"şuanlık kız arkadaşım yok"
"çok kız peşindedir şimdi senin"
"aslında-"
"hiç sevgilin oldu mu peki?"
Annemin sorularıyla kenara sıkışmış gibi görünen Hoseok ağzını aralayınca annesi konuştu.
"hiç sevgilisi olmadı Hoseok'un. Fakat iyi bir kızla birlikte olmasını bizde çok isteriz"
Hoseok gerginlikle bana bakınca annem tekrardan konuştu.
"kızlarla aran nasıl?"
"kızlarla pek konuşmuyorum ama konuştuklarım ile iyi gibi"
"hmm... Güzeller mi peki?"
"bilmiyorum hiç o şekilde bakmadım"
Annem ima ile Hoseok'a bakıp gülünce Hoseok'ta utançla güldü. Onun gülümsemesine baktığımda kızarıp önüme dönmüştüm. Başımı eğerek bacaklarımı sıktığımda Hoseok'un annesinin sesini duydum.
"Younghee?"
"noldu Misook?"
"Yoongi'yle Hoseok dışarı çıksa veya en azından Yoongi'nin odasına geçseler bizde kadın kadına konuşsak nasıl olur?"
Bunu diyen Misook ablaya baktım. Annem "olur, iyi olur hatta" diyince yutkundum.
"aslında bizde Yoongi ile basketbol oynamaya inebilir miyiz diye soracaktık... Size uyar mı?"
"sorun olmaz bizim için Hoseok oğlum"
"ama anne şey... Hava erken kararıyor ya. Çok duramayız dışarıda. Başka bi zaman ineriz biz"
"beraber çıkıp dönerseniz eğer geç saatlere kadar durabilirsin"
Tekrar yutkunarak Hoseok'a baktım. Sırıtarak ayağa kalktı.
"o zaman Yoongi spor kıyafetlerini filan giysin bende basketbol topunu alayım"
"tamam oğlum"
Hoseok başıyla kapıyı işaret edince kalktım.
"dikkat edin kendinize"
Anneme dönüp "tamam anne" diyince Hoseok ile koridora gelmiştik. Hoseok gülümseyerek evden çıkınca terleyen ellerimi kıyafetlerime silerek odama girdim ve sporluk bir şeyler aramaya başladım. Dizime kadar gelen bir şort, siyah uzun kollu bir badi ve salaş bi tshirt alıp giydim. Hoseok'un benim için yaptığı ve kaç gündür kaybettim diye ağladığım kolyeyi görünce gülümsedim. Kolyeyi boncuklarla, 30 beyaz, 3 kırmızı, 3 turuncu, 3 sarı, 3 yeşil, 3 mavi ve 3 mor boncuk örüntüsüyle yapmıştı. Gülümseyerek Kolyeyi taktığımda telefonumu alarak annemlerin yanına gitmiştim.
"ben çıktım"
"su aldın mı yanına?"
"yok almadım"
"su al yanına almadığın zaman saatte bir eve geliyosun"
"tamam alırım"
"dikkat edin kendinize"
"tamam Misook abla"
Mutfağa girip büyük bir şişeye su doldurmaya başlamıştım. Su dolunca kapağını kapatarak evden çıktım. Beyaz ayakkabılarımı giyip Hoseok'u beklerken etrafa bakındım. Hoseok'ların evinin kapısı açılınca ona baktım. Bu havada kısa kollu giyinmişti. Üşüteceğinden endiselenmiştim. Bana gülümseyerek ayakkabılarını giyerken yutkundum. Avuçlarımın içi tekrardan terlerken derin bir nefes aldım. Bu heyecanımı durdurmam gerekiyordu artık.
Telefonlar alınmadan atiom alay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...