(Yazarın anlatımı ile)
Sonraki gün Alev uyanmış ve Tuğra ile güzel bir kahvaltı yapmıştı.Fakat Salih sabahın erken saatlerinde aldığı acil bir haber ile takım elbisesini giyip arabasına atladı ve benim bile bilmediğim bir hızda işyerine gitti.Yani uyuşturucu sattığı yere.
"Patron!Çok önemli gelişmeler var." dedi bir çalışan.Salih onu durdurdu.Birlikte odasına çıktılar ve çalışan koridorda konuştu."Efendim aradığımız ve araştırdığımız Murat Kahraman ve Güney Akkuş ormanın derinlerine zor tanımlanan bir ceset ile ölü bulundu.Ayrıca ölülerin tam ortasında üçken oluşturacakları şekilde kısmen yakılmış iki eldiven bulundu.Eldivenlerin zayıf bir kadına ait olduğu tespit edildi.Başka bir bilgi alamadık." dedi."Tamam çekil.Araştırmaları hızlandırın.Olay yerine polisin müdahle etmesini engelleyin.Herhangi yakının sorun çıkarmadını engelleyin.Gerekirse para verin.Ödenemeyecek mecraya gelene kadar zorlayın.Olmazsa ölümle tehtid edin.Şimdilik bu kadar.Sekretere söyle bir saat boyunca belirli kişiler hariç almasın.Belirli kişiler kim o biliyor." dedi ve çalışanını odadan yolladı.Kimin bunu yaptığını tahmin edebiliyordu.
Salih elini saçlarına götürdü ve saçlarını karıştırdı.Sekreterini hızla aradı."Gül.Korumaların hepsini konferans salonuna iste.15 dakikaya orda olsunlar.HEPSİNİ istiyorum." dedi ve telefonu kapattı.Hızla odadan çıktı ve hızlı adımlarla asansör ile alt kata indi.Salona girdi.Süre dolduğunda herkesin girdiğinden emin oldu ve kürsüye çıktı."Hanımlar, beyler.Size çok önemli bir sorum var.Olay önemli.Herkesin doğru konuşmasını istiyorum.Ki yasak değil.Son bir hafta içinde bir kadına başka kimse değil.Genç zayıf bir kadına çalıştınız mı?Kadın genç ve cesur ve zayıf.Kafın iki tane erkeği bir gecede bir ormanda öldürmüş.Bu kişiler el kaldıranilir mi?" dedi.Yüz küsür kişi elini kaldırdı."Salonun kalanı yani el kaldırmayanlar salondan seri bir şekilde çıkabilir mi?" dedi.Herkes yoğunlukla kadınlar salondan çıktı.Solunda çok az kişi kalmıştı.Yarısı erkek yarısı kadındı."Çalıştığınız kişinin adı soy adı nedir?" dedi.Nerdeyse herkes tek bir ağızdan bağırdı."Alev Yıldız." bir kaç kişi farklı isimler söyledi."Teşekkürler çıkabilirsiniz." dedi.Kimse hiçbir şey anlamamıştı.Ama herkes çıkmıştı.
Salih eline telefonunu aldı."Alo!Berke.Tuğra ve Alev'in şu arkadaş gurubu var ya.Topla onları.Sakın İrem ve Alev duymadın.Evet iki Alev'de duymasın." Salih anlamıyordu bir asker nasıl bu kadar gerizekalı olabilirdi?
1 saat sonra~
Herkes toplanmış Salih'i bekliyordu.Hepsinin içinde bir sıkıntı vardı.Ayrıca neden tüm erkekler toplanmıştı?
Salih ortama giriş yaptı ve kimsenin konuşmasına pas vermeden konuştu.
"Beyler çok büyük bir sorunumuz var.Alev intikam alma olayını çok yüksek raddelere getirdi..."(Alev'in anlatımı ile)
Tuğra normalde yapmayacağı şekilde acil bir işim var iki üç saate gelirim demişti.Bu hareketi sinirimi bozmuştu.Abimi aradığımda telefonu direkt suratıma kapatmıştı.Aynı şeyi Salih abide yaptı.Aynı şekilde Atakan, Serhat ve Murat'da telefonu yüzüme kapattı.Yetmiyormuş gibi asla yapmayacakları bir kabalık ile beni birdaha arama yazmışlardı.Yengem Alev'i uyuttuğunu bir süre onu aramazsam sevineceğini ararsam Alev'i benim uyutacağımı söyledi.
