11. Bölüm

389 150 36
                                    

Bölüme oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayınn

"Ne buldunuz Ilgaz flash bellekte ?"

Ilgaz bir bana bir de Cengiz'e bakmayı keserek nihayet konuştu. "Bunu daha sonra söylerim şimdi olay yerine gitsek daha iyi olur." diyerek kaçarcasına arkasını dönerek evden çıktı.

Sorarcasına Cengiz'e döndüğümde o da çoktan tüymüştü yanımızdan. "Neydi bu şimdi ?" dedi Akın yanıma yaklaşıp kolunu omzuma atarak. Ah bilsem güzel kardeşim, bilmiyorum ki. "Bilmem. Her neyse hadi çıkalım." diyerek Akın ile birlikte evden çıktık.

Ilgaz ve Cengiz birbirleri ile olan konuşmalarını bizim gelmemizle sonlandırmıştı.
Ay çok meraklıydık zaten sizin boktan muhabbetinize. Nemrut suratlılar.

Valla bu sefer Cengiz'in arabasına falan binmedim ve direk kendi arabama bindim. Onun kırık dökük arabasıyla canımı daha fazla tehlikeye atmak gibi istediğim falan yoktu. Herkes böylelikle kendi aracına bindikten sonra önden giden Ilgaz'ın aracını takip etti.

Vardığımız ormanlık alanda birçok polis arabası ve yavaş yavaş gelen haber ekiplerinin araçları göze çarpıyordu.

Eserimi göreceğimin heyecanı ile aracımı park ettiğim gibi indim. Hep beraber öndeki kalabalığı iterek cesetlerin yanına geldik. Baş aşağı asılı olan bedenlerin fotoğrafları olay yeri inceleme ekipleri tarafından her açıdan çekiliyordu.

Ordaki yetkili olan polis Ilgaz'ın yanına hemen geldi. "Amirim sabaha karşı avcılar tarafından bulunmuş." Dedi hızlıca. "Görgü tanığı falan varmıymış ?" diyerek cesetlere yakınlaştı Ilgaz. "Valla amirim yok gibi. Biz yine çevre yerlere ekip göndericeğiz ama Allah'ın ormanı yani ne bileyim zor biraz." Polisin söylediklerini dinleyen Ilgaz sinirle kafasını iki yana salladıktan sonra cesetlerin yanında duran tanıdık kişiye seslendi. Yani tahmin etmesi zor değil. Sare.

Sare Ilgaz'ın seslenmesi ile yavaş adımlarla yaklaştı. Ilgaz bıkkın bir ses ile konuşmaya başladı. "Sen bari güzel haber ver be kızım." Sare'nin yüzünden okunulduğu gibi iyi bir haber vermeyeceği belliydi. "Malesef şuan net bir şey söyleyemem Ilgaz. Her şey otopsi sonrası belli olur." Ilgaz derin bir nefes alarak hafif eğilip cesetlerin suratına baktı. Sonra hızla kalkarak çatık kaşlar ile yanımda duran Cengiz'e döndü. "Bunlar Sevgi'nin babası ve abisi." Cengiz hemen Ilgaz'ın yanına giderek tıpkı onun gibi eğilip baktı.

Şaşkın gözlerle kalktığında içimden gülüyordum. Ilgaz hemen telefonunu çıkarıp telefon görüşmeleri yapmak için yanımızdan uzaklaştı.

Bende bu sırada sigaramı yakmış kalabalığın meraklı bakışlar ile izlediği cesetlere büyük bir sönmüş intikam duygusu ile bakıyordum.

Yine bakışlarımı Sare'nin kesintisiz olan sert bakışları çekti. Tıpkı bir yırtıcı hayvanın gözüne kestirdiği yemeği gibi bakıyordu gözlerime. Sigaramdan bir fıs çekerek ona bakıp üfledim. Duman aramızda dalganarak uçup gitti ancak bakışlar hiç değişmedi.

Bakışları değiştiren Ilgaz'ın sesiydi. "Sare siz hemen otospiye gidin. En hızlı şekilde sonuç istiyorum senden." Sare kafasını sallayarak arkasını dönüp olay yeri incelemenin yanına vardı.

Burada biraz daha bekledikten sonra araçlarımıza bindik ve emniyete doğru sürdük araçlarımızı. Yani istemesemde zorlandık diyebilirdim.

Emniyetin önüne araçlarımızı yan yana park ettikten sonra inerek birlikte içeriye girdik. Ilgaz sinirli sinirli burnundan nefes vererek hızla odasına girip kapıyı sertçe kapattı. Tüm gözler kısa süreli kapıda takılı kalsa da Cengiz herkese işlerine dönmesi için bağırdığında geri çekildi.

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin