[Hoseok'un anlatımı]
"Hoseok"
"efendim?"
"Yoongi ile nasıl gidiyor?"
"çok iyi"
"ya aklıma bir soru takıldı. Siz aslında çok uyumlu bir çiftsiniz. Geçen Yoongi'ye sorduğumda tersledi beni. Hiç birlikte oldunuz mu?"
"ne diye bunu merak ediyorsun ki?"
"ya dediğim gibi, ilk başta şakasına sordum Yoongi'ye. Ama tersleyince meraklandım. Birlikteliğiniz olmadı mı hiç?"
"söylemek doğru olur mu bilmiyorum ama... Hayır hiç birlikte olmadık"
"neden? İstemiyor mu?"
"korkuyor. Neyden korktuğunu bilmiyorum. Rahatsız olmaması için sormadım da. Korkusunu yense bile yapacağımızı sanmıyorum"
"neden?"
"kalbi çok hassas Namjoon. Kendimi durduramayıp ona ani bir kalp krizi geçiririm diye korkuyorum"
"zor olmuyor mu? 2 yıldır berabersiniz ve birlikteliğiniz olmamış. Birlikte olmak istemen hakkın seok"
"onu asla zorlamam Namjoon. Bunu bil"
"tamam sakin ol. Diyelim ki birlikte oldunuz. Ne yaparsın? Veya birlikte olduğunuzdan sonra ne olacağını düşünüyorsun?"
"bence ilişkimiz daha da güçlenecek. Sonuçta... Birbirimizin her halini görmüş olacağız"
"ayrılmayı düşünüyor olmaz mısın?"
"asla! Tanrı aşkına Namjoon niye böyle aptal aptal sorular soruyorsun?"
"sakin ol. Merakımdan sadece"
"merakına sokayım Namjoon"
Namjoon'un aptal sorularından kaçmak için yanından ayrılıp sınıfa geçtim. Yoongi arkadaşı ile takılıyordu. Bizimkiler de okulu astığı için Namjoon ile takılmak zorundaydım. Defterlerimi çıkardığımda telefonuma baktım. Yoongi'nin ilaç saati geliyordu. Onu etrafta göremeyince telaşlanmıştım.. Tam yerimden kalkacaktım ki içeri Yoongi girdi.
"ilaç saatin geldi"
"onun için geldim zaten"
Çantasından haplarını ve suyunu çıkartınca içip çıkarttılarını çantasına geri koydu.
"ben tekrar Sunoo'nun yanına gidiyorum!"
"kaç dakikadır ordasın. Korkuyorum başına birşey gelicek diye"
"merak etme. Konuşuyoruz sadece. Hadi görüşürüz"
Yoongi direkt sınıftan çıkınca kaşlarımı çattım. Ona güveniyordum. Ama böyle davranması beni şüphelendiriyordu. İç çekip tarihten aldığım notlara baktım.
[Yoongi'nin anlatımı]
Derse çoktan girmiştik. Ama derse olan bütün ilgimi bırakıp bir şeyler çizmeye odaklandım. Aklımda Sunoo'nun dediği şeyler dolanırken Hoseok'