Can sıkıntısı ile üstüme bir tişört altıma da bir şort geçirip elime cüzdanımı ve telefonumu alıp belime ceket bağlayıp evden çıktım.Tanıdık tek İsmail kalmıştı.Onuda aramayı istemiyordum.Kızlar konferansa gitmişti.Alev'i de arayamayacağım için dolaşmak en mantıklısıydı.Şu sıralar odak sorunlarım vardı.Umarım yolum dakika başı değişmez.Yolda giderken Tuğra'yı aradım.Değişik bir şekilde telefonu açmıştı.Amma sesi çok temkinli geliyordu."Efendim?" dedi."E sıkıldım aşkım.Kimse açmadı telefonumu.En son 112'yi arayıp sıkıldım diyeceğim onlar da açmaz.Ayh sıkıntı bastı!" dediğimde Tuğra öksürdü."Aşkım çık alışveriş yap.Ne biliyim arkadaş edin?" dediğinde durdum."Aklıma Ceylin geldi.Nsyse ben o kızıda sevicem." dediğimde Tuğra hızla konuştu."Da eki neden aşkım?" dedi."Ee yok bişey hadi kapat." dedim.Hızla eve gittim.Aklıma motorum olduğu gelmişti.Ekipmanlarımı güzelce giydim canım kaskımı taktım çantama ehliyetim, cüzdanım, telefonum, anahtar ve gerekli olan iki üç şeyi alıp evi terk ettim.
Motoruma atladım.Planım gece saatlerine dek motor kullanmaktı.Ararlarsa bulamasınlar.Umrumda değildi.Sadece telefonun sesini duyabileceğim kadar açıp kendimi garantiye aldım.
Motora hızla gaz verip hızın tadını çıkardım.Kaskımın oluşturduğu rüzgar sesi, bedenimde seyrek seyrek hissettiğim sert rüzgar, bana meydan okumaya çalışıp kaybeden arabalarlarla doku trafik.Motoru hızla şehir dışına doğru sürmeye başladım.Bana kafa tutan BMW'yi solladıktan sonra yola devam ettim.
A
kşam saatleri...~
(BERKE'NİN ANLATIMI İLE)
Sabahtan beri kimse Alev'e ulaşamamıştı.Son görüştüğü kişi Tuğra idi.O saatten sonra ne Alev birini aramıştı ne de biz onu.Bir saat sonunda Tuğra eve gitmişti ve Alev'i bulamamıştı.Kşmse arayıp ulaşamamıştı.Üstüne bir süre meşgule atmış en sonunda açmamaya başlamıştı.Şimdi Alev'e dair bir not bulmak için evi arıyorduk.Deniz hepimizi durdurdu."Bi-bir şey bu-buldum!" dedi.Hepimiz başına toplandık.Alev'in EHLİYETİ Lİ VARDI? Hem de motor.Tuğra durdu."Has.." dedi kendi kendine."Ne var?Bir şey bilip konuşmazsan seni hapishane köşlerinde çürütürüm konuş!" dedim.Tuğra bana döndü."Ya bizim kapının önünde Yamaha R25 vardı.Hayır komşularımız ya çok genç ya da motor ile alakaları yok.Garip gelmişti.Sanırım o motor Alev'in..." dedi.Alev'in yediği cezadaki plakayı bulup çocukları aradım."07 YH 181 plakalı gece mavisi bir motor bulun.En son nerde görülmüş yani.Ciddi bir durum söz konusu.Yamaha r25 model.Bulduğun gibi ara." Telefonu kapattım.Bizimkiler ile kısa bir bekleyiş ardından çalan telefon ile gerildik."Motor en son *****'da görülmüş.Ama soraki kamerada yok.Sorun şu ki yolun ortasında durmadıysa durabileceği bir çıkıntı bile yok.Ya uçurumdan atladı yada başka bir şey." dedi Alp.Onu onaylayıp telefonu hızla kapattım ve bizimkilere söyledim.Toplam 10 kişi arabalara dağıldık ve son görülen yere gittik.
Vardığımız zaman yerde bir motor ve bir kaç polis gördük.
Motor... Motor paramparçaydı...
Ellerim titrediğinde polislerin yanına gittim.Plakayı sorduğumda plaka uyuşuyordu.
"P-polis bey... Süren ki-kişi ne oldu?" dedim zorlukla.Bir cümle ile tüm hayatım karardı."Beyin kanaması geçirmiş.Ayrıca sağ kolu ve sağ bacağı kırılmış.Vicudunu çok yerinde kesik varmış.Yakınımısınız?" dedi.Dengemi cümleden sora kaybettim.Bizimkiler ve Tuğra gelip durumu öğrendi.Tuğra şak diye ağlamaya başladı.Salşh benim yanıma geldi.Ellerinin titrediğini hissettim.Murat küçük küçük ağlıyordu.Kızlar da Murat'a sarılıp ağlıyordu.Ortam tam bir kaos ortamıydı.Polisler bizi hastaneye götürdüğünde hızla ameliyathane kapısına gittik.Ameliyat başlayalı bir saat olmuştu...Aşklarım bölüm nasıldı?Ben gayet sevdim.Bence güzeldi.Olaylar gittikçe karışıyor.Az bölüm kaldı.Hem de çok az.Yavaş yavaş kitap bitiyor 🤧 neyse.Sizi uzun uzun tutmayacağım.Oy ve yorum atmayı unutmayın. ÖPÜLDÜNÜZ!<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ HAYAT AŞKI -ARA VERİLDİ
Teen FictionBazı erkekler geç olgunlaşır.Taa ki hayatlarını olşturan şeyi kaybettikleri ya da kaybetmek üzre oldukları ana kadar.İşte ben de tam o anı yazdım. Hikayenin Instagram hesabı: Gizemli2kiz