*Aşklarım geri döndüm, neyse hakâyeye dönelims*
(ALEV'İN ANLATIMI İLE)
Sabah uyandığımda odada kenarda uyuya kaldığımı fark ettim.Kalktım, üstüme başıma baktığımda kirli kıyafetlerim ile kenarda uyuya kaldığımı fark ettim.Gidip banyoda elimi, yüzümü yıkadım, sonra ne yapacağımı bilmeyerek acıktığım için dolabı karıştırmaya karar verdim.Dolapta üzüm vardı, elma vardı, şeftali vardı ve iki adet sandviç vardı.Pislik, nerden baksan yirmi tane gazoz koymuştu.Eski Yeşilçam mantığı gazozda ilaç ay çok orjinal çok orjinal(!) İnsan bari içeceği değiştirir dereken kapı açıldı içeri Güney pisliği girdi!"Ee n'haber güzelim?" dedi.Onu orda dövmek istiyordum, ama yapamazdım."Sana ne ne aptal?"dedim.Sonra devam ettim "Seni ilgilendirseydi bilirdin!" dedim ben cümlemi bitirir bitirmez Güney söze girdi."Ama sevgilin senin nefes alıp almadığını bile bilmiyor küçük hanım." Dedi. O sırada ayağa kalkıp onu dövmemek için kendimi zor tuttum.Biraz daha yaşamak istiyorsam onu kızdırmamam lazım.
Okuduğum kitaplarda bile acımıyorlarsa öcü diye adlandırılanlar, gerçekte neler neler yaparlar?"Seni ilgilendirmiyor ama biliyorsun neden?" dedim.Sinirlenmişti çenesinde ki kaslar gerildi."Çünkü öyle olması gerkiyordu!" Diye bağardı olduğum yerle bütün olmak istemezdim bana babam gibi bağarmasına gerek yoktu.Acaba babam ile akrabalıkları mı var? "Ne oldu aslan, hello kitye mi döndün?" dedi.Arkadaşlar, dövsem, sonrada jülyen jülyen doğrayıp, kıyma makinasından geçirip, çöpe atsam hapis yer miyim sizce?Yerim of ya!O bana bunları yapıp namusum için dese iki gün yatar çıkar sonra Tuğra adam öldürmeden müebbet yer.Neyse."Yoo sadece seni nasıl öldüreceğimi planlıyordum.Neyse bu pek önemli değil.Sen ne için geldin, ne için benimle konuşuyorsun ve beni buraya getirmenin tek amacı fantezi mi?"Aptal."Evet fantezi, seni sevdiğimi anlamadın galiba." dedi."Beni sevseydin mutlu olmamı isterdi..." Daha ben cümlemi tamamlayamadan azımı kapattı.Fısıldayarak "Az sonra geleceğim, en inceleri giy.Ve birşeyler ye.Daha uzun sürecek." dedi.İnceler derken kıyafetlerden bahsediyordu.Daha uzun sürecek hayır!Hayır!Hayır!Sonra odadan çıktı ayrıca aynı zamanda içeri o kadın girdi.Beni zorla duşa soktu, üstüme çok fantezik birşeyler giydirdi, saçlarımı yukardan dağnık topuz yaptı dünkü gibi yatağı süsledi ve yere gül yaprakları döktü bunları yaparken çıtı çıkmadı.Çekmeceyi açtı ve birkaç tane adını bile anmak istemeyeceğim fantezi eşyaları çıkardı.İçlerinde kelepçede var!Allah'ım bu nasıl fantezi?!Sonra çıktı, içeri pislik herif Güney girdi.Kapıyı kapattı.Üştünde bir t-shirt ve altında eşofman vardı.Direk dudağıma yapıştı yavaşça beni soydu.Bende istekli gibi davranıp kurtulmaya çalışacaktım.Belki istekli gibi davranırsam daha yumuşak davranırdı.Umarım...
Dudağımı öpmeye devam etti beni yatağa yatırdı ellerimi kelepçeledi.Devamı anlatılamayacak kadar kötüydü.Sonra kelepçeyi açtı birlikte banyoya kadar gittik.Bölyle en az 3 saat devam etti.Sonra gitti o giyindi, benim giyinmeme izin vermedi.Yine yatağa zorla tekrar bağladı.Bir sigara yaktı, üstümde söndürdü.Canım yandı ama haraket edemedim.Sonra bir daha , bir daha ve bir daha.Onlarca kez yaptı her yerim yandı sonra izmaritleri aldı, dudağıma bir öpücük kondurdu ve beni rahat bıraktı.Koşarak tuvalete gittim.Yanıklara su tuttum ama geçmedi.Gidip hemen giyidim en köşede cenin pozisyonunda yattım.Kadın kendi kıyafetimi yırttığı için ince ve kısa bir gecelik giydim.
