5. BÖLÜM: "Hatıralar Bahçesi"

1.5K 124 12
                                    

Selamınhellooo!

Nabersinizzz?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu - Tükeneceğiz

Not: İlk iki bölümde küçük hatalar vardı düzenleyip tekrar attım. Dolayısıyla bölümlerin sırası karışmış olabilir. Kütüphaneden çıkarıp tekrar ekleyin.

Keyifli okumalar ✍️

|Bu hikayenin, sesi duyulmayan her kadının sesi olması dileğiyle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Bu hikayenin, sesi duyulmayan her kadının sesi olması dileğiyle.|

🍷

Bölündüm dört beş parçaya
Savruldum öylece etrafa
Yıkılmaz sandığım o duvar
Üzerime devrildi

Ağladım halime sessizce
Acı işte tek bir hece
Yıkılmıştım şimdiye
Oğlum olmasa o haliyle

🖋️

Kızarmış gözleriyle bana bakan kadın gülümseyip "Hadi kızım, içeri geçelim," dedi.

Ona dümdüz bir surat ifadesiyle bakarak "Ben senin kızın değilim," dedim.

Yüzü düştüğünde, içimden sabır çekerek oğlumla birlikte içeri girdik. Ezbere bildiğim evi incelerken canım yandı. Her şey bıraktığım gibiydi. Yutkundum. Burada kaldığım sürece anılar ağır gelecekti, biliyordum. Ama bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum işte.

Oturma odasına girdiğimizde ayakta durarak o kadını beklemeye başladım. Çok geçmeden o da geldiğinde, yine gülümsediğini fark ettim. Dişlerimi sıktım. Hiçbir şey olmamış gibi davranması canımı sıkıyordu.

"Oturun isterseniz şöyle. Bende bir şeyler hazırlayayım size, acıkmışsınızdır."

Her ne kadar bu kadına katlanmak zor gelsede, itiraz edemezdim. Çünkü Cihat'ın acıktığını biliyordum. Yine sessiz kalmayı tercih ederek kafamı salladım. Gülümseyen yüzü yeniden düştüğünde yutkundum. Acımak yok Maral, sakın acıma.

Onlar zamanında sana acımadılar.

Odadan çıktğında oğlumla birlikte koltuğa oturdum. Yanağını okşayıp "Acıktın değil mi?" diye sordum.

Dudaklarını büzüp yanağını iyice avucuma yasladı. "Çok değil."

Gülümsedim. Bana karşı bu kadar anlayışlı olması, onu sonsuza dek kendime saklama isteği uyandırıyordu bende. Kimse onu benden almasın, kimse ona zarar vermesin istiyordum. Ancak ortada bir Cemil faktörü varken, bu pek de mümkün değildi.

Esaretin Bedeli | Askeri Kurgu (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin