"Yanındayım, biliyorsun. İyi olacaksın söz veriyorum."
~~~
"Bang Felix. Kore ismi Yong Bok. Seul karakolunun baş komiserinin kardeşi. Abisi gibi Avusturalya'da doğmuş. Chan reşit olduğunda üniversite için asıl memleketi olan Kore'ye taşınıyor. O üniversitesini bitirirken Felix reşit oluyor ve aynı yıl annesiyle babasını korkunç bir trafik kazasında kaybediyor. Abisinin yanına Seul'e taşınıyor ve burada okumaya başlıyor fakat bilinmeyen bir nedenden dolayı daha ilk senesini bitirmeden okuldan ayrılıyor. Asıl adresini buldum fakat şuan bu kağıtta yazan hastanede yatıyor. Senin için iş daha kolay çünkü Chan'ın tam olarak iki buçuk saat sonra karakolda olması gerek. Beomgyu'nun dediğine göre toplantıları varmış."
Jeongin, Jongho'dan aldığı bilgilerle sırıttı.
"Tilki ininden çıkıyor, sonunda."
☆☆☆
Chan, Felix'in yattığı hastane odasının köşesindeki koltuğa sinmiş bilgisayarında işiyle uğraşıyordu.
Doktoruyla görüşmek için hastaneye gitmişti, doktoru ise ameliyata kadar kemoterapi ve benzeri tedaviler için bir süre hastanede yatması gerektiğini söylemişti.
Felix'i yatırdıktan sonra koşarak eve gidip ihtiyacı olabilecek her şeyi gördüğü ilk çantaya sıkıştırıp yarın işte giyeceği kıyafetleri yanına aldı ve tekrardan hastaneye döndü.
Saat altı buçuktu ve Felix hala mışıl mışıl uyuyordu.
Dün gece ilk kemoterapi seansını gerçekleştirmişlerdi ve Felix aşırı yorgun hissedip uykuya dalmıştı.
Chan uyanıp gözlerini ovuşturdu, kucağında ekranı kararmış bilgisayarını köşeye koydu ve ayağa kalkıp Felix'in üzerini örttü.
Yarım saat sonra ikinci kemoterapiye başlayacaklardı.
Chan'ın hayatında önemli olan sadece birkaç şey vardı ve hepsi teker teker zarar görmeye başlıyordu.
Kardeşinin güzel saçlarını okşadı.
Hastane yatağının yanında dizlerinin önüne çöktü ve kardeşinin saçlarını okşamaya devam etti.
Gözyaşlarını tutamıyordu, hıçkırmamak için kendini sıkıyor, sıktığı için de titriyordu.
Kemoterapi bu güzel saçları teker teker dökecek miydi şimdi?
Yavaş yavaş, acı vererek.
Her dökülen saç teli, Chan'ın kalbinden bir parça koparıp gidecekti.
Felix uyanıp abisine baktı.
Onun da gözleri doldu ve gözünden yaş süzülürken uykulu sesiyle konuştu.
"İyi olacağım Hyung. "
Chan dayanamayıp tuttuğu bütün hıçkırıkları gürültülü bir şekilde verdi dışarıya.
"İyi olacaksın Felix."
Chan, Felix'in yanına uzandı ve bir süre sarıldılar.
Kapının tıklatılmasıyla, Chan yataktan kalktı ve "Buyurun." diye seslendi.
Felix yattığı yatakta doğruldu ve içeri giren hemşireleri izledi.
Koluna açılan damar yolu ilk defa bu kadar fazla korkuttu onu.
Serum, vücuduna yavaşça girerken hemşireler son kontrollerini bitirdiler.
"Ara ara bakmaya geleceğiz, herhangi bir ayarla vesaire oynamayalım lütfen."
Chan, hemşirelere teşekkür ettiğinde odadan ayrıldılar.
Chan, kardeşinin başucuna geçti ve şeffaf borudan akan sıvıyı izledi bir süre.
"Sence saçlarım hemen dökülür mü Hyung?"
Masumca sorduğu soruya karşın gülümsemeye çalıştı Chan.
"Bilmem, beraber görücez."
Geçmek bilmeyen bir buçuk saatin sonunda Felix'in kolundan çıkarıldı serum.
Sıvı vücuduna işledikçe yorgun ve uykulu hissetti Felix.
Chan, yanında getirdiği kıyafetleri lavaboda giydi ve bilgisayar çantasını topladıktan sonra Felix'e döndü.
Alnına bir öpücük bıraktığında kardeşi uyumak üzereydi.
"Seni seviyorum, akşam geri geleceğim."
Felix küçük bir mırıltı çıkardı ve uykuya daldı.
Chan gülümsedi ve işe gitmek için hastane odasından ayrıldı.
~~~
190223~449
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fate and Price[]HyunMin, BangInho, Skz, BxB
FanfictionANGST DEĞİL!!! Başkomiser Bang Chan ve Yardımcısı Seungmin, Ünlü Mafya Babası Lee Hyung Sik'in Oğlu Lee Min Ho ve Suç Ortağı Hwang Hyun Jin'in peşine düştü. Ama bu suçların altında çok başka gerçekler yatıyor... Bang Christopher Chan + Lee Min Ho Hw...