Olduğum yerde titreyerek uyuya kaldım.
Uyandığımda hala geceydi pencereden anladım.Güney'in sigarasını kokusu hala tam gitmemişti.Dışarıdan art arda 10 kez silah patladı...Olduğum yerde titreyerek uyumaya çalıştım ve hemen uyuya kaldım ama sesler gelmeye devam etti.Sonra kapı büyük bir hışınla açıldı uyandım ama gözlerimi açmadım.Oturur pozisyona geçtim sesim ve vicudum titrerken söyleyebilidim tek şey "Bana birşey yapma yarın öldür beni lütfen...O gün bu gün olmasın..." dedim.Adım sesleri yaklaştı "Yapma..." Dedim fısıldayarak ama sesler gelmeye devam etti.Biri omzuna dokundu "Dokunma artık bana ya sık kafama yada bırak yakamı ama dokunma bana!" dedim sesim titredi biraz sonra gözümü açtığımda karşımda bir yığın polis ve tam arkalarındaki Tuğra'yı gördüm "Abi sen halisünasyon değilsin değil mi?" dediğimde Tuğra "Kahretsin!" dedi ve arkasını döndü ağladığını anladım."Abiciğim gerçeğim ben kurtuldun." dedi abi."Kurtuldum mu?" dedim.Ama sesimde bayram sabahına uyanmış bir çocuğun tınısı vardı.Tuğra titreyerek bana "Lütfen şaka yapıyorum de" dedi sessizce başımı olmusuz anlamda sakladığı da Tuğra yere çöküp "Geç kaldım!" diye mırıldanarak ağladı yanında tanımadığım ama onunla yaşıt olduğundan emin olduğum bir çocuk vardı dolmuş gözlerle bana baıkyordu.Hızla kalkıp polisleri geçtim Tuğra'nın yanına gittim ve yanına çöktüm."Aşkım ağlama, geç kalmadın yaşıyorum ve çokta olmasa da iyiyim ve senle konuşabiliyorum." Diyerek ona sarıldım sonra geri çekildim yüzüne baktım ve gülümsedim oda bana gülümsedi.Sonra ayağa kalkıp onuda kaldırdım yanındaki çocuğa selam verdim elimle, polis abilere teşkkür ettim ve sarıldım onlara çünkü şu aralar sevgi görmeye ihtiyacım vardı.Abiler bizi karakola götürdü onlara olanlardan bahsettim yani ifademi aldılar.Sonra Güney'i hapise atacaklarını söylediler şikayetçi olursam müebbet yiyecekti ama bu gün yeterince olay yaşamıştım.Ve onun yüzünü şimdilik görmek istemiyordum.Sonra işimiz bittiğinde Tuğra beni eve götürdü.Eve gidip adam akıllı rahat bir duş aldım ve orda giydiklerimi çöpe attım.Sonra Tuğra o arkadaşı ile birlikte onların tatil evine gitmemizi ve biraz daha rahatlamamızı söyledi.Giderken yanıma bir çanta aldım içine kıyafet ve birkaç parça şey aldım üstüme rahat birşeyler giydim ve salona gittim.Tuğra arkadaşında getirmişti.Çocuk konuşmaya başladı "Selam yenge!Böyle tanışmak istemezdim.Bu arada ben İsmail.Kemdimi yormana gerek yok Tuğra saolsun artık seni tanıyorum." dedi gülümseyip oturdum.Yanlışlıkla göbeği açık giydiğimi fark etmemiştim.Ayağa kalkıp televizyon ünitesinin üstünden birşey almaya çalışırken karnım açıldı ama ben bunu fark etmedim.Aynadan gördüm ama bizimkiler görmemiştir diye normal davranmaya devam ediyordumki Tuğra ve İsmail'in 'başaramadık' bakışlarını gördüm Tuğra'da kahrolmuş bir bakış vardı istediğim şeyi alamayınca Tuğra yüzündeki ifadeyi silip yardıma geldi.Bana yardım etti eşyamı aldım, ve çıktık.Arabada arka koltuğa oturdum ve uzanıp orda uyuya kaldım.Arada uyandığımda, uyku ile uyanıklık arasında gidip geldiğim sırada Tuğra ve İsmail'in konuştuğunu duydum.İsmail konuşmaya başladı."Abi sen yengenin karnını gördün mü?" dedi Tuğra cevap verdi hemen "Gördüm.Keşke görmesyedim." dedi."Neden abi?" Tuğra cümlenin sonunda hemen sinirli fakat sakinlemeye çalışıyormuş gibi konuştu "Onu öldürmek için bir neden daha çıktı da ondan!" dedi.Sonra ekledi "Keşke polislerden sonra girseydikte cümlelerini duymasaydım.O güzel sesinden bu kadar büyük bir korku işitmeseydim keşke.'Hailüsinasyon musun abi' dedi demekki halüsinasyon görmüş.Dokunma demesine değinmiyorum bile.Öldürme dedi en çok ona sinir oluyorum. Ben o çocuğu orda hala nasıl hayatta bıraktığımı anlamıyorum!" dedi.Sonra konuşma sesleri gittikçe silindi ve ben uyuya kaldım.
