5. Bölüm

995 202 16
                                    

"Vira kendine gel, VİRA."

Akın beni kollarımdan tutarak salona kadar götürüp koltuğa oturttu. Ardımızdan gelen kişi kapıyı kapatıp yavaş adımlarla gelerek salonun duvarına yaslanıp endişeli gözler ile beni izlemeye başladı. Akın bana mutfaktan su getirmeye gidince gözlerim duvara yaslanmış olan bedene kaydı. Bana çok benziyordu. Bana birini hatırlatıyordu. Gözlerim uzun zamandır görmek istediğim o izi arıyordu ama yoktu. Gözlerine tekrar baktığımda üzüntü ve endişeden başka bir şey göremedim.

Akın mutfaktan elinde bir bardak su ile tekrar geldi. Yanıma gelip suyu bana uzattı. Elindeki bardağı alıp içmeye başladım. Üstümdeki şok yavaş yavaş gidiyordu. Ben sakinleşirken Akın duvara yaslanmış olan kadının yanına gitti.
"Kusura bakmayın olanlar için, siz neden gelmiştiniz?"
Kadın ufak bir tebessüm ile konuşmaya başladı.
"Ne kusuru lütfen saçmalamayın,beni buraya Yavuz Bey gönderdi. Yaralarınıza bakıp pansumanı yenilemem için. Kendisi bir ameliyatta olduğu için gelemedi." Kadının sözlerinden sonra gözlerimi boş boş yere diktim.

"Ah tamam siz şöyle geçin oturun." Kadın yan tarafıma geçip oturdu. Gözlerim hâlâ yeri izliyordu. Kadın çantasını açıp içinden birkaç bir şey çıkarttı. Akın da yanına geçerek sarılı olan kolunun sargısını açmaya çalıştı. Kadın Akın'ın sargısını yenilerken küçük konular açıp sohbet başlatıyor arada da neşeli kahkahasını koyuveriyordu. Akın da ona eşlik ediyor konuşuyor ve gülüyordu.

Akın'ın sargısı bitince kadın bana bakmaya başladı. Akın da ayağa kalkarak bana baktı."Ben bahçeye çıkıyorum sen de pansumanını yaptır. Bir sorun olursa bana seslen." Yanağımdan bir makas alarak masanın üstündeki sigara paketini alıp mutfağa ilerledi. Ordan çıkıcaktı bahçeye. Bende ayağa kalkıp elbisemi üstümden çıkardım. Yalnızca iç çamaşırlarım ile kalmıştım.

Kadının yanına uzandım ve gözlerimi tavana diktim."Dikişlerini zorlamışsın sanırım, şanslısın ki açılmamış." Az önce bir cinayet işlediğimi ve ağır ceseti fırına attığımı söylesem tepkisi nasıl olurdu acaba? Muhtemelen korkuyla evden kaçar giderdi. Sessiz kaldım. O da pansumanı yenilemeye başladı. Akın ile arasında geçen sohbet benle olmamıştı. Ne o konu açmıştı ne de ben konuşmuştum. Pansuman bitince eşyalarını topladı ve elini elimin üstüne koydu.
"Tatlım benim yüzünden böyle bir olay yaşadığın için özür dilerim." Yüzümü ona çevirmeden sakin bir ses tonuyla cevap verdim."Siz benim kusuruma bakmayın, yalnızca birine çok benzettim sizi. Kendisi benim için, benim için..." Cümlenin devamını getirmedim,getiremedim. Kadın anlamış bir şekilde kafasını salladı ve oturduğu yerden kalkarak çantasını koluna taktı.

Bende çıkardığım elbiseyi üstüme geçirdim ve kadına kapıya kadar eşlik ettim. Yerdeki cam kırıklarına dikkat ederek ilerledik." Yavuz'a teşekkürlerimizi iletirseniz sevinirim." Kadın gülümseyerek cevap verdi."Elbette iyi günler, geçmiş olsun." Kapıyı kapatarak yerdeki camları temizlemeye başladım. Büyük olan camları elime toplayıp mutfaktaki çöpe götürüp attım.

Akın sigarasını içmiş geliyordu. Onu arkamda bırakarak süpürgeyi getirip yerdeki küçük cam kırıklarını temizlemeye başladım. Temizlik bitince süpürgeyi dolaba koydum ve arkamı döndüm. Akın koltukta bacak bacak üstüne atmış beni izliyordu. Bakışlarını görmemezlikten gelerek koltuğa gidip oturdum.

Akın beni izlemeye devam ediyordu." Ne oldu ? Neden bu kadar şok oldun ?" Cevap vermeden sadece yeri izliyordum. Akın ayağa kalkıp önüme gelerek diz çöküp bakışlarımın ona bakmasını sağladı. Eli ile ellerimi tutarak tekrar sordu.
"Noldu Vira, noldu sana anlatır mısın artık?" Yutkunup dolan gözlerimi tavana kaldırdım."Yok bir şey, yalnızca ufak bir yanılma." İçimdeki çaresizlik ve öfkeyi Akın'a yansıtmak istemiyordum ama şansını zorluyordu. Akın çöktüğü yerden kalkıp yanıma oturdu."Ufak bir yanılma böyle bir tepki veriyorsa büyük olan yanılmanı düşünemiyorum. Söyle işte noldu, noldu sana?" Sinirle gözlerimi Akın'a çevirdim."Çok mu merak ediyorsun söyleyeyim,o sandım. O sandım geldi sandım. Yıllar sonra onu buldum sandım. Ama sadece yanılmışım. Ama lanet olsun ki izi yoktu. Bulamadım, bulamıyorum,bulamıyacağım." Akın kimi kast ettiğimi anlayınca gözlerinde merak yerine üzüntü yer aldı. Kollarını bana sararak sıkıca sarıldı."Bulucağız. Merak etme o kadını bulup her şeyi bitireceğiz sabret be sarı papatyam sabret." Bulacağız, bulacağız nereye kadar böyle diyeceğiz. Asla bulamayacak gibi hissediyordum.

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin