Bölüme oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ♡
Sıkıca yumduğum gözlerimi açmak istemesem de zoraki açtım. Yavaş adımlarımı içeriye doğru yönlendirdim.
Kan kokusu daha da ağır kokmaya başlamıştı.
Bakışlarımı yakınlaştığım bedenin yanında durdurdum. Yerde kanlar içinde yatan İmran elinde tuttuğu silah ile kendini başından vurmuş boylu boyunca uzanıyordu.
Sarı saçları kanıyla kızıla dönmüş gözleri açık gitmişti. Öldüğüne emin olsam da nabızına baktım. Elbette atmıyordu.
Benim arkamdan gelen diğer kalabalıkta şaşkın gözlerle birbirlerine bakarak konuşmaya başladı. Çömeldiğim yerden kalktım.
Ellerimi başımın arkasına koyup ne yapmam gerektiğini düşünürken koltuğun üstünde duran beyaz kağıt dikkatimi kendine çekti.
Hemen koltuğun üstündeki kağıdı alarak okumaya başladım.
Kağıdı okuduğuna göre şuan yanı başında ölü bedenim duruyor. Muhtemelen bana çok sinirlisin elindeki en büyük bilgi kaynağını kaybettiğin için. Ama durum hiç de senin bildiğin gibi değil. Benim sana verdiğim her bilgi zaten çoktan yok edilmiş olacaktı. Ya ben kendimi infaz edecektim ya da onlar bir şekilde beni bulup benimle birlikte başkalarını da infaz edecekti. Uzatmaya gerek yok. Sadece sana söyleyeceğim tek bir şey var.
Senin peşinde gerçek olduğunu düşündüğün yalanlar var. Ve o yalan o kadar büyük ki şu andan itibaren önünde zorlu bir süreç olacak. Sana güveniyorum. Sen bu durumdan kurtulacaksın. Ama umarım kayıp olmadan kurtulursun.İmran.
Elimdeki kağıda yazılmış gelişi güzel yazıyı okurken zihnimdeki karışıklık artmaya başlıyordu. Kağıdı okuduktan sonra katlayarak arka cebime yerleştirdim.
Zihnimde oluşan kargaşa baş ağrısı yapmaya başlamıştı. Yerde duran kadına baktım.
Ona bağırmak istedim suçlamak istedim ama ne dediklerimi duyacak bir kadın ne de tepki verecek ruhu vardı. Derin nefes alarak gözlerimi sıkıca yumup açtım.
İyi de bu kadın nasıl kurtulup kendini vurmuştu ki ? Belki odada silah bulabilirdi ama nasıl çözmüştü kendini ?
Tekrar çömeldim ve yerde duran ipi elime aldım. Kesilmişti. Gözlerimi odada gezdirdim neyle kestiğini bulmak için ayaklandım.
Odada turlarken koltuğun altına düşen kırmızı bir çakı parladı. Elime alıp çevirdim. Sinirlerime hakim olmak için avcumdaki çakıyı sıkarak yere attım. Yine bir çıkmaza girmiştim.
"Burayı didik didik arayın. Kırmızı kutu, mektup, fotoğraf aklınıza gelen ne varsa tuhaf olsun ya da olmasın arayıp toplayın." Dedim yerdeki kadından bakışlarımı çekerek.
Odadan çıkarken çocuklarda aramaya başladılar. Bahçeye çıktığımda ortalık yeni yeni aydınlanıyordu. Duvarı arkama vererek oturdum.
Zihnim susmak bilmiyor başım çok ağrıyordu. Başımı duvara vura vura susturmak istiyordum. Yoksa susacak gibi değildi. Her ağzından biri konuşuyordu ve susmak bilmiyordu. Onları duymamak için arka cebime uzanıp telefonu aldım.
Telefonun kamerasını açtım. Kendimi görünce korkmadım değildi. Göz altlarım morarmış, yüzüm kireç gibi olmuş, bakışlarım yorgundu kısaca uzatmadan anlatırsam berbat bir haldeydim.
Korku evinde figür olarak dursam dikkat çekmezdim. Ben kendime bakıp saçımı toplarken araba sesiyle başımı kaldırdım.
Ilgaz arabamla birlikte bahçeye giriş yapmıştı. Bu kadar erken gelmesini beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURŞUN +18
Misterio / SuspensoAzılı suçlu bir Kadın Ve Onun hayatını değiştirecek bir Amir Bu onların amaçları uğruna birbirleriyle çalıştığı karmakarışık hayatlarının hikayesi. İhanetlerin, öğrenilen gerçeklerin, ölümlerin ve vahşetlerin yaşanıldığı karanlık bir hikaye. Onla...