0.3-Hey Girlie Pops!

83 12 1
                                    

Hoseok ile basketbol oynarken tekrardan olduğum yerde durup ellerimi dizlerime koydum ve soluklanmaya çalıştım. Hoseok topu tekrardan potaya atıp toplam skoruna 2 puan daha ekleyince buna sevinememişti. Bana yaklaşıp elini omzuma koyunca ona baktım.

"Yoongi... Ara verelim lütfen"

"yok, ben iyiyim"

"bebeğim iyi değilsin. Biraz dinlenelim. Kalbin daha da kötü olacak"

"sevgilim, ben iyiyim diyorum ya"

"Yoongi lütfen. Biraz daha devam edersek bayılacaksın"

"o kadar kötü değili-"

Sözümü tamamlayamadan öksürüklere boğulmuştum. Hoseok elimden tutup beni banka yönlendirince banka oturdum. Bana su şişesini uzatınca şişeyi alıp kapağını açarak içmeye başladım. Hoseok endişeyle bana bakarken ayaklarımızın dibine beyaz bir basketbol topu gelmişti. Geldiği tarafa baktığımızda her durumda bize karışan çocukları görmüştük. Korkuyla Hoseok'a bakınca çocuklara sinirle baktığını gördüm. Tekrardan o tarafa baktığımda bize yaklaşmaya başlamışlardı. Onlar daha da yaklaşınca Hoseok ayağa kalkmıştı. Ona telaşla bakıp elini kavradım. Hoseok bana güvenle baktığında elini elimden ayırdı ve çocuklara döndü. Hoseok ile diğerleri birbirlerine yaklaşırken benden çokta uzak olmayan bir yerde durmuşlardı.

"naber gayler?"

Bana alaycı bir bakış atınca bakışlarının altında ezilmiştim. Çocukların başı tekrardan Hoseok'a bakıp konuştu.

"aileleriniz için ne kadar utanç verici bir tablosunuz"

"ne istiyorsun?"

"şimdi kenarda konuşalım. Sevgilin üzülmesin"

Hoseok sinirle bana bakınca bana gülümsemişti. Fakat hala sinirli olduğu belli oluyordu. Tekrardan çocuklara döndüğünde "tamam" demişti ve sahanın kenarına çekilmişlerdi. Karşısındaki çocuk ona birşeyler anlatırken Hoseok alayla kaşlarını kaldırıp bana baktı. Korkudan ellerim terliyordu. Yanlış birşey yapmamıştım. Ama yine de korkuyordum. Benim yanımda duran çocuklar da bana hiç iyi bakmıyordu. Hoseok bana bakmayı kesip karşısındaki çocuğa baktı. Çenesinin kasıldığını görünce sinirlendiğini anladım. Ellerini yumruk yapıp sinirle karşısındaki çocuğu dinlemeye devam etti. Karşısındaki çocuk birşeyler daha söyleyip sırıtınca Hoseok sinirle benim olduğum tarafa baktı. Bakışlarının altında kalbim sıkışmıştı. Gözlerimi onun gözlerinden kaçırıp yanımdaki su şişesini alacakken suyu düşürüp daha çok panik olmuştum. Su şişesini yerden alıp suyun çoğunu içtim. Tabi aptal gibi yine panik yapıp suyun bir kısmını üstüme dökmüştüm. Kendimi rahatlatmaya çalışırken Hoseok'un olduğu tarafa baktım. Yere bakıp bacağını sallıyordu. Çocuğun son dediği şeyle başını hiç kaldırmadan çocuğa baktı. Ardından olduğum tarafa doğru gelmeye başladı. Birkaç adım ilerideki topu alıp elimi tuttu.

"n-ne oldu?"

"senlik birşey değil"

Tersleyince kaşlarımı çattım. Neden sert çıkışmıştı ki bir anda? Hoseok beni çıkışa doğru sürüklerken o çocuk arkamızdan "onca cümleme rağmen hala ona inanıyorsan ilerde sen üzülürsün Hoseok" diye bağırmıştı. Hoseok yerinde durup elimi bıraktı. Ardından arkasını dönüp çocuğun üstüne yürüdü. Çok arkamızda kalmışlardı. Bu yüzden Hoseok üstüne yürüse bile aralarında hala mesafe vardı. Hoseok birkaç adım daha atıp elindeki basketbol topunu çocuğun yüzüne fırlattı. İsmiyle onu uyarsam da dinlemiyor gibiydi. Karşısındaki cocuk burnunu tutup Hoseok'a baktığı anda Hoseok bir eliyle çocuğun yakasını tutup diğer eliyle yumruk attı. Yanına doğru koşup Hoseok'u çocuktan ayırdım. Ardından Hoseok'un topunu alıp Hoseok'un elini tutarak sahadan ayrıldım

Slmlar ben cok mutsuzke

My Childhood Is You | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin