşünen bir Chan vardı.

Bu hastanenin içerisindeki iğrenç girdap Chan'ın hem ölüm, hem yaşam sebebiydi.

Hastanenin içinde yaşamak için çabalayan birinin ondan saklandığını bilmeden sigarasını söndürdü ve dudaklarının arasına bir dal daha yerleştirip ucunu alevlendirdi.

Şuan yanımda Felix olsa çok kızardı diye düşünmekten alıkoyamadı kendini.

Nefes almak adına gözlerini kapatıp kafasını geriye doğru attı.

Derin bir nefes alıp gözlerini açtığında görüş alanına giren manzarayla ayağa fırladı.

Orta katlarda kafasında kırmızı bir bandana bağlamış, eli çenesinde pencereden dışarıyı izleyen kişi Felix olamazdı değil mi?

Sigarasını söndürmeden yere attı ve hızlı adımlarla içeriye girdi.

Asansörün tuşuna bastığında on sekizinci katta olduğunu görünce beklemeden merdivenleri çıkmaya başladı.