Hoseok sırtımı keselerken bende vücudumu köpüklüyordum. Hoseok'a omzumun üstünden baktığımda anında bana bakıp burnumun üstünü öpmüştü. Kıkırdayıp işime devam ettim. Hoseok ellerini sırtımdan çekince arkamı döndüm. Elindeki keseyi bana verip arkasını dönünce gülümseyip bende aynı şekilde sırtını keselemeye başladım. Hoseok çok atletikti cidden. Sırt kasları çok belli oluyordu. Hoseok ile sevgili olduğum için çok şanslıydım aslında. Ondan daha iyisini bulamazdım sanırım. Düşüncelerimden ayrılıp belinin hizasını da utanarak keseledikten sonra keseyi rafa koydum. Hoseok bana dönünce gülümseyip yanağını öptüm. Sırıtıp saçımı karıştırdı.
"Çok güzelsin Yoongi"
İltifatına teşekkür edip başımı eğdim. Hoseok'un kıkırtısını duyduktan bir süre sonra bana sarılmasıyla başımı kaldırdım. Kollarımı, bütün bedenimi sardığı için kaldıramıyordum. Ellerimi beline koyup bende sarılabildiğim kadar sarıldım.
"seni çok seviyorum sevgilim"
"bende seni çok seviyorum Hobi"
Herhangi bir ses çıkarmayınca endişelenip belindeki ellerimi Sıkılaştırdım. Omzumdan sırtıma doğru ilerleyen sıcak bir ıslaklık fark ettikten sonra hıçkırık sesi duydum.
"Hoseok? Bana bakar mısın?"
Benden uzaklaşıp yüzüme bakınca gözlerine baktım. Ağlıyordu.
"sevgilim ne oldu?"
"birbirimizi ne olursa olsun bırakmayalım, tamam mı?"
"Hobi, tabiki de bırakmayacağız. Nerden çıktı bu?"
"aklıma geldi sadece"
Burukça gülümseyip elimi yanağına koydum. Akan gözyaşını sildim.
"aramızdan biri ölse bile unutmayalım birbirimizi"
Dediği şeyle benimde gözlerim doldu. Yine benim ölümümü düşünüp kendini üzüyordu. "öyle düşünme" diyemeyecektim çünkü bende aynı şekilde düşünüyordum ölümü. İç cekip başımı salladım. Belime sarılınca bende boynuna sarıldım. Ardından iç çekip boyun girintisine sokuldum.
"banyo yapmaya devam edelim mi?"
Hoseok başını salladığında boynundan ayrılıp dudaklarını öptüm. Ardından bir adım geri attım.
Birbirimizin saçını köpükleyip Duruladıktan sonra Hoseok kendi bornozunu bana vermiş, kendini havluya sarmıştı. Bana kendi kıyafetlerini verince arkamı dönüp giyindim. Hoseok'un giyinmediğini görünce kaşlarımı çattım.
"hasta olacaksın Hoseok. Bir şeyler giyinsene"
"birazdan giyerim. Gelsene yanıma"
Gözlerimi devirip yanına oturdum. Kolunu uzatınca yatıp elimi göğsüne koydum. Bana doğru dönüp diğer eliyle saçımı okşayınca göğsüne sırnaştım. Saçlarımla oynadıkça mayışıyordum. Alnıma küçük bir öpücük kondurunca ona baktım.
"annenler ne zaman gelecek?"
"bugün yoklar. Teyzemlerde kalacaklarmış"
"bugün burda kalabilir miyim o zaman?"
"Younghee abladan izin al ona göre. Heves yapmanı istemiyorum"
"tamam!"
Hoseok'un yanından kalkıp eğilerek çantamı açmış ve telefonumu çıkarmıştım. Rehberden annemi bulup aramaya başladım. Açınca gülümseyip ayağa kalktım.
"alo anne?"
"efendim oğlum?"
"nerdesin?"
"merkezdeyim hâlâ. Niye? Sıkıldın mı Hoseok'un yanında?"
"yok o yüzden değil. Merak ettim sadece"
"anladım. Eee? Ne yaptınız?"
"hiç oturuyoruz öyle. Şey diycem... Bugün Hoseoklarda kalabilir miyim?"
Hoseok'a bakıp tırnaklarımı kemirdim.
"Misooklar evde olmayacak diye biliyorum. Kendinize bakabilecek misiniz?"
"bakarız annem"
"yemek varmıymış evde?"
Telefonu kulağımdan çekip Hoseok'a döndüm.
"yemek var mı evde?"
Hoseok başını salladığında gülümseyip telefonu tekrardan kulağıma yaklaştırdım.
"varmış"
"tamam o zaman. İstersen iki dakikalığına eve gelip rahat birşeyler alırsın"
"tamam annem. Hadi görüşürüz"
"dikkat edin kendinize"
"tamam sende dikkat et"
Telefonu kapatınca gülümseyip tekrardan Hoseok'un yanına yattım.
"izin verdi mi?"
"verdi"
Tekrardan koluna yatıp göğsüne sokuldum. Bu sefer elini saçlarıma değil de belime götürdü. Elimi çıplak göğsünde sıkılırcasına hareket ettim. Hoseok gülümseyip belimdeki elini yanağıma çıkartınca kapalı gözümü öptü.
"seni seviyorum"
"bende seni seviyorum Hoseok"
Gözlerimi bir süreliğine kapatıp şampuan kokusuyla yaşadığımız şeyi düşledim. Çok güzeldi. İçinde o da olduğu için daha güzel oluyordu herşey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...