Uyandığımda çok büyük ihtimal ile tatil evinde salonda uyuduğunu gördüm.Kalktım, etrafına baktığımda Tuğra ve İsmail'in şömine başında oturmuş ateşi izlerken buldum.Sonra İsmail bana dönüp "Günaydın yenge!Gel istersen." dedi başımla onaylayıp yanlarına gittim.Bu yenge olayı bir süre sürerdi sonra Alev olurdum yine.Uani hitap açısından ayrılmayız yani."Aşkım gel otur yanıma." dedi Tuğra ona yaklaştım."Aşkım seni zorlamak istmiyorum ama orda neler olduğunu anlatır mısın?" dedi.Başımı olumsuz anlamda salladım, kenara çekildim ve olduğum yer ile bütün olacakmışçasına küçüldüm.Tuğra çekindiğimi anlamış olacak ki beni yanına çekti ve sarıldı başını başımın üstüne koydu.İsmail arkasını dönüp çantayı karıştırdı ve siyah bir defter çıkardı "Yenge sana iki şey söyleyeceğim." dedi ve başımı salladım "Sana yenge mi diyeyim adonlamı hitap edyim lakap mı takayım nasıl hitap edeyim?" dedi.Gülümsedim "Yengeciğim de la hahahaha şaka şaka istediğini söyleyebiliesin nasıl rahat ediyorsan." dedim gülüştük sonra İsmail tekrar konuşmaya başladı "Buda defter kalem silgi filanda aldık istediğini yaz." dedi defteri bana uzattı ve pembe tüylü bir kalemlik uzattı "Buda kalemlik" başım ile onayladım ve Tuğra'dan yatacağım yeri göstermesini istedim.Normalde onun odasında birlikte yatardık fakat şu an bundan hoşlanmayacağımı anladı ve beni misafir odasına yatırdı.Orda uyuya kaldım.Akşam yani sabaha karşı Tuğra odaya geldi battaniyeyi açtı sonra karnımı açtı ve izlere baktı ama ben tepki vermedim herhangi şekilde öğrenecekti zaten.Sonra bir iç geçirdi beni dikatlice ters çevirdi sırtımı açtı ordaki izleri görünce derin ve sinirli bir nefes verdi sırtımı kapattı beni düzgünce yatırdı üstümü örttü.En son anlımı öpüp konuşmaya başladı "Eskiden sevenler alından öpermiş.Küçüklerin gözlerinden öpülürmüş.." dedi gözlerimi öptü sonra devam etti."Ama sen benim elimi öpmeyeceksin...İyi uykular meleklerden güzel aşkım.İyi uykular bebeğim.İyi uykular, lakapları az kalacağı güzel kelimesinin bin katı güzellikteki aşkım.İyi uykular umarım bir gün sende bana sarılıp uyumadan önce iyi uykular dersin.Senin hiçbir şeyine geç kalmamak dileği ile sevgilin uyumaya gidiyor..." dedi sarıldı kokumu içine çekti ve yatmaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ HAYAT AŞKI -ARA VERİLDİ
Teen FictionBazı erkekler geç olgunlaşır.Taa ki hayatlarını olşturan şeyi kaybettikleri ya da kaybetmek üzre oldukları ana kadar.İşte ben de tam o anı yazdım. Hikayenin Instagram hesabı: Gizemli2kiz