Bölüm - 6 -

2.4K 149 28
                                    

Aşk ölüm kadar kuvvetli, kıskançlık mezar kadar zalimdir.

Hayat dediğimiz şeyin bir kuru senelerden olduğunu, her kurulan gelecek hayallerinin bir çırpıda çöp olduğunu; eğer mücadele etmezsen sadece kuytu köşede oturup gidenleri izleyeceğini öğrendiğimde daha küçüktüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat dediğimiz şeyin bir kuru senelerden olduğunu, her kurulan gelecek hayallerinin bir çırpıda çöp olduğunu; eğer mücadele etmezsen sadece kuytu köşede oturup gidenleri izleyeceğini öğrendiğimde daha küçüktüm.

Küçükken düşüncelerin, babamın yaptığı eylemlerin ya da hislerin ne anlama geldiğini bilmezdim. İnsanlar ölür veya doğardı. Ya da başka şeyler işte. Hayat dediğimiz, sadece kelimelerde kalan anların kısa bir zaman gibi geçip gitmesi düşünceler gibiydi.

Hisler, düşünceler gibi geçip giden bir şey değildi. Bu yüzden birinden nefret ettiğimizde ya da içten içe onu sevdiğimizde uzun bir zaman sonra bile aklımıza gelse veyahut görsek geçmişte hissettiğimiz şeyler kalbimizde hala yerini belli ederdi.

Sessizce yemeğimi yiyordum. Telefon çaldıktan sonra Ferit kalkmış, kısa bir konuşma yapıp gelmişti. Yüzüme kaçamak bakışlar atsa da ne kim olduğunu açıklamış ne de babamla ne konuştuğumu sormuştu. Bende üstüne düşmemiştim.

Ferit ile yakınlaştık ya da yemeğe çıktık diye aramızda bir şeyler olmasını beklemiyordum tabii ama yine de hayatında başka biri olma düşüncesi, kötü gelmişti.

"Ağızının tadı da iyiymiş hani," dedi Ferit. Kafamı kaldırıp suratına baktım. Pişkin ifadesi ile bana bakıyordu. Kafamı salladım.

"Güzel," dedim. Kısa bir süre daha bakıp yemeğini yemeğe devam etti. Hepimiz sessizce yemeklerimizi yiyip kalkmıştık. Aradaki gerginliği herkes hissetmiş, ses çıkarmamıştı.

"Alışverişe gidelim mi?" dedi Ferit. Bu sorunun bana olduğunu biliyordum. Omuzlarımı silktim.

"Alışveriş merkezinde yine bırakmayacaksan olur," dedim. Kısa bir şaşkınlıktan sonra hafif tebessüm etti.

"Görüyor musun Abidin, ne kadar şakacı," dedi. Kaşlarımı kaldırıp kinaye ile 'hıı' dedim. Dikiz aynasından bana kısa bir bakış atıp kavşaktan döndü. Gözlerimi kapatıp sabır diledim. Bu herifin benimle alıp veremediği neydi?

Alışveriş merkezinde inmiştik. Abidin abi arabayı alıp park etmek için yanımızdan gitmişti. Ferit bana kısa bir bakış atıp kapıya yöneldi bende peşinden takip ettim.

"Dikkat et kaybolma," dedi. Yüzümü buruşturdum. Bunun sabahki halinden eser yoktu. Adam toparlanmıştı. Omuzlarımı silktim.

"Kaybolmam, sen dikkat et kendini kaybetme," dedim. Kafasını sallayıp sırıttı. Bende ona eşlik ettim. Aslında onunla sataşıp şakalaşmayı seviyordum ama bir yere kadardı. Adam bir şey yapıp sinirimi bozmayı başarıyordu.

Onu takip ettim.

"Nereye girelim?" dedi. Omuzlarımı silktim.

"Nereye dersin?" dedim. Kaşlarını kaldırıp düşünüyor gibi yaptı.

Letavitsa | Yalı Çapkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin