KIZIL KURŞUN +18

4. Bölüm

Her adım attığımda ayaklarımın altında ezilen yaprakların sesi ile arka tarafta bulunan bodrum kapısına ilerledim. Ağaç sarmaşıklarının ardına gizlenen paslanmış kapıyı bulmam çok kısa zamanımı almıştı. Sessizce kolu çevirerek kapıyı açtım ve içeriye girdim. Kapıyı ardımdan tekrar sessizce kapatarak yürüdüm. Herhangi bir ses yoktu. Akın'ın dediğine göre birçok kişi vardı ama en ufak bir ses dâhi yoktu.

Kaşlarımı çatarak dolabın arkasına çöküp bekledim. Herhangi bir sesin olmaması beni git gide şüphelendiriyordu. Ta ki Akın'ın sesini duyana kadar.
"Siktir."
Bağırmıyor fısıldıyordu. Yakınlarda olduğuna emindim. Çömeldiğim yerden kalkarak dikkatlice Akın'ı aramaya başladım.

Ben sessizce yürürken bir anda bir el ağzımı kapatıp hızla kendine çekerek üstümüze kapıyı kapattı. Hızla arkamı döndüğümde Akın'ın bana umutla baktığını gördüm. Bende ona burda olduğumu ve birlikte kurtulacağımıza inandıracak bir şekilde baktım. Gözlerimi gözlerinden çekerken vurulan koluna gözüm kaydı. Gözlerim irileşerek açıldı. Akın'a tekrar baktığımda endişelenme der gibi bakıyordu.Aptal çocuk. Yine yaralanmış. Yarasını giydiği kazağın kolunu yırtarak sarmıştı. Şu an herhangi bir pansuman yapacak vaktimiz yoktu zaten. Kulağına doğru yaklaştım ve sordum.

"Nerdeler ve tahminen kaç kişiler?"
Sorumla beraber Akın'da eğilerek kulağıma fısıldadı.
"Yukarı katta beni arıyorlar. Saydığıma göre 8 kişiler. 3 tanesini ben indirdim yaralı yada ölüler bir fikrim yok." Kafamı sallayarak çekildim. Geriye 5 kişi kalmış demek oluyordu. Onları da hallederdik. Tam arkamı dönecekken bir ıslık sesi duydum. Şu anki hâlinden memnun şekilde ıslık çalıyordu. Ama az sonra ıslık çalacak bir nefesi olmayacaktı.

Bize doğru yaklaşıyordu adımları. Akın'ı geri iterek bende geriledim. Islık sesi git gide yaklaşıyordu. Islık sesiyle beraber ayakkabılarından çıkan adım sesi onun nerede olduğunu anlamama yardımcı oluyordu. Kolumu uzatarak kapının kolunu tuttum ve ayakkabı sesine kulak verdim. Hislerime güvenerek bekledim ve adımların kapının arkasına geldiğine emin olduğumda kapıyı sertçe açtım. Tahminlerim doğru çıkmıştı. Sertçe açtığım kapı adamın kafasına hızlı bir şekilde vurmuştu. Bunu fırsat bilerek adamın yanına gittim ve ağzını elimle kapatıp koca cüsessini sürükleyerek az önce olduğum odaya getirdim. Akın ağzını tuttuğum adamın yanına geldi. Ben elimi çekerken o elini adamın ağzına koydu. Ben hemen silahımı çıkardım. Neyse ki silahlarımdan bir tanesinde susturucu vardı. Eteğin belindeki silahı alarak adamın bacaklarını ve kollarını vurdum.

Sonradan bize ayak bağı olmasını istemezdim. Daha sonrasında odayı karıştırıp bir bez parçası bularak adamın ağzını bağladım. Ses çıkarmaması gerekiyordu. Adamı güzelce paketledikten sonra Akın ile birlikte yavaş adımlarla odadan çıkıp kapıyı kapattık. Akın'a işaret verdim. O aşağı kata bakarken bende yukarı kata çıkacaktım. Tam merdivenlere geldiğim sırada salondaki adam ile göz göze geldim. Ondan önce davranarak silahımı kavradım ve ateş ettim. Ateşlediğim kurşun adamın alnının tam ortasına isabet etmişti. Yere yığılan adamın gürültüsüne diğer adamların sesleri karışmıştı. Ateşlenen kurşun ile yere düşen ağır bedenin sesi yukarı katta dolanan adamların inmesini sağladı.

Kendimi hızla bir duvarın arkasında atarak merdivenden inenleri izlemeye başladım. Silahımı çıkarıp birisini merdivenden inerken kafasından vurdum. Yuvarlanan iri adam önünde inen adamı da yuvarlayıp götürmüştü. Muhtemelen önündeki sıska adam bu ağırlığa dayanamazdı.

Arkasına saklandığım duvardan çekilerek mutfağa koştum ve yemek masasının altına girdim. Hemen arkamdan biri daha girmişti ama nereye saklandığımı fark etmemişti. Yavaş ve dikkatli adımlarla etrafını inceliyor beni arıyordu. Kendimi ayarladım ve yanaşmasını bekledim. Masaya arkası dönük şekile gelmişti. Hiç vakit kaybetmeden saklandığım masanın altından çıkarak kollarımı adamın boynuna sararak sertçe sıktım ve nefes almasını engelledim, elimdeki silahı kafasına dayayarak düşünmeden sıktım. Kollarıma yığılan bedeni yere fırlattım. Yere düşen bedenin üstüne basarak mutfaktan çıktım.