Bölüm - 26 -

2K 103 21
                                    

İnsanın zihninde hayatı gibi cennet ve cehennem vardır. Ancak zihninde kurguladığı çoğu şeyi hayatına alamamaktadır.Ama eminim ki hepimiz ölüme giderken birkaç piç öldürerek buradan ayrılsaydık dünya daha adil bir liman olurdu.Her şeye rağmen düzgün çocuklar gibi yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü şiddet iyi bir öğretmen değildir.

Kendi yıkımımı nereden başlatmak istiyorsam oradan sadece bir sütun çekmekle tüm bu işi halledeceğimi düşünüyordum. Gerisinin çorap söküğü misalinde geleceğini umuyordum. Ya bugüne gelirken zaman beni yanlışladı ya da ben yanlış düşünüyormuşum. Bugün bile isteye tüm destek sütunlarımı kendim yıkmazsam eğer bana kolay kolay bir şey olmayacağını görüyorum. Bir sırayı gözümün önünden sildim diyelim; değişim ve gelişim sürecimde idrağına erdiğim diğer sıra dizinleri bunu silimimi görmezden gelecektir. Tüm yükü üstleniverecektir. Haliyle benim devrilimimin sırası asla gelmeyecektir.

Kapıyı açıp babamın suratına aval aval bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıyı açıp babamın suratına aval aval bakıyordum. Babamın burada ne işi olabileceğini düşünmeye başlamıştım. Acaba yine o zehirli aklında yatanları dökmeye mi gelmişti?

"İçeri almayacak mısın?" dedi elinde tesbihi ile. Sertçe yutkundum. İçeri alıp almamak ile kendi içimde savaş versem de sonunda yavaşça köşeye çekildim. Babam üstümden çekmediği bakışları ile içeri girdi. Bende arkasından kapıyı kapattım. Babamın evin adresini nasıl öğrendiğini düşünmeye başladım. Bu ev yol geçen hanı gibi misafiri eksik olmuyordu.

"Kazım papa, hoşgeldin." dedi Ferit'in neşeli sesi. Tedirgin bakışlarımı bir Ferit'e bir babama çevirdim. Babamı buraya Ferit mi çağırmıştı? Bana söylememişti.

"Hoşbulduk damat, neler hazırlamışsın ya böyle?" dedi babam şiveli bir şekilde. Babam direk masaya yerleşirken Ferit'te elindekileri sofraya koyuyordu.

"Valla sen geleceksin diye bütün marifetlerimi döktürdüm ha, Seyran'a böyle sofra hazırlamam bilesin!" dedi uzatıp gülerek. Babam da gülüşüne karşılık vermişti. Ben daha ayılamamıştım olaya. Bakışlarımı Ferit'e çevirdim. O tedirgin olduğumu halimden anlamış olacak ki yanıma gelip kolunu belime doladı. Kulağıma yaklaştı. "Sakin ol," dedi fısıldayarak. Nefesi tenime dokununca ürpermiştim.

Ferit yanımdan çekilmiş mutfağa girmişti. Bende babamın yanından ayrıldım. Ferit'in peşinden gittim.

"Babamı neden davet ettin?" dedim. En azından neden olduğunu bilmem gerekiyordu.

"Aramızı düzeltmek için çiçeğim," dedi tezgahta uğraşırken. "Sen her yaptığımı böyle sorgulayacak mısın?" dedi bana kısa bir bakış atarak.

"Hayır ama-" dedim kendimi savunmaya geçerek. Ferit lafımı bölmüştü.

"O zaman güven bana, hadi gel." dedi ve mutfaktan çıktı. Bende peşinden çıktım. Ferit masaya yerleşmemi işaret edince, masaya oturdum. O da yemekleri koymaya başlamıştı.

Letavitsa | Yalı Çapkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin