Boşluk...

29 3 0
                                    

Uyandığımda kendimi kötü hissediyordum.Bir anda karnım ağrımaya başladı.Tuğrayı aradım "Alo!Aşkım benim Alev." dedim "Ahh! Karnım!" diyerek bağardım  ve camı açtım, "Alo!Aşkım ne oluyor orda?Evde misin?Geleyim mi?" dedi Tuğra."Aşkım şey yeni kalktım kendimi kötü hissediyorum kahvaltı filan etmedim.Bir kafeye(cafeye)gidip kahvaltı edelim mi?Sen ettiysen çıkmayalım." dedim Tuğra'dan cevap geldi hemen "Bende kahvaltı etmedim bir 15-20 dakikaya geliyorum sen bi elini yüzünü yıka iyi gelir belki." dedi telefonu kapattı hemen içeri gidip yüzüme soğuk su çarptım üstümü değiştirmek için odama gittim sonbahar aylarında olduğumuz için kazak giymiştim ama anında sıcak bastı ve t-shirt giydim ve pencereyi açtım rahatladığımı hissettim.Ve kapı çaldı!Kot pantalon giydim kapıyı açtım "Selam!" dedi Tuğra başımı salladım aşağı inerken asansör kullandık aşağı inerken Tuğra konuşmaya başladı. "Aşkım.Solgun gibisin biraz.Sen iyi olduğuna eminmisin? Bence kahvaltıdan önce acile gitmeliyiz!" dedi "Hahaha!" sessizce güldüm Tuğra güldüğümü gördüğü için mutlu olmuş gibiydi."Biraz karnım ağrıyor bide sıcak bastı bu kadar." derken bile karnımı tutuyorum aynen kızım inandı yalanına! "Sanmıyorum, ama madem öyle diyorsun öyle olsun." dedi.Aşağı indik arabaya bindik ve Tuğra radyoya eğildi bir şarkı açtı, sözleri yoktu klasik müzik açmış!Daha neler!Ben kafayı yemeden karnım daha çok ağrımaya başlamıştı âdet olmamıştım biliyordum.Hasta olduğumu anlamıştım.Tuğra yakındaki bir kafeye götürmüştü bizi."İn bakalım aşkım, yemekten sonra bir ağrı kesici iç, biraz temiz hava alalım.Sonra kötü olursan yine doktora gidicez.Kabul etmezsen bir saat sonra seni kollarımda acile kaldırıcağım! Hahaha!" Hahaha çok komik gerçekleşecek şeyleri söylediğinin farkında değil edit yapabilenler hazırlanın she knows editi yapacaksınız!

