0.5-The Story Begins

73 10 9
                                    

[flashback]

"hadi geç içeri Yoongi"

"geçiyorum anne"

Ayakkabılarımı çıkartırken aşağıdan çok büyük bir gürültü gelmişti. Ne olduğunu anlayamadığım için meraklanmıştım. İçeri girmeden önce merdivenlerden çıkan bir kadın ve bir çocuk görünce garipsedim. Niye buraya gelmişlerdi ki?

"merhaba! Biz yeni komşularınızız. Umarım iyi anlaşabiliriz!"

"umarım"

Tanımadığın kadının neşeli sesiyle gülümsemiştim. İlk defa bir arkadaşım olacaktı! Çok sevinmiştim! Tanışmadığım çocuk tekrardan aşağıya inip tekrardan buraya gelince yere bir kutu bırakmış ve bana bakıp kocaman gülümseyerek elini sallamıştı. Bende elimi sallayınca annem beni içeri almış ve kendisi de içeri geçmişti. Annem galiba pek hoşlanmamıştı onlardan. Fakat ben, ilk defa bir arkadaşım olacağı için çok heyecanlıydım! Umarım en yakın zamanda onunla tanışabilirdim...

[1 hafta sonra]

"Yoongi!"

"efendim anne?"

"bitirdin mi ödevlerini?"

"eğer mavi kalemimi bulabilirsem bitiricem!"

Halının altında kalemimi aramaya çalışırken annem odaya girmişti. Masama bakınıp bana bir kalem göstermiş ve "bu mavi değil mi?" diye sormuştu. Ben ise kollarımızı birleştirip "o koyu mavi ben açık istiyorum" demiştim. Annem yine bakınıp bana bir kalem daha gösterince bu sefer kafamı salladım. Benim istediğim mavi bu mavi değildi. Yere eğilip yatağımın altına bakınca istediğim kalemi görmüştüm.

"kalem burda!"

Annem gösterdiğim yere bakıp kalemi alınca el çırpıp bana verdiği kalemi almış ve prensesin beyaz kalan yerini boyamıştım. Ardından kağıdımı dosyaya koyup dosyamı da çantama koymuştum.

"bitti!"

"iyi o zaman. Hadi üstüne bir şeyler giydirelim"

"neden ki?"

"karşı komşuyu ziyaret edicez. Arkadaşın olucak"

"gerçekten mi?!"

"gerçekten"

Annem dolabıma bakınırken ben ise olduğum yerde mutluluktan zıplıyordum. Bir arkadaşım olacaktı!

"arkadaşım olucak, arkadaşım olucak!"

Annem gülümseyip üstümdeki pijamaları çıkarmış ve bir tişört ile şort giydirmişti.

"evet. Yoongi'nin arkadaşı olucak"

Annem elimden tutup kapıya doğru gidince dolabın üstünden bir kap almış ve kapıyı açmıştı. Terliklerimi annemle birlikte giyip karşı kapıya gelince parmak uçlarıma çıkıp zile basmıştım. Kapı bir süre sonra açılınca kapıdaki abla annemle selamlaşmıştı. Bir süre sonra içeri girdik. Annem koltuğa oturunca yanına oturmuştum. Annem kadına "bir çocuğunuz vardı diye hatırlıyorum. Nerede şuan?" diye sormuştu.

"babasıyla birlikte kursları geziyorlar kayıt olmak için"

Kadının verdiği cevapla üzülmüştüm. Arkadaşım neredeydi? Annemler konuşurken zil çalınca ismini öğrendiğim kadarıyla Misook abla "gelmişlerdir şimdi" diyip odadan çıkmıştı. Ardından aynı kadınla o çocuk içeri girmişti.

"Hoseok hadi sen arkadaşı alıp odana git beraber oynayın"

"tamam anne!"

Hoseok beni çağırınca annemden izin alıp yanına gitmiştim. Odasına girince odasının çok güzel olduğunu fark etmiştim.

"odan çok güzelmiş"

"teşekkür ederim. Gel oyuncaklarla oynayalım"

Hoseok'un yanına gidince Hoseok bir kutu oyuncağını boşaltmış ve kapıyı kapatmıştı. Oyuncak yığınının arasından oyuncak seçerken bana bakıp "adın ne?" diye sormuştu.

"Yoongi. Senin adın ne?"

"Hoseok"

"hangi okula gidiyorsun?"

"daha bugün kayıt oldum okula. Sanırım ismi Hwaseong ilkokulu"

"bende o okula gidiyorum!"

"gerçekten mi?! Şuben ne?"

"D ama yakın zamanda B ye geçicem"

"neden?"

"annem sınıf hocamı sevmiyor. O yüzden"

"anladım.. Kaç yaşındasın?"

"altı. Sen?"

"altı buçuk"

"benden büyükmüşsün"

Hoseok gülümseyip oyuncak yığınından peluş bir kedi çıkarmış ve bana uzatmıştı.

"al. Bu senin olsun"

Verdiği oyuncağa bakıp başımı sallayınca kaşlarını çattı.

"yok gerek yok. Sende kalsın. Annem görürse kızabilir"

"saklayamaz mısın?"

"nasıl yani?"

"bak şimdi"

Hoseok ayağa kalkmış, ardından oyuncağı cebine koyup üstüne tişörtünü çekmişti.

"bak böyle görünmüyor"

Oyuncağı cebinden çıkartıp bana uzattı.

"al sende dene. Bu şekilde annen görmez"

Oyuncağı alıp bende ayağa kalktım. Cebime koyup üstüne tişörtümü çekince görünmediğini fark ettim

"görünmüyor!"

"tabii. Annen sana kızmaz artık"

"teşekkür ederim"

"bişey değil"

[flashback ends]

"Yoongi..? Yoongi?"

Gözlerimi açıp etrafıma bakındığımda Hoseok'u karşımda buldum. Yerimden doğrulup anlamaz gözlerle ona bakmıştım.

"nasıl içeri girdin?"

"Younghee abla aldı"

"annem nerde?"

"annemle dışarı çıktılar akşama geleceklermiş"

"hmm"

Gözümü ovalayıp telefonumdan saatime bakmıştım. Saatin 10 olduğunu görünce Hoseok'a tekrardan bakıp "neden geldin ki bu saatte?" demiştim. Hoseok kıkırdayıp "Younghee abla seni yalnız bırakmak istemediği için beni çağırdı. Hem ders çalışırsınız dedi" demişti. Dün Misook ablalara bugün Hoseok'u çalıştıracağımı konuştuğumuzu hatırladığımda onaylar bir şekilde başımı sallamıştım.

"hadi elini yüzünü yıka sen. Bende kitapları filan hazırlayayım."

Gülümseyip yataktan kalktığımda banyoya gitmiş ve günlük bakımımı yapmıştım. Odama geçince Hoseok'un mutfaktan su ve birkaç atıştırmalık aldığını görmüştüm. Gülümseyip yanına oturduğumda önüme gelen saçlarımı toplamış ve dinlendirici gözlüğümü takıp kalemimi elime almıştım.

Bir haftadır yb atmıyormuşummmm ozur dilerim gerçekten

My Childhood Is You | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin