Her şey yolunda. Ben de o yoldayım. Yalnızca biraz arkalardayım. Koşuyorum, durmadan. Yetişemiyorum her şeye, hiçbir şeye. Her şey beni terk ediyor. Yorulmuyorum ancak tökezleyip düşüyorum. Gözyaşlarım da beni terk ediyor. Gözlerimden çıktılar, yanaklarımdan aktılar ve şimdi birer birer yola damlıyorlar. Az sonra buharlaşacaklar.
Hiç yorgun değilim ancak umutsuzum. Her şey önümde yok olup giderken ayağa kalkmayı bile düşünmüyorum. Kımıldamadan saatlerce yatıyorum. Bulutları izliyorum. Birazdan yağmur yağacak. Bulutlar, gözyaşlarımı bana tekrar gönderiyor. Damla damla üstüme yağıyor hüznüm. Yağmur daha da hızlanıyor. Hüznümle ıslanıyorum. Birkaç damla akan gözyaşlarım şimdi üstüme milyonlar olarak yağıyor. Hüznümle hüznümde boğuluyorum…
Hayattaki olan olayların hangisinden kaçmak istersek, en sonunda bizi buluyordu. Kuyruğumuzu sıkıştırıp bizi telef ediyordu.
Kapının ardında nefesimi tutarak bekliyordum. Belki yanlış adres olduğunu düşünerek giderdi. Ağzında ne tür iğrenç kelimelerin çıkacağını, kafamı nasıl çamur gibi karıştıracağını bilmiyordum. Bu yüzden korkuyordum. İfakat Hanım zeki biriydi.
"Seyran, içeride olduğunu biliyorum." dedi sakince. Sesi boş koridorda yankılanmıştı. Derin bir nefes aldım. Ne söyleyecekse söyleyip gidebilirdi. Endişemi saklayarak kapıyı açtım. Yüzüme baktı direkt. Yine her zamanki gibi şıktı. Takım olarak giydiği gömlek ve pantolon, üstüne eklediği şık takılar ile her zamanki İfakat Korhandı.
"İfakat Hanım?" dedim. Sesimdeki endişeyi saklamaya çalıştım.
"İçeriye almayacak mısın?" dedi. Birkaç saniye düşünüp kapıyı tamamen açıp ona alan tanıdım. O da hızlıca yanımdan esti. Gözlerimi kapatıp birkaç saniye sakinleşmeyi bekledim. Sonra kapıyı kapatıp onun ile birlikte salona ilerledim.
İfakat Hanım çoktan oturmuş etrafı inceliyordu. Yüzünde gördüğüm küçümseme ifadesini silmek istemiştim.
"Bir şey içer misiniz?" dedim. İfakat Hanım kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Misafirperver düşüncen için sağol, gel şuraya otur. İki çift lafım var, sonra gideceğim." dedi. Ayakta birkaç saniye yüzüne bakıp bende koltuğa yerleştim.
"Buyrun," dedim saygıdan. Karşımda her kim olursa olsun, babam saygıda kusur etmememizi söylerdi. Çantasını koltuğa koyarak bakışlarını etrafta gezdirdi.
"Güzel ev," dedi. "Ferit'e yakışmış." Kafamla onayladım. Hiçbir şey söylemeyecek onu buradan gönderecektim.
"Öyle," dedim ellerimle oynarak.
"Beğenmemiş gibisin?" dedi. Derin bir nefes aldım. Sabır diledim. Bana oynayacağını zaten biliyordum. "Tabi Korhan'ların yalısında kalmak, alışmak zenginliğe; şimdi zor gelir." dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letavitsa | Yalı Çapkını
Fiksi PenggemarWattpadFanficsTR Türk Dizisi Dünyası okuma listesinde! İki eliyle kulaklarını kapatmış, "Susun artık." diyordu. Odasında tek başınaydı, konuşan kimse yoktu. Hep bir konuşanı olsun istiyordu fakat içindeki ses bu çağrıya "Ne dilediğine dikkat et," de...