20. Bölüm

141 18 3
                                    

Bölüme oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ♡

Mesaja tıkladım ve gelen fotoğraflara baktım. Fotoğrafta bir adamın sırtında taşıdığı başka bir adamın görüntüsü vardı. Diğer fotoğrafta ise cesedi koyarkanki bir fotoğraf.

Sorun şu ki fotoğraftaki kişi Akın'a çok benziyordu. Üstündeki kıyafet boy pos falan oldukça fazla benziyordu. Ben şokla fotoğrafa bakarken art arda basılan korna sesiyle başımı kaldırdım.

Taksici gelmiş kornaya basıp duruyordu. Telefonu kapatıp taksiye bindim. Aklım almıyordu. Ben kendi ellerimle Akın'ı evine bırakmıştım. Bu kişi Akın olamazdı, olmamalıydı.

Ben düşüncelerimin yarattığı karışıklıkta kaybolurken adam arkasını dönerek nereye gideceğimizi sordu. Ona Akın'ın evini tarif ettim. İlk işim güvenlik kameralarına bakmak olacaktı.

Trafiğin olmaması işimize gelmişti. Kısa sürede varmıştım. Taksiciye parasını verip araçtan indim. Akın'ın bir anahtarı mutlaka kapının biraz ötesindeki gizli yerde olurdu her ihtimale karşı.

O yerden anahtarı alıp kapıyı açtım. Eve girip kapıyı kapattığım gibi üst kattaki çalışma odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeriye girdim ve karanlık odayı aydınlatım.
Bu odada pencere olmadığından oda karanlıktı.

Işığı açıp masanın başına geçtim. Bilgisayarı açtım ve güvenlik kamerasının uygulamasına tıkladım. Açılan uygulama ile şokla karışık sinir kapladı vücudumu.

Kameralar bozuktu. Sanırım saldırıdan sonra akıllarına kamerayı yaptırmak gelmemişti.

Bilgisayarı kapatıp odada yürümeye başladım. Güvenlik kamerasının olmaması oldukça zorlu bir sürece sokmuştu. Burada oyalanmak sadece zaman kaybı olacağından odadan çıkıp merdivenlerden hızla indim.

Çıkmadan önce bodruma inip bir tabanca aldım. Kendiminkini almayı unutmuştum. Daha sonra bodrumdan çıktım. Taksi çağırmayacaktım. Akın'ın bir arabasını alıp gidecektim istediğim yere.

Evin içinden garaja girip panoda asılı olan anahtarı aldım. Ve evde çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra anahtarı eski yerine yerleştirdim ve evin önünde duran araca ilerledim.

İstikamet dün geceki bardı. Yolculuğum kafamda kurmaya çalıştığım planlarla birlikte gidiyordu.

Aklımda birkaç plan vardı ve bunlar birbirlerinin çalışmama ihtimaline göre hazırlanmıştı. Umarım birisi tutardı yoksa Akın'ın kavgası katillikle sonuçlanabilirdi.

Barın önüne aracı park edip indim ve geceki haline göre hâlâ dikkat çekmeye devam eden bara yürüdüm.

Kapının önünde duran iki cüsseli güvenlik kendi aralarında konuşurlarken yanlarına yaklaşmam ile yüzlerine ciddi bir ifade takınıp ciddileştiler.

Sanırım sabah olduğundan hiçbir şey yapmadan içeri girebilmiştim. İçeriye girdiğimde baslı müzikten eser yoktu.

Onun yerine arkada çalan klasik müzik vardı. İçeride tek tük insan vardı. Kendi hallerinde içeceklerini içiyorlardı.

Biraz etrafa bakındıktan sonra barmene ilerledim. Alabileceğim en doğru bilgilerin bazıları burada olacaktı.

Elindeki çalkalayıcıları temizlemekle meşguldü.

Önünde duran sandalyeye oturdum. Önüne gelen uzun açık kahve saçını arkaya atarak gözlerini bana dikti.
"Selam." Diyerek ilk önce söze ben girdim.

"Selam ?" Dedi elindekileri kenara bırakıp bütün ilgisini bana verirken.

"Bana önerdiğin hafif bir içecek var mı ?"

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin