[Yoongi'nin anlatımı]
Kapı açılma sesi duydugumda geldiklerini anladım. Cesaretimi toparlayıp yatakta doğruldum. Beni çağıracaklarını biliyordum. 5 dakika bekledikten sonra adımın seslenilmesiyle ayağa kalktım. Salona geçince onları gördüm.
"geç karşımıza"
İç çekip koltuğun kenarına oturdum. Ortam çok gergindi. Telefonumu yanıma almadığım için kendime kızarken üvey babamın sesini duydum
"Yoongi... Biliyoruz, aklında çok fazla soru var. Gerçek anne babam kim? Nerdeler? Neden beni evlatlık aldılar? Neden bana söylemediler? Gibi gibi. Fakat sen bu soruları sormadan önce sana söylemek istiyoruz ki sen bize karşı nasıl hissedersen hisset, sen bizim oğlumuz olarak kalacaksın"
Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
"gerçek anne babamı merak etmiyorum zaten. Eğer beni bilerek bıraktılarsa onlardan umut beklemem. Neden bunu bana bu yaşıma gelene kadar söylemediniz? 17 yıl boyunca nasıl sakladınız?"
"Yoongi, biz sana söylemeyi çok istiyorduk. Fakat psikolojin buna asla izin vermedi. En doğru yaşlar 6-7 yaşları diyorlar. Fakat sen o yaşlarda sayısız zorbalığa uğruyordun. Liseye kadar devam etti. 14 yaşında depresyona girdin. O yaşında söyleseydik intihara bile sürüklenebilirdin Yoongi. Ki olmasaydın bile ergenlik çağındaydın. Aramız çok bozulurdu. Bizde sen daha olgunlaşınca söylemeye karar verdik"
"peki neden? Neden beni evlatlık aldınız?"
"gerçek ailen sen hasta doğdun diye çocuk esirgeme kurumuna bırakıp kayıplara karıştılar. Younghee de hamilelikten korkuyordu. En iyisi evlatlık almayı tercih ettik. Ve senin durumunu öğrenince sana iyi gelmek istedik"
Başımı salladım. Onları suçlamam yanlıştı. Ama onlara karşı hâlâ bir kırgınlığım var. Beni bu zamana kadar kör olarak yetiştirdiler. 9 yaşındaki çocuklar şuan iğrenç espriler yaparken ben cinsellik kavramını 13 yaşında okulda öğrenmiştim ki nasıl olduğunu bile çözememiştim. O yaşıma kadar çocuğun el ele tutuşularak anne karnına girdiğini sanıyordum. Bu yaşıma kadar nasıl eğlenilir bilmiyordum. Bana sadece çalışmayınca öğrettiler. Gerçek hayatla ilgili bir şey sorduğumda bana kızdılar. Her ne kadar onlara karşı kırgın olsam da şuan bunları konuşamazdım.
"bizi birer aile olarak görmeye devam edeceğim. Ama size karşı hâlâ bazı kırgınlıklarım var"
"zamanla düzelteceğiz oğlum"
Birbirimize sarıldıktan sonra izinlerini alıp odama geçtim. Telefonumu alıp bu konu hakkında Hoseok'a yazdım. Uzun bir süre konuştuktan sonra geç olmuştu. Yarın erken kalkmak için uyumam gerekiyordu. Gece lambamı kapatıp Hoseok'a iyi geceler yazdım ve mesajları silip uykuya daldım.
Bir sonraki bölümlerde kafanızın karışmaması için bu bölümden söyleyeyim, Yoongi'nin ailesi Yoongi'yi sütten çıkmış ak kaşık gibi yetiştirmişler zamanında. Sadece nasıl ders çalışılır, nasıl edepli, ahlaklı, terbiyeli bir birey olunur onu öğretmişler. İlk telefonu 14 yaşında eline verilmiş, yanak yanağa öpüşmek dahil bütün yakınlaşma konulu şeyleri Yoongi'den uzak tutmuşlar. Bu durumda Hoseok ona "edepsiz" videolar izletip (eskiden izlediğimiz öpüşme cezalı taş kağıt makas videoları gibi) bunları yavaş yavaş öğretmiştir. Yani bir nevi ailesi Yoongi'ye at gözlükleri vermiş, Hoseok ise o gözlükleri Yoongi'nin gözünden çıkarıp Yoongi'yi gerçek dunyaya açmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...