Kapalı kapısının açılma sesini duyduğunda ise gözlerini hızlıca açtı ve yatağında doğruldu. Karşısında; elinde Chan'a ait siyah kupasıyla içindeki kahveyi yudumlayarak ona doğru bakan bir Lee Min Ho görmeyi hiç ama hiç beklemiyordu.
~~~
Chan hızlıca komodinin üzerinden silahını alıp emniyeti kapattı ve horozu indirdi.
Minho bunun üzerine sadece gülmekle yetindi. Elindeki kupadan bir yudum daha alıp Chan'ın çalışma masasına oturur vaziyette yaslandı.
"Brezilya kahvesi yerine kolombiya deneyebilirsin bir ara, farkı görünce teşekkür edeceksin bana."
"Nasıl girdin içeri?"
Minho omuzlarını silkip kupayı masanın üzerine bıraktı ve Chan'a doğru ilerledi.
Chan, silahı Minho'ya doğrulttuğunda Minho kıkırdadı.
"Benden bu kadar korkma Başkomiserim. Bak, silahsızım."
"Silahsız olduğuna inanacak kadar aptal değilim Minho. Neden buradasın?"
Minho kollarını iki yana açtı.
"Kontrol edebilirsin."
Chan şüpheli bakışlarda silahı bırakmadan Minho'ya yaklaştı.
Omuzlarından kollarına kadar kontrol edip ceketinin ceplerini yokladı.
Minho'nun üzerindeki deri ceketi gözlerinin içerisine bakarak çıkardığında üzerindeki siyah, dar, kısa kollu tişört kaslarını göz önüne seriyordu.
Minho, dudağını yalayıp kıkırdadı.
"Hazır yatak odama kadar gelmişken soyayım dedin, haklısın sende. Ben olsam ben de kendime azardım."
"İğrençlik yapma, Minho."
Chan, deri ceketi didik didik ettikten sonra göz kontağını bozmadan elini Minho'nun kemerine attığında Minho tek kaşını kaldırdı.
Chan sırıtarak konuştu.
"Dikket et kalkmasın, minik."
Minho da karşılığında kıkırdadı.
"Ben olsam minik demezdim."
Chan, Minho'nun kemerini olabildiğince yavaş hareketlerle çıkardı.
Pantolonunun ceplerini, belini, bacaklarını, kalçasını ve tişörtü daracık olmasına rağmen gövdesini kontrol etti. Bunlar hepsini yaparken göz kontağını hiç bozmadı.
"Sizcede başka bir evrende çok ateşli bir çift olmaz mıydık, başkomiserim?"
Chan, histerik bir gülüş bırakıp elindeki silahın namlusunu Minho'nun çenesinin altına yerleştirdiğinde Minho, dudaklarını ısırdı.
Chan'ın bakışları kızaran dudaklara odaklandığında Minho konuştu.
"Sert seviyorsunuz ha, başkomiserim?"
Chan sırıttı ve namluyu yerinden bile kımıldatmadan konuştu.
"Dosyayı kapatmamıza rağmen evimin içine kadar geliyorsun, hatta yatak odamın içine kadar."
"Merak etme başkomiserim, sırada yatağına girmek var."
"Ne istiyorsun?"
"Dosyayı geri açmanı."
Chan, tek kaşını kaldırdı.
"Derken?"
Minho, cebinden telefonunu çıkartıp galerisinden bir kamera kaydı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fate and Price[]HyunMin, BangInho, Skz, BxB
FanficANGST DEĞİL!!! Başkomiser Bang Chan ve Yardımcısı Seungmin, Ünlü Mafya Babası Lee Hyung Sik'in Oğlu Lee Min Ho ve Suç Ortağı Hwang Hyun Jin'in peşine düştü. Ama bu suçların altında çok başka gerçekler yatıyor... Bang Christopher Chan + Lee Min Ho Hw...