10. BÖLÜM: "Tokat"

1.4K 112 21
                                    

Selamınhelloooo!!

Nasılsınız, ne var ne yok?

Ben kırk yıl sonra bir spor yaptım ama keşke yapmasaydım diyorum. Her yerim tutulmuş, adım bile atamıyorum.

Hatta dışarı çıktım bugün, bakkala gidiyorum, bacaklarımdan dolayı yürüyemiyorum ve bacaklarıma sövüyorum bir yandan insanlar da bana tuhaf tuhaf bakıyor bu mal ne yapıyor diye LEÖFLEDLEDÖLEÖFŞEMF

Neyse hadi bölüme geçin.

Keyifli okumalar *-*

Bölüm Şarkısı :
Sertab Erener - Olsun

🐣

Tutulmuştum.

Ömrümün en güzel yıllarında bir deli kara sevdaya tutulmuştum. Henüz gençliğimin baharındayken bir çift yeşil göze vurulmuştum. Öyle bir vurulmuştum ki ne gözüm ondan başkasını görmüş, ne de gönlüm ondan başkasına kanat çırpmıştı. Kalbimin tüm odaları onunla dolmuş, tüm benliğim onun aşkıyla sarmalanmıştı.

Önce bir süre uzaktan uzaktan sevmiştim onu. Dokunmadan, öpmeden, sarılmadan. Teninin sıcaklığını hiç hissetmeden. Öylece bakarak sevmiştim. Sonra bir deli cesaretiyle haykırmıştım sevdamı ona. Hiç çekinmeden hislerimi ona itiraf ederken, yüreğimin yangınını söndürmesini de istemiştim ondan.

Kabul etmişti.

Çünkü sevdam karşılıklıydı. O da beni seviyordu. Ben kendimi her olumsuz ihtimale hazırlamış iken o, beni sevdiğini söyleyerek bana dünyaları vermişti.

O günü çok iyi hatırlıyordum. İçimi bir coşku kaplamış, kalbim sanki dakikalar sonra kanatlanıp uçacakmış gibi hızla atmaya başlamıştı. Benim kalbim hayatım boyuna ilk kez o kadar hızlı atmıştı. Benim kalbim ilk kez onun yanında bu denli hızlanmıştı.

Kalp ritmimi değiştiren ve yaşadığımı hissettiren tek erkekti o.

Onunla birlikte olduğum her an inanılmazdı. Dert yoktu, keder yoktu. Hiçbir sorun yoktu. Her şey haddinden fazla güzeldi.

Belki de bunlar gelecek olan felaketin habercisiydi de, biz anlamamıştık.

Hayatım bir masaldı sanki. Her şey olağanüstü bir güzellikte ve ahenkteydi. Sevdiğim adamla saadetimize saadet katarken, bir canavar çıkagelmiş tüm büyüyü bozmuştu.

Herkes sona geldiğimizi düşünürken, asıl şimdi başladığımızı bir tek ben biliyordum.

Benim asıl masalım kara bulutlar üzerime çöktüğünde, ellerim ve ayaklarım prangalara bağlandığında, yeni bir hayata değil de esarete düştüğümde başlamıştı. Benim asıl masalım o canavar geldiğinde başlamıştı.

Bir masalın başlaması için illa bir mutluluğa gereksinim duyulmazdı. Çünkü bilirdik ki her masal mutlu sonla bitmezdi. Her masalın mutlu sonla bitmediği gibi de, her masal mutlu ilklerle başlamazdı.

Benim masalım da mutsuz başlamış, mutsuz bitecekti.

Karşımdaki adamdan gözlerimi alamazken, bir iç çektim. Yutkundum, ancak boğazımdaki o yumru gitmedi. Sanki yılların hasreti boğazıma bir urgan gibi sarılmıştı. O urgan hem nefesimi kesiyor, hem de daha fazla acı çektirmek için nefes veriyordu. Hem öldürecek gibi sımsıkıydı, hem de yaşatacak gibi gevşekti.

Esaretin Bedeli | Askeri Kurgu (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin