7. Bölüm

671 197 19
                                    

Hayatın kumlarının kendini yavaş ve ızdırap vererek bıraktığı bu yaşantımın arasına yine bir işkence daha eklenmişti. Ve bu sefer buna ben izin vermiştim. İlk defa sonunu düşünmeden kendimi tehlikeye atmış ve asla değmeyecek biri için fazla çaba sarf edecektim. Ama emindim ki bu sefer bu işten istediğim şeyi elde ederek köşeme çekilecektim.

Sözlerim karşımdakilere kısa süreli şokun ardından derinden bir sevinç bırakmıştı. Ilgaz zaten cevabımı tahmin ettiği için fazla tepki vermese de arkadaşları kararıma oldukça şaşırmıştı. Bu yüzlerinden açıkça belli oluyordu. Ben hâlâ daha kapının önünde gözlerimi Ilgaz'ın gözlerinden çekmeden dikiliyordum. Şuan cümle kurmasak da gözlerimiz zaten konuşuyordu. Gözlerindeki o kendinden emin bakış beni kısa süreli sinir etse de belli etmedim.

Ilgaz dayandığı masadan çekilerek yanıma kahvesini yudumlayarak yavaş adımlarla yaklaştı. Boyu benden oldukça uzun olduğundan her yaklaştığında kafamda hafif yukarı kalkmaya başlamıştı. Adımlarını karşımda keserek bana son bir kez baktı ve yana çekildi. "Aramıza hoş geldin Asena Vira Kuvancı. Arkadaşlar yeni ekip arkadaşınıza merhaba deyin." Gözlerimi Ilgaz'dan çekerek Sare ve Cengiz'de bakışlarımı durdurdum. Sare ayaklanarak yanıma geldi ve elini uzattı. Önce eline ardından suratına baktıktan sonra uzattığı elini istemeyerek sıktım. O bana sahte bir şekilde gülümserken benim suratımda herhangi bir mimik oynamıyordu. Elimi elinden çekerek Cengiz'e bakışlarımı yönelttim. Beni süzerek aklındaki düşüncelere yanıt arıyor gibiydi yüzü. Bakışlarımı fark edince suratına aynı Sare gibi oldukça yapma bir gülümseme ekleyerek o alaycı sesini çıkarttı. "Hoş geldin asi şeytancık." Kelimeleri ile beni sinir etmişti ama ona tepkide bulunmadım. İstifini bozmadan bana bakarak oturmaya devam ediyordu.

Ortamda buz gibi rüzgarlar eserken arkamdaki kapı aniden açıldı ve içeriye biri girdi. Kafamı hafif yana çevirerek gelen kişiye baktım. Akın arkamda durmuş bize bakıyordu. "Vira varsa bende varım." Arkamı döndüm ve tam konuşacakken Ilgaz bana engel oldu. "Elbette varsın. Sende karıştın bu olaya istesende istemesende zaten olacaktın." Aslında doğruydu. Mantıken bende böyle bir durumda Akın' ı olaydan uzak tutmazdım. Akın arkamda oldukça gergin ve sinirli beklemeye devam ediyordu. Dikildiğim yerden hareket ederek ilerimde duran sandalyeye ilerleyip oturdum ve bacak bacak üstüne atarak karşımda beni izleyen Ilgaz'a bakarak konuştum. "Ee şimdi ne olacak ?" Sorum ile birlikte Sare ilk bana ardından Ilgaz'a baktı. Bir şeyler demek istiyor ama susuyordu. "İlk birkaç gün sizin sözünüzde durup durmayacağınıza bakıcağız. Sonra da kayıpları bulmak için kafa yorucağız birlikte." Kaşlarımı hafif çatarak Ilgaz'a baktım. "Söz derken ?" Ilgaz kahvesinin yudumlayarak sakin bir ses tonu ile sorumu yanıtladı. "Yani söz derken bizimle çalışmayı gerçekten istiyor musun yoksa bizi yok etmek için zaman mı kolluyorsun ona bakacağız." Şaka mı yapıyorsun der gibi güldüm. "Ilgaz, eğer bunu yapmak isteseydim şuan şu halde olmazdık. Emin ol elimi çabuk tutardım. Burda 5 beden olurdu. 3 ölü 2 diri." Sözlerimdeki tehtit Ilgaz'ın hoşuna gitmiş olacak ki hafif belli olmayan bir sırıtış meydana geldi. Kısa sürede gülüşünü yüzünden silerek o ciddi suratını geri edindi. "Yapamayacağını ikimizde biliyoruz. Şuanda da yapmazsın evet ama emin olmak isterim. Hem kendimizi yakından tanırız fena mı ?" Ayağa kalktım ve ona yaklaştım. Tam onunla ağız dalaşına girecekken telefonunun çalması ile bütün sözlerimi yutmak zorunda kaldım.

Ilgaz arayan kişinin adını görünce kapıdan çıkarak bizi odada bıraktı. "Ee şeytancık bizi nasıl öldürmeyi planlıyordun anlatsana." Arkamdaki o alaycı ses tonu kulaklarımı tırmalarken kendimi sakin tutmak için içimden bir, iki, üç diyerek tekrarlıyordum. İşe yarıyordu. Küçüklükten beri bunu kullanırdım ve hep etkisini görürdüm. Arkamı yavaşça döndüm ve bana bakan Cengiz'e bende aynı alaycı ses tonuyla yanıt verdim. "Sen nasıl bir ölüm isterdin şam şeytanı." Cümlemin sonuna kadar sırıtan Cengiz şam şeytanı kısmını duyunca aniden yüzü asıldı. Aslında komik bir andı. Cengiz konuşacakken Ilgaz kapıyı açarak içeri girdi. "Sare, Cengiz hadi gidiyoruz. Olay var. Vira, Akın sizde geldiğiniz odaya geri dönün biz birkaç saate geleceğiz." Sare ve Cengiz ayaklanarak odadan çıkarken sesimi yükselterek Ilgaz'ın arkasından bağırdım. "Nereye pardon da bizi bırakıp. Bizi de salın biz de gidelim." Ilgaz tam odadan çıkacakken cümlemin etkisiyle durdu ve arkasını dönerek mavilerini gözlerime dikti. "Nereye gittiğimiz seni ilgendirmez. Ayrıca birkaç gün misafirimizsin dediğimi hatırlıyorum. Kararımdan da vazgeçmedim. Zorluk çıkartma." Ona yanıt vermemi beklemeden odadan çıkarak bizi Akın ile  baş başa bıraktı.

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin