Akın'ın bu denli korkması hepimizin dikkatini çekmişti. Hemen Akın'ın yanına gidip onu odadan çıkarttım.
Bizim ardımızdan da Ilgaz ve Cengiz geldi. "Noldu Akın ?" dedim temkinli şekilde.
Cevap vermedi korku yoktu yüzünde sadece bir şey düşünüyormuş gibi bakıyordu duvara.
Onu oradaki sandalyeye oturdup çöktüm. Gözlerine baktım ama bana bakmıyordu. Kollarından tutup hafifçe sarstım.
Sarsışımla buz mavisi gözlerini gözlerime çekti. Duygusunu anlamak zor değildi. Şaşkındı ve belki biraz da korkmuş.
Onunla rahatça konuşabilmek için Ilgaz ve Cengiz'in gitmesi gerekiyordu.
"Ilgaz siz bizi yanlız bıraksanız daha iyi olur." Diyerek başımı arkamdakilere çevirdim. Ilgaz kısa süre gözlerime baktıktan sonra Cengiz'in kolundan çekip içeri girdi.
"Şimdi söyle bakalım ne oldu ?" Dedim Akın'ın ellerini sıkarak.
"Dün gece kavga ettiğim adam o Vira. Yüzüne defalarca yumruk salladığım adam. Ölümün ucundayken elimden çektikleri adamdı bu." Dedi kısık ve kesik kesik. Kaşlarım hafifçe çatıldı.
"Emin misin ? Sonuçta o gece kendinde değildin benzetmiş olabilirsin." Diyerek rahatlatmaya çalıştım. "Oydu. Gözünün üstündeki çizik izinden hatırladım." Bir şey diyemedim bir kaç saniye.
"Tamam sen bekle burada ben içeri gireyim. Sonra hallederiz." Ellerimi ellerinden çekip ayağa kalktım. İçeriye girdim.
Girmemle dönen gözler yanımda Akın'ı göremeyince sorarcasına baktılar bu sefer. Başımla dışarıyı işaret edip yanaştım.
Akın'ın dediği gibi adamın gözünün üstünde bir çizik izi vardı. Sessizce dinlemeye başladım.
"Sizin de bildiğiniz gibi cesedin kolları ve bacakları vücudundan ayrılmış. Yani kesilmiş. Kestiği şeyin balta olduğunu düşünüyorum. Olan güçle vurulmuş ve neredeyse kusursuz şekilde ayırmış. Vuran kişinin gücü yerinde anlaşılan. Cesedin vücudunda çok fazla morluk var. Öldürülmeden önce sağlam bir dayak yemiş diyebilirim." Kadının dedikleri dün gece Akın'ın bu adamı dövmesiyle uyuşuyordu.
Kadın konuşmaya devam ediyordu ama ben beynimdeki sorularla uğraşmaktan dinleyemiyordum.
Ben Akın'ı eve kendim götürmüştüm böyle bir şey yapması biraz imkansızdı. Yarı baygındı ben onu yatırırken ayılması ve bunu yapması ciddi anlamda bana imkansızmış gibi geliyordu.
Sonuçta bizi oraya kavga için çağırmışlardı. Ama ya Akın'ı ihbar ederlerse ? Kurtarırdım bir şekilde ama bu sefer çoğu şeyde zorlanırdık. "Ne oldu ?" Sol tarafımdan gelen sese döndüm.
Ilgaz meraklı gözlerle bana bakıyordu. "Hiç ya, bir arkadaşına benzetmiş ondan baya korkmuş. Bir şey yok yani merak etme." Dedim oldukça inandırıcı bir tavırla.
Bir şey demedi mimik oynamadı ama konuşmadı da. Onu arkamda bırakıp Cengiz'in peşinden kapıya yürüdüm.
Dışarı çıktığımızda Akın aynı yerinde oturmuş yeri izliyordu. Geldiğimizi fark edince ayaklandı. Gözlerime bakınca ona sakin olması için işaret verdim.
Bir de Ilgaz'ın eşelemesini hiç istemiyordum. Cengiz birkaç evrak alacağını söyleyip aramızdan ayrıldı.
Üçümüz sessizce bekliyorduk. Bir süre sonra üçümüz de arabanın yanına adımlarken bulduk kendimizi.
Sigara paketini çıkarıp içinden sigaramı çıkarttım ve dudaklarımın arasına yerleştirdim. Daha sonra çakmağı yakıp sigaramla buluşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURŞUN +18
Misteri / ThrillerAzılı suçlu bir Kadın Ve Onun hayatını değiştirecek bir Amir Bu onların amaçları uğruna birbirleriyle çalıştığı karmakarışık hayatlarının hikayesi. İhanetlerin, öğrenilen gerçeklerin, ölümlerin ve vahşetlerin yaşanıldığı karanlık bir hikaye. Onla...