Fate and Price[]HyunMin, BangInho, Skz, BxB

[{(16)}]

Felix, ofladı ve kollarını göğsünde birleştirdi.

"Geldik işte."

~~~

Saatlerce süren toplantının bitişiyle birlikte herkes öğle yemeğine dağılmaya başladı.

Chan, bilgisayar çantasını toplarken Seungmin ceketini giydi.

"Yemeğe çıkar mıyız?"

"Felix'in yanına uğramam gerek, onunla yerim."

"Ya ama Felix'i çok özledim, bende geleyim mi?"

"Aslında çok iyi olur, moralini yüksek tutması lazım."

Seungmin son olan olayları anımsamasıyla birlikte buruk bir gülümseme sundu Chan'a.

Beraber karakoldan çıktılar.

Seungmin, yolun karşısında kendisine bakan tanıdık bir çift gözle birlikte duraksadı.

"Hyung, sen önden git istersen. Bir işim var hemen gelicem."

"Tamam, dikkatli ol."

Seungmin, yolun karşısına geçip, yüzünde siyah maske olan Hyunjin'i, paltosunun yakasından tutup arka sokaklardan birine sürükledi.

Hyunjin'i duvara yapıştırıp geri çekildi ve derin bir nefes aldı.

"Sen ikimizi de hapise attırmak istiyorsun anlaşılan."

"Beni buraya getiren sensin, Komiser."

Maskesini indirip kocaman gülümsemesini Seungmin'e sundu.

"Karakolun etrafında dolanma Jin."

"Nedenmiş o?"

Seungmin derin derin nefes aldı. Baskına gideceklerini söylememeliydi.

"Öyle işte, suçlusun sen. Korkmuyor musun?"

"Nasıl işte? Niye dolanmayayım Seungmin? Bir planınız mı var?"

Seungmin derin bir nefes alıp gözlerini kaçırdı, bu adamın karşısında sakinliğini koruyamıyordu.

Hyunjin yavaşça adımlarını Seungmin'e doğru yöneltti.

Seungmin panikle ne yapacağını bilemeyip geriye doğru adımladı.

Aylar önce yaşadıkları gözlerinin önünden şerit gibi geçerken gözlerini kapatıp belindeki silahı Hyunjin'e doğrulttu.

Hyunjin, olduğu yerde durup kahkaha atmaya başladı.

Bir adım daha attığında tekrar geriledi ve sırtını duvarla buluşturdu Seungmin.

"Gelme yoksa gerçekten vururum, kimse de neden vurdun demez."

Hyunjin, elini yavaşça silaha doğru yaklaştırdığında Seungmin silahı daha sıkı kavradı.

Hyunjin yavaşça silahın horozunu indirip güldü.

"Horozu indirmeden mi çekecektin tetiği."

Seungmin bir anlığına yaptığı şeye inanamadı. Nasıl olur da horozu indirmezdi?

Bunca yıllık polislik hayatında ilk defa böyle bir yanlış yapıyordu. Bunu acemiler bile yapmazdı.

Şaşkınlığını gizleyemeyerek silahla bakıştı bir süre.

Ellerinin güçsüz düştüğünü gören Hyunjin, yavaşça silahı Seungmin'in elinden aldı.

Seungmin, hala yaptığı acemiliği düşünüyor, kendine kızıyordu.