17. Bölüm

173 40 13
                                    

Bölüme oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ♡

Bu kadın Akın'ın evine düzenlenen saldırıdaki kadındı.

Zihnimde canlanan görüntüyle kadının yüzünü hafızamda iyice oturttum.

İyi de bu ne demekti ? Bana ve çevreme yapılan saldırıları bir kişi mi yapıyordu ? Takip edenler, silahlı saldırı düzenleyenler, kırmızı kutular hepsi yalnızca tek bir kişinin başının altından mı çıkıyordu yoksa sadece inanılması zor bir tesadüf müydü ?

Aklımdaki düşüncelerle çelişirken Akın elimdeki çerçeveyi aldı. O ve Cengiz çerçeveye bakarken ben çoktan düşüncelerimde boğulmaya başlamıştım.

"Bu kadın." Dedi Akın gözlerini fotoğraftan çekip bana dikerek. Gözlerimi evet anlamında kapatıp açtığımda hafif kaşları kalkıp indi.

Ilgaz bize sorar bakışlarını bıçak gibi saplarken biz bakışlarımızı olabildiğince kaçırıyorduk.

Akın yavaşça elindekini masaya bırakırken düşüncelerine hapsolmuşçasına durgunlaştı.

"Neler oluyor ?" Yanımdan yükselen sesle Akın ile gözlerimiz birleşti. Sessizliğimiz kulak tırmalayan kıvama gelince Ilgaz yaslandığı yerden kalkarak ikimizin ortasında durdu.

Bakışları ben ve Akın'da gidip gelirken cevap bekliyordu. Sonunda nereye kadar saklarsak saklayalım bir yere varamayacaktık.

"O kadını biz öldürdük." Dedi Akın. Ilgaz ve Cengiz birbirlerine aniden bakıp bize döndüler. "Çünkü bize saldırı düzenlediler." Diyerek devamını getirdim.

İyice merakın dozu artmıştı. O günü kısaca özet geçtim. Akının evine saldırı olduğunu beni çağırdığını ve hallettiğimiz kişileri.

"Yani her şey bağlantılı mı demek istiyorsun ?" Dedi Cengiz boş bakışlarını dolduran anlattıklarımızla. Ellerimi enseme götürdüm. "Emin değilim. Ya öyle ya da sadece tesadüf."

"Araştıralım bunu." Dedi Ilgaz sakince. Yine sessizlik hakim olunca ayaklandım. "Yeter bu kadar. Gidelim buradan."

Hepimiz bahçeye çıktığımızda durduk. "Bizim şirkete gitmemiz gerekiyor." Dedim. Uzun süredir gitmiyordum. Halletmem gereken tonlarca iş beni bekliyordu.

"Pekala akşam buluşalım. Konum atarım." Dedi Ilgaz ve ayrıldık. Akın benimle Cengiz onunla gitti. Biz araca binip çalıştırırken onlar da çalıştırıp önden yola koyuldular.

"Ne düşünüyorsun ?" Akın'ın sesiyle ona döndüm. "O kadar çok şey düşünüyorum ki inan ben de bilmiyorum düşüncelerimin vardığı sonucu."

Aracı çalıştırdım ve yola koyulduk. Uzun yolculuğumuzun sessizliği eşliğinde binlerce cevaplanamayan soru da bize arkadaş olmuştu.

*

Sessiz geçen yolculuğumuz ile vardığımız şirkete baktım. Uzun süredir gelmiyordum ve muhtemelen birikmiş çok fazla işim vardı. Ertelenen toplantılar da cabası.

Aracı park ettikten sonra indik ve birlikte şirkete doğru yürüdük. "Çok işimiz olacak sanırım." Dedim bıkkınca verdiğim nefesimin ardından.

"Sanırım." Dedi Akın da benim gibi bıkkın sesle. Şirkete girdiğimizde ortalıkta kimse yoktu. Sadece girişte Ela oturuyordu. Akın yukarı çıkacağını söyleyerek asansöre yönelirken ben de Ela'ya doğru yaklaştım.

Yaklaşmam ile başını kaldırıp beni gördükten sonra ayaklandı ve yüzüne geniş bir gülümseme takındı. "Hoş geldiniz Vira Hanım."

"Hoş bulduk Ela. Evet beni bekleyen işleri toparla getir odama. Yukarıdaki odada olacağım." Dedim. Başını tamam anlamında sallayıp hemen bilgisayarın başına geçti.

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin