[2 hafta sonra]
"her gün bana fotoğraf at olur mu?"
"olur sevgilim. Sende bana atarsın"
"çok güzel olur!"
Hoseok gülümsedikten sonra elimi tuttuğu elini sıkılaştırmış ve sakağımdan öpmüştü. Gülümseyip beraber yürümeye devam etmiştik.
"ilaçlarını almayı unutma tamam mı? Maçta olmadığım saatlere alarm kurdum ben zaten. Alarm çalınca sana yazarım"
"beni benden daha çok düşünme artık"
"nasıl düşünmeyeyim güzelim? Younghee abla unutuyor saatleri sürekli. Sungmin abi işte zaten. Sende çoğunlukla geciktiriyorsun. Görev bana düşüyor burda"
İç çekip düşüncelere daldıktan sonra Hoseok kıkırdayıp telefonuna baktı. Bazen ona karşı sorumlu hissediyordum. Maddi durumumuz pek iyi olmadığı zamanlarda ilaclarımın parasını kendi cebinden ödüyordu. Ve ucuz ilaçlar değil kullandığım ilaçlar. Hatta zor durumlar için biriktirdiği bir parası vardı. Su almaya parası kalmasa bile o paraya dokunmuyordu. Ona karşı elimden hiçbir şey gelmemesi beni kötü hissettiriyordu cidden. Hatta bu iyiliklerinin üstüne onu çoğunlukla yakınlaşma konusunda reddediyordum. Çok bencilim gerçekten de.
"sende antrenmanlarda kendini çok yorma"
Hoseok gülümseyip "dikkat ederim bebeğim" diyip baş parmağıyla elimi okşadı. Hafifçe gülümseyip aklıma gelen şeyle cesaretimi toplayarak yürürken bir anda durmuş ve Hoseok'un önüne geçmiştim.
"sevgilim?"
"H-hoseok... Düşündüm de ben bu ilişki için neredeyse hiçbir şey yapmıyorum. Hatta bir şey yapmamama rağmen seni b-bazı konularda reddediyorum. Ben bu ilişki için bir adım daha atmak istiyorum"
"nasıl yani?"
"ben bu ilişki için bir şeyler yapmak istiyorum. Ve buna senin i-isteklerinle başlamak istiyorum"
Dediğim şeyin utancıyla Hoseok'a bakmıştım. Şaşırmıştı. Herhangi bir şey söylemeyince gerilmiştim.
"2 yıldır yapamadığım ş-şeyi yapmak istiyorum ben Hoseok"
"Yoongi... Bunu bizim ilişkimiz için bir şey yapmadığını düşündüğün için yapmak istiyorsan isteme lütfen. Çünkü sen zaten ilk başta o mektubu vererek bu ilişki için en büyük şeyi yaptın. Gerçekten istediğin için istiyorsan bile yapamayız Yoongi"
"neden?"
"eğer ben kendimi durduramazsam seni olası bir kalp krizine sürükleyebilirim. Bu benim isteyeceğim son şey bile değil"
"ben... Ben kendimi durdurabilirim. Artık kalbim senin etrafındayken çok çarpmıyor"
"peki bunu gerçekten istediğin için mi söylüyorsun yoksa bu ilişkiye bir şeyler katmak istediğin için mi? Dürüstçe cevap ver"
Hoseok'un sorusuyla kenara sıkışmıştım. Gerçekten istediğimi söylesem yalan söylemiş olacaktım. İlişkiye birşeyler katmak istediğimi söylersem bana kızacak ve yapmayacaktı. Hoseok'un iç çekişini duyduktan sonra bana "sevgilim" diye seslendi. Gözlerine bakınca gülümseyerek elini yanağıma koymuştu.
"dediğim gibi, ne yaparsam yapayım bana karşılık vermene gerek yok. Senden karşılık beklemiyorum. Benim için sen yanımda ol, yeter"
Gülümseyip yanağını öptüm. Sahilde yürümeye devam etmiştik. Bir süre daha ilerleyip eve doğru yürürken Hyunho'yu görmeme gözlerimi kaçırmıştım. Hoseok'un elini sıkıca tutarken bir şey olmadığın fark ettim. Arkamıza baktığımda hiç bir şey yapmadan geçtiğini gördüm. Gerçekten korkuyor muydu acaba? Belki de arkadaşları yanında olmadığı için kendine güvenmiyordu. Hoseok ile bu konuyu konuşmayıp eve doğru yürümeye devam ettik.
YA BANA UC GUNDE BIR BÖLÜM ATMAM GEREKTIGIMI SÖYLEYİN UNUTUYORUM BEN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...