“Kimi bekliyorsun?” diye sordu yanındaki yaşlı kadın. Ona döndü dudaklarında hüzünlü bir tebessüm belirdi cevap vermeden önüne döndü. “Eğer çok seviyorsa döner.” Dedi kadın. “Dönmeyecek.” Dedi sesi titrerken. Kadının kaşları çatıldı “Çok mu kırdın onu?” diye sordu. “Çok kırdım.” Dedi dolan gözleriyle tren raylarına bakarken. “O kadar çok kırdım ki onu bir daha gelmemek üzere gitti. Beni affetmeden gitti.” Dediğinde kadın elini onun koluna koydu. “Belki gelir.” Dedi umutla. “Gelmez.” Dediğinde gözünden bir damla yaş firar etti. Bu gerçeği yanındaki kadına değil de kendine söylemişti sanki.
Ağustos, 2023
Yoruldum ama bu farklı bir yorgunluk. Hayata karşı yetişemediğimi hissediyorum. İnsanların peşinden koşmak, onlar için bir şeyler yapmak yada onlar yerine düşünmek, yolda tek başına bir yaşlı amca, teyze ya da yalnız üzgün bir çocuk gördüğümde bile onun yerine üzülmek, acaba ne onu bu hale getirdi diye düşünmek, sanki herkese her şeye yetişebilecekmişim gibi elimin kolumun herkese dokunmasını istemem beni yoruyor artık.
Oturup nefeslenmek istiyorum, bazen düşünmemeyi, beynimi çıkarıp bir köşeye koymayı ya da günlerce yorganı kafama kadar çekip uyumayı, her şeyden kaçmayı..
Hangisi beni bu yorgunluktan kurtarır bilmiyorum ama benim ara vermeye ihtiyacım var. Ne kadar koşturursam koşturayım yada kime yardım edersem edeyim gün sonunda yine tek başıma kalıyorum. Yaslıyacağım ne bir omuz, sarılacağımm ne bir beden var yanımda.
Ben olmasam da bu devran dönüyor bir şekilde, ben olmasam da insanlar hayatına devam ediyor, etmek zorunda. O yüzden biraz ara vermek en çok da bana fayda edecek gibi geliyordu.
İfakat Hanım ile olan konuşmamdan sonra hızla salondan çıkmıştım. Kendimi bahçeye attım. Karşısında ne kadar güçlü durmaya çalışsam da hala bir korku vardı içimde. İfakat Hanım zeki kadındı. İçimde bir yerlerde ona olan korkumu hissediyordum.
Ferit bahçede gözükmüyordu. O yüzden odaya bakmaya karar vermiştim. Ferit'in, benim, evlendiğimizde kaldığımız oda..
Ferit odadaydı. Çekmeceleri karıştırdığını gördüm. Kapıyı kapattım.
"Ne yapıyorsun?" dedim yavaşça. Bana kısa bir bakış attı.
"Kalan eşyalarımı ve iğnelerimi alıyorum. Sende kalan eşyalarını alsan güzel olur," dedi. Benim burada kalan üç beş parça kıyafet harici pek bir şeyim yoktu. Onlar da zaten Gülgün annemin aldığı şık elbiselerdi.
"Senin aldığın mavi elbise burada sadece," dedim. Gözlerime baktı. Onu yanıma alsam bile nerede giyeceğimi bilmiyordum. O da bunu düşündüğümü anlamış olacak ki ses etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letavitsa | Yalı Çapkını
FanficWattpadFanficsTR Türk Dizisi Dünyası okuma listesinde! İki eliyle kulaklarını kapatmış, "Susun artık." diyordu. Odasında tek başınaydı, konuşan kimse yoktu. Hep bir konuşanı olsun istiyordu fakat içindeki ses bu çağrıya "Ne dilediğine dikkat et," de...