8. BÖLÜM: "Sen Nasıl Bir Annesin?"

1.4K 110 14
                                    

Selamınhelloooo!

Nasılsınız??

Geçen bölüme geçiş bölümü demiştim ama asıl bu bölüm geçiş bölümü oldu. Bu bölümden sonra asıl olaylar başlıyor haberiniz olsun.

Ne çok bölüm dedimm. Sizde bölen olun bari 💃💃

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfenn.

Keyifli okumalar <3

Not: Kuzgun'u bir süreliğine taslağa aldım. Açığa geçme gibi bir durumum var. Geçtiğim zaman bölümlerin tamamını düzenleyip teker teker paylaşacağım. Bilginiz olsun.

Bölüm Şarkısı: Mavi Gri - Ahmet Hatipoğlu: Ölümle Yaşam Arasında Mavi Gri: Altüst Olmuşum Mabel Matiz: Fırtınadayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm Şarkısı: Mavi Gri - Ahmet Hatipoğlu: Ölümle Yaşam Arasında
Mavi Gri: Altüst Olmuşum
Mabel Matiz: Fırtınadayım

|Bu hikayenin, sesi duyulmayan her kadının sesi olması dileğiyle.|

🍷

"Maral."

Birinin bana seslenmesiyle kapalı olan bilincim açıldı. Gözlerimi açmak istedim ama yapamadım. Tüm gece içim dışıma çıkana kadar ağladığımdan, kirpiklerim birbirine yapışmıştı. Yüzümü hissettiğim acı yüzünden buruştururken aynı ses yine bana seslendi.

"Maral uyan hadi."

Bilincim açılsa da gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Zaten ölesiye dayak yiyip, ardından tecavüze uğradıktan sonra hiç de temiz olmayan bedenimin bu tepkileri vermesi gayet doğaldı. Şahsen hâlâ yaşıyor olmam bile mucize gibi geliyordu bana.

Gözlerimi zorlukla araladığımda elimle ağrıyan başımı ovaladım. Başım ağlamaktan dolayı çatlıyor, tüm uzuvlarım sızlıyordu.

Kasıklarım ise...

Ağrısı hafiflemişti. Ama ruhumdaki ağrısı ebediyen kalacaktı. Bunu bilmek canımı daha çok yaktı.

Görüş açıma giren suretle yüzüme soğuk bir ifade takındım. Olduğum yerde doğrulduğumda sırtımın acısından dolayı yerde adeta sürünerek duvara yaslandım. Şu basit harekette bile nefes nefese kalmıştım. Göğsüm hızla inip kalkarken bacaklarımı kendime doğru güçlükle çektim. Yere sabitlenen gözlerimi karşımdaki kadına dikerek ona büyük bir tiksintiyle baktım.

"Maral, kızım kalk hadi. Elini yüzünü yıka bir kendine gel."

Alayla gülümsedim. Bu kadın ya gerçekten komikti ya da fazla salaktı. Aksi halde dün gece o acı dolu iniltilerimi duymuş olmasına rağmen, sanki hiçbir şey olmamış gibi böyle aptalca konuşmasının başka açıklaması olamazdı. Beni duymaması da imkansızdı. Şayet sadece birkaç oda ötesindeydim. Canımın acısından Cihat'ın uyanma ihtimalini bile unutarak çığlık atmıştım. Tabi Cemil önceden önlemini alarak o iğrenç elleriyle ağzımı kapatmıştı. Lakin yine de bu kadının sesimi duymamasına imkan yoktu. Duymamazlıktan gelmişti, adım kadar emindim.

Esaretin Bedeli | Askeri Kurgu (Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin