GEÇMİŞ OLSUN

10 1 2
                                    


Hatırlatma;
Motor... Motor paramparçaydı...
Ellerim titrediğinde polislerin yanına gittim.Plakayı sorduğumda plaka uyuşuyordu.
"P-polis bey... Süren ki-kişi ne oldu?" dedim zorlukla.Bir cümle ile tüm hayatım karardı."Beyin kanaması geçirmiş.Ayrıca sağ kolu ve sağ bacağı kırılmış.Vicudunu çok yerinde kesik varmış.Yakınımısınız?" dedi.Dengemi cümleden sora kaybettim.Bizimkiler ve Tuğra gelip durumu öğrendi.Tuğra şak diye ağlamaya başladı.Salşh benim yanıma geldi.Ellerinin titrediğini hissettim.Murat küçük küçük ağlıyordu.Kızlar da Murat'a sarılıp ağlıyordu.Ortam tam bir kaos ortamıydı.Polisler bizi hastaneye götürdüğünde hızla ameliyathane kapısına gittik.Ameliyat başlayalı bir saat olmuştu...

3-4 saat sonra...

Alev'in ameliyathane'den çıktığını gördük ve hızla doktorun yanına gittik."Doktor hanım ne olmuş?Durumu ne?" diye ardarda soralanan bir yığın soruya kadın hızlıca cevap verdi."Beyin kanaması geçirmiş.Bu yüzden belirli ve kısa bir süre için yani bir ay civarı felç diyebiliriz.Sağ kol ve sağ bacak kırılmış.Ayrıca vizcudunda çok fazla derin olmayan çizikler ve sıyrıklar var.Alev hanım eğer ekipmanları tamamen olmadan motora binseydi ambulans gelene kadar ölmüştü.Fakat tüm ekipmanları tamdı.Zaten görmüşsünüz bize de ambulans çalışanşarı anlattı motor pert.Şimdilik vermem gereken biligi bu kadar.Baika sorunuz yoksa gitmem gereken bir ameliyat daha var." dedi hızla."Yok efendim sağolun." Dedim.Yavaş yavaş yoğun bakıma kadar gittik ve ordaki oturaklara kutulduk.

Bir iki saat sonra Tuğra'nın anne ve babası eve gittiler.İsmaile Tuğra ne kadar zorlasada eve gitmedi.İrem ve Alev saat başı arayıp durum bilgisi alıyordu.
Şimdilik durum buydu.Deniz Atakan mı Atahan mı ne onun kucağında uyumuştu.Meral kafasını Serhat'ın omzuna koymuştu, Sarhat'ta kendi kafasını onun üstüne koymuştu ve uyumuşlardı.Murat başını öne eğip uyumuştu.Tuğra nasıl becerdi bilmiyorum ama kafasını cama dayamış ve ayakta uyumuştu.Ben de uyku ile uyanıklık arasındaydım.Tuğra'yı anlamıyordum.İrem'e böyle bir şey olsa dünyayı yakardım ben.
Aklıma gelen bir söz ile duraksadım.

Konuşmuyor, anlatmıyor diye hissetmiyor sanmayın, kimisi içine atar çığlıklarını...

(Tuğra'nın anlatımı ile)

Yarı uyur yarı uyanık bir hale geldiğimde gözlerimi araladım.
Her yerim ağrıyordu ama buna değerdi.Uyandığını ilk görmek, kalp atışlarını dinleyerek uyumak buna değerdi.
Uyuyuyanları gördüğümde sırıttım.Murat'ın yanındaki ceketini üstüne attım.Kendi ceketimi çıkartıp sakince Berke abinin üstünü örttüm.Biliyorum o askerdi.Biliyorum o kolay kolay üşümezdi.Belkş bana kızabilirdi.Ama gönlümü rahat tutmak buna değerdi.Sakince camdan içeri baktığımda şok oldum.Alev gözleri açık bana bakıyordu.Gözlerimi ovuşturdum. Gülümsedi.O an dünya durdu.Doktor çağırma düşüncesi aklıma gelemedi.Sadece güzel gözlerine baktım.Kahve, ela ve sarı arası o göz harelerine.Sırıttı.Gözleri yavaş yavaş kapandı.Tekrar tavana doğru döndü ve uyudu.Bu beş saniye ölüme değerdi.Şu aptal camı kırıp yanına kıvrılmak bir süreliğine de olsa onunla aynı havayı solumak, soluk tenine dokunmak istiyordum.Ama mümkün değildi.Kendi kendime fısıldadım."Biliyorum yaparsın.Biliyorum sen yaparsın.Biliyorum ki ölüm ile olan bu savaşını da atlatırsın.Daha neler atlattın bu savaşı da kazan sevgilim.Kazanamassan malup çok olacak. Sen benim askerimsin, sen benim ciğerim, nefes alma sebebim, ilk mutluluk göz yaşım, onca kar içinde elime konan o eşsiz kar tanesisin.Daha yaz gelmedi sevgilim.Erime gözlerimin önünde.Sen o buzdan kalbimin tek ateşisin.Sen o küçük kıvılcımsın.Sana söylemek istediğim bir kaç şey var.Sakın benimle lades oynama o dakika kaybederim.Kalbimde, hatta ruhumda olan sana aklımda diyemem.Yolda gördüğüm çocuğu da aklıma kazırım... Ama kalbime alamam.Kalbimin ortasında kal hep.En rahat taht senin olsun.Bırak kalsın öyle.Elleme.Kalnimde tek sen olsan yine yeter bana." diye fısıldadım kendimece.Esnemeye ve hareketlenmeye başlayan Berke abi ile duraksadım.Sustum ve sadece Alev'i izledim.Kulağımı cama yasladım.İçerden çok seyrekte olsa gelen kalp atışı sesleri içime huzur verirken sakince kulağımı çektim..

         (Yazarın anlatımı ile)

Bir ay sonra~~

Alev hiç uyanmamıştı.Ama Tuğra hastaneden sadece duş almak için çıkmış, yarım saat içinde tekrar orda olmuştu.Diğerleri ikinci günden sonra sadece bir iki saatliğine uğruyordu.Berke ve  Tuğra hastaneden belirli aralıklarla nöbetleşe çıkmıştı.Bu gün birinci ayın, Alev'in felç süresinin son günüydü.Tuşra merakla bekliyordu.Acaba uyanır mıydı? Tuğra camın görüş açısından çıkacağı bir yere dahi gitmek istemiyordu.

Alev gözlerini aralamıştı.Doktorlar Berke'nin seslenişi ardından geldi ve Alev'i odaya aldı.

Tuğra yerleşen Alev'in yanına gitti."Ne oldu aşkım?İyi misin?" derken Alev kafasını göğsüne gömdü ve konuştu."Özür dilerim yaptıklarımı sizden saklamak istemiyordum.Ehliyet aldığımı kaza yapmasaydım o akşam öğrenecektiniz...Babam ve Güney-" derken ağlamaya başladı Alev.Berke ve Tuğra sessizce susturdu onu."Abi ama ilk defa kendimi bir işe yarar hissetmiştim.İlk defa.Sen küçükken derdin kendini sana fazla gelecek kalıplara sokmaya çalışma.Sen neysen kalıbın odur.Bir dikdörtgene tam bir yuvaralak çizemessin diyordun.Ben de ilk defa yaramazlık yapıp kalıbım bu mu diye düşünmüştüm.Ama değilmiş..." Diye ağladı Alev.Abisine değil kendine sığındı.Sevgilisine değil, kendine sığındı.Şu an gölgesine gideceği ağaçların dallarını kendi kesti sanıyordu.Halbuki abisinin içinde gereksiz bir gurur kocasının içinde gereksiz bir mutluluk vardı.

Başkasına anlatsa delilikti, çılgınlıktı.Belki Berke ve Tuğra daha deliydi.Ama onların delilikleri belliydi.Normal davranıp deli olmaktansa deli devranıp normal olmak daha güzeldi.İnsan içine ata ata büyütürdü acılarını.En son saçma şeylere patlardı belki.Pişman olurdu hem de deli gibi.
Bu yüzden büyük şeylere hızlıca patlamak ve tutmamak gerekirdi.

Alev kendi kendine ağlarken Berke olduğu yerde büyük bir gülümseme ile donmuştu.Ona göre kardeşinin o olmadan böyle şeyler yapması çok büyük bir başarıydı.Tamam büyük bir suçtu ama bunu umursamayacak ve bir aptallık yapıp mutlu olacaktı.

Tuğra sevgilisinin ağlamasına dayanamadı.Hiç beklemeden ona sarıldı.Alev şaşırmıştı.Berke Alev'in saçlarını kulağının arkasına atıp sevince Alev şaşırmıştı.Hem de çok şaşırmıştı.
Ne yapıyorlardı?Ona kızmayacak, onu dövmeyeceklermiydi?

İşte travmaların en kötü yanı buydu.Aştığını düşünebilirsin, yapanlara istediğini yapabilirsin, kimseye söylemeyip içinde tutabilirsin... Bunun travma olduğunu kendin bile kabullenmeyebilirsin.Hatta travma olması gerekirken birine anlattığında 'Neden gülüyorsun?Bu korkutucu / üzücü' tepkisini alabilirsin.Ama sana normal geliyor olabilir.Hayatta belirli boyutta bazı şeyleri büyütelim.Bir şeye ağlanmayacalsa ağlayalım.
Gülünmeyecekse ama komikse saatlerce gülelim.

Kısacası bazı şeyleri abartalım.

Hayat bu.Gelip geçer.
Gün bu, güneş batar biter.
Yaş bu her yıl kendini yeniler.
Ama unutma yaşadığın duyguyu tekrar yaşamak çok uzun sürer.

Oy ve yorumlar eksik olmasın lütfen.

İKİ HAYAT AŞKI -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin