14. Bölüm

248 66 18
                                    

Bölüme oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ♡

Bakışlarımızı aynı anda birbirimize çevirdiğimizde gözlerimizde tek 2 duygu yansıyordu. Korku ve sinir. Arabanın kaputuna ve yere uyarıcı bir cümle yazılmıştı. Tahmin etmesi zor olmayan sıvıyla yazılmıştı, kan.

Sürüden ayrılan kuzuları kurtlar kaptı.
Çok yanlış yere bulaştınız.
Aynı yer, aynı mekan, farklı insanlar.

Bu cümle bugünkü mekanı hatırlattı. Hislerim yalan söylemiyorsa oradan gönderilmişti bu mesaj. "Bugünkü yerden bir mesaj olabilir mi ?" Dedim ellerimi belime koyarken. Ilgaz nefes vererek ellerini saçlarında gezdirdi. "Muhtemelen ki çok yüksek ihtimalle." Biraz daha durduktan sonra durmayı kesip yürümeye başladı. Adımları kendi arabasına yol alırken ben ondan bakışlarımı çekip kan ile yazılmış yazıya bakmaya devam ettim.

Kendi aracının bagajına gidip orada biraz oyalandıktan sonra seslendi. Yanına vardığımda yedek iki tabanca ve kurşun geçirmez yelekler karşıladı beni. İyi de bu kadar silahla orayı basamazdık. Şu an iyi düşünemiyordu. Gözlerimi önümdekilerden çekerek Ilgaz'a döndüm.

"Yelekleri al sadece, bu silahlarla o kadar kişiyi halledemeyiz." Bana ee dercesine bakarken kendi arabama ilerledim. O da peşimden geliyordu. Arka kapıyı açıp koltuğun altında kalan butona basıp silah zulamı ortaya çıkardım.

Ilgaz'a yan gözle baktığımda gözlerindeki şaşkınlık ve aynı zamanda hayranlık kendini gösteriyordu. Belli etmeden gülümseyerek elimi silahların üzerinde gezdirdim. "Bunlar yasa dışı değildir umarım ?" Dedi Ilgaz tek kaşını havaya kaldırarak. Ona ciddi misin dercesine baktıktan sonra koltuğu indirdim ve zulayı kapattım.

Arka kapıyı kapatırken asıl konumuza döndüm. "Hadi başlarına bir şey gelmeden kurtaralım şunları." Ilgaz'a yan gözle baktığımda kollarını bağlamış yere bakıyordu. Onu dürtünce kendine geldi.

"Vira bu iş bizi aşar ekibe haber vereyim polisler ile birlikte gidelim. Hem riske girmeyiz." Diyerek telefonunu çıkardı. Elinden hemem telefonu çekerek iki adım geriledim. "Saçmalama polisleri bu işe sokmamız daha büyük bir risk yaşatır. Bunu aklından bile geçirme."

"Ne riski en güvenli yol bu. İki kişiyiz onların kaç kişi olduğu belli bile değil. İkimiz nereye kadar savaşacağız ? Bizim gibi onlar da silahlı ve hatırlarım sabahkinden daha kalabalık olurlar."

Haklıydı yalan yok. Ama bu işe polis girerse daha büyük risk yaşatırdı. Bu iş için kendi adamlarım vardı. Onlar ile gidecektik ama bunu Ilgaz'a nasıl açıklayacaktım ki ? Ona açıklamak için düşünürken ileriden bir inleme sesi duyuldu.

İkimizde o yöne döndüğümüzde ağaçların arkasından birinin hareketlendiğini gördük. Birbirimize kısa bir bakış atarak yavaş ve temkinli adımlarla yanaştık. Ilgaz Eliyle işaret ederek beni arkasına geçirmeye çalışınca göz devirdim ve yanında yürümeye devam ettim.

Ağacın yanına geldiğimizde sürünerek bize gelmeye çalışan kadın gölgelerimizi görünce başını kaldırdı. Karanlıkta yüzünü seçmek epey zordu. Gözlerimi kısıp dikkatlice baktığımda bu yüzün çok tanıdık olduğunu fark ettim. Bu kadın Sare'ydi.

Ilgaz şaşkınlığının ardından hemen eğilerek Sare'yi kucağına alıp arabanın yanına getirdi. Onu arka koltuğa bırakarak bagajdan ilk yardım çantasını kapıp geldi. "Ilgaz Cengiz'i aldılar." Dedi zar zor.

Arabanın içindeki ışığı açtığımda bacağından ve kolundan vurulmuş olduğunu gördük. Hemen gerekli işlemi uyguladık. Sare bayılmak üzereydi. Bilincinin açık tutulması gerekiyordu. Ilgaz sürücü koltuğuna geçerken geriledim.

KIZIL KURŞUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin