"Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için? "
Zamanın geriye bakmadan akıp gittiği bu zamanda, çoğu şeyin farkına varmak zaman alıyordu. Her şeyin ilacı zamandı belki ama sabırsız insanlar için zaman sadece diken olurdu göğüse. İnsan beklemekten çok ulaşılamayan olanı sever. Çünkü insan annecim, insan doyumsuzdur.
Gözlerimi birkaç denemeden sonra açabilmiştim. Ne olmuştu bana?
Gözlerimi sağa sola çevirdim. Başımda bekleyen bir Ferit ve Gülgün anneyi gördüm. Uzakta kalanlar hala bulanıktı benim için. Yüzümü buruşturdum. Başım çok ağrıyordu.
"İyi misin?" dedi Ferit. Elini alnıma koydu. Kafamı ellerinden uzaklaştırmak için sağa çektim. Bakışlarımı kaçırdım. O da anlamış olacak ki ellerini çekti. Başımı salladım. Konuşmak istemiyordum.
"Biz çıkalım dinlensin," dedi İfakat Hanım. Derin bir nefes aldım. Onlar odadan yavaş yavaş çıkarken Ferit yatağın kenarına oturdu. Bana bakıyordu. Kafamı ona çevirdim. Bakışlarımı boş odada gezdiriyordum. Sırf onunla göz göze gelmemek için çaba sarf ediyordum.
"Üzgünüm," dedi. Kaşlarımı kaldırıp indirdim.
"Önemli değil," dedim. Konuşmak istemiyordum ama kendi vicdanını rahatlatmadan gitmeyecek gibiydi.
"Böyle olacağını tahmin edemedim," dedi.
"Beklemiyordum zaten," dedim. Kaşları kalktı. Gözlerine baktım. Başucumdaki lamba direk gözlerine vuruyor ve koyu kahve rengi gözlerini aydınlatıyordu. Neden o gözlerde takılı kaldığımı anlamamıştım ama acele ile bakışlarımı çektim. Ne olmuştu az önce?
"Bir şeyler ister misin, aç mısın ya da içecek herhangi bir şey?" dedi. Yüzümü buruşturdum. Bu kadar düşünceli tavır onun için fazlaydı. Bozuntuya vermedim.
"Başım ağrıyor, türk kahvesi olur," dedim. Kafası ile onay verdikten sonra kapının yanındaki mikrofon ile iki tane kahve istediğini söyledi ve koltuğa geçti. Yattığım yerde doğruldum ve sırtımı yasladım. Yüzüne baktım. Bana bakıyordu. Bu hale geldiğim için kendini mi sorguluyordu?
Aslında Ferit Korhan, yapı olarak düşünceli, akıllı, nazik olabilirdi. Ama icraat olarak asla gösteremediğini düşünüyordum.
Çoğu kızın sevip beğeneceği bir adamdı Ferit Korhan annecim. Ama her şey karakter değildi tabi kii.
Kahvelerimiz geldikten sonra o ayağa kalkıp kapıdan almaya gitmişti bende koltuğa geçmiştim. Ferit, Dicle'den kahveleri aldıktan sonra masaya getirdi ve tepsi ile koydu. Ona kısa bir bakış atıp kahveme uzandım. Kendisi de yanıma çökmüştü. Boğazımı temizleyip oturduğum yerden kaydım. Bakışlarını bana çevirmişti. Kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letavitsa | Yalı Çapkını
Hayran KurguWattpadFanficsTR Türk Dizisi Dünyası okuma listesinde! İki eliyle kulaklarını kapatmış, "Susun artık." diyordu. Odasında tek başınaydı, konuşan kimse yoktu. Hep bir konuşanı olsun istiyordu fakat içindeki ses bu çağrıya "Ne dilediğine dikkat et," de...