"Haha!" diye çok ama çok gerçekçi bir şekilde güldüm.(!)
İçeri geçtik kahvaltı ettik derken saat öğlen bir olmuştu.Ben yemek yemiş, doymuş ve ilaç içmiştim.Amma ve de lakin hâla hastaydım.Bir anda koştur bismillah toalete gittim koştur bismillah benim bir sözüm tanışmış oldunuz! Tvalete vardığımda kusmaya başladım.İki-üç dakika sonra elimi ağızımı yıkadım ve Tuğra'nın yanına gittim.Tuğra endişeli endişeli bana bakıyordu."Bir anda midem bulandı gittiğim gibi kustum." dedim Tuğra hafif güldü sonra kahakahalara boğuldu "Ne-neye gülüyorsun?" dedim Tuğra yavaş yavaş sakinleşti ve konuşmaya başladı "Aklıma yengem geldi o da hamileyken böyle davranıyordu yemekten sonra kusuyordu herşeyi üstüne alınıyordu ona gülüyorum bir an seni öyle hayal ettim!" dediğinde bende gülmeye başladım "Hahahahaha!Bende kendimi öyle hayal ettim!" Ay kendimi öyle düşünemiyorum düşünsenize Tuğra'dan hamileyim ve ben anne Tuğra'da baba oluyor!Ya çok komik olurdu."Aşkım bu kadar gülmek yeter bence, baksana herkes bize bakıyor!" dedim.Tuğra bir anda bana aşk dolu bakmaya başladı, çok yakışıklı duruyordu. "Bize baksalar ne olucak, bir yakışıklı çocuk ve bir güzel kızın gülüşünü izlerler." dedi. "Güzel mi? Kafayı yemiş olmalı!Bu kadar çirkin bir insana nasıl güzel diyebiliyor ki?" dedim ve Tuğra bana dik dik baktı."Aşkım senden bahsediyorum ve sen kendini çirkin mi buluyorsun!(?)" dedi."Shit ya ben onu seslimi söyledim.Söylrmedim say!" Dedim ve şok! Karın ağrım bitmiş baş ağrısı başlamıştı!elimle başımı tuttum."İyimisin aşkım?Hastaneye gidelim mi?" Dedi Tuğra, benden daha endişeliydi "Aşkım sen beni eve götür ben uyuyayım yoksa iyileşme hem ben hasta olduğumda sonraki gün iyi oluyoru..." derken yere düştüm. "İyiyim bayılmadım ya da ölmedim ama uyumam lazım. Hadi aşkım gidelim." dedim Tuğra koşa koşa hesabı ödedi koluma girdi arabaya bindik ben yolu izlerken uyuya kaldım. Bir süre sonra uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken Tuğra'nın konuşmasını duydum "Anne biz geliyoruz sen benim yatağa yeni çarşaf ser ben yer yatağında yatarım.Bide ateş ölçeri çıkar." Tuğra annesi ile konuşuyordu yalnış anlamadıysam onlara gidiyorduk."Tuğra gerek yok." dedim "Aşkım sesin bile çıkmıyor ve ben seni evde tek bırakacağım saçmalama.Arka koltukta olsam seni uyuyor sanarım hâla, lütfen." dedi ben geri uyudum.Uyandığımda Tuğra beni kucağında odasına çıkarıyordu.Geri uyudum çünkü göz kapağını bile zor açmıştım.Sonra Tuğra beni odasına götürdü yatağına yatırdı ateşimi ölçtü az olduğunu görünce derin bir nefes aldı ben geri uyudum.Uyandım kendimi artık hasta hissetmiyordum başımda ise Tuğra vardı.Dur bir dakika ne!(?)Tuğra ben uyurken başımda beklemişti.Ve yorulup sandalyede uyuya kalmıştı kalkıtım ve saate baktım saat gece bir olmuştu.Ama bu önemli değildi sonra Tuğra'ya baktım delirmiş gibiydi, üstü başı dağalmıştı, yorgun duruyordu ve elini sımsıkı yumruk yapmıştı.Ne olmuştu da bu kadar korkmuştu?Benim için bu kadar endişelenmiş olamazdı değil mi?Yo, yo, yo, benim için değildi bu başka bir şeydi.Sonra kalktım Tuğra'nın odasının karşısındaki tuvalete gittim elimi yüzümü dört, beş kez yıkadım ama hâla Tuğra'nın bu halini atlatamamıştım.Sonra aşağıya indim.Tam mutfak nerde diye bakınırken arkamdan bir ses geldi "Mutfağa mı bakmıştın kızım?" dedi bir erkek sesi "Ay!" dedim irkildim nedense "Korkuttuysam özür dilerim kızım.Ben Tuğra'nın babası." dedi adam. 

(Alev eve geldiğinde Mert evde olmuyor bu yüzden görüşmediler)

Evet Tuğra'nın babasına adam diyeceğim."Aa. Şey sorun yok.Tanıştığımıza memnun oldum efendim."Efendim mi oha Alev.Bide bey efendi de tam olsun!
"Bana efendim demene gerek yok.İstersen Mert Amca ya da kısaca baba diyebilirsin senin kararın istediğini söyleyebilirsin bana.Tahmin edebildiğim kadarıyla  senin için kolay olmaz.Gel oturalım mutfağa öyle konuşalım." dedi şok yaşıyodum mutfağa geçtik sonra."Şey...  Siz nerden yani nasıl biliyorsunuz bunu?" dedim durdu biraz.Sonra konuşmaya başladı."Bi gün Tuğra odasında oturuyordu efkarlı, sinirli ve düşünceli duruyordu.En çokta âşık duruyordu.Yanına gittim ne olduğunu sordum biraz senden bahsetti hikâyeni anlattı inan çok üzüldüm, o yüzden biliyorum." dedi şok geçirdim bir an sonuçta hikayemi biliyordu bu yüzden bana yumuşak yaklaşacaktı.Ama ben bunu istemiyordum insanlar bana herkese baktıkları gibi baksınlar istiyordum.Onların acımasına ihtiyacım yoktu o acılar beni güçlü hale getirmişti, bazen insanların bana acı hissetmesi bana hayatın bir oynuymuş, insanlar bana acıdıklarında bir adım geri gidiyormuşum ve en geriye vardığımda hayat beni yok edecekmiş gibi hissediyordum.Yok etmesinde sorun yok ama en dipte beni yok etmemeliydi hayat beni en yukarda yaşarken yok etmeliydi.En azından amacına ulaşarak ölürdüm.

İKİ HAYAT AŞKI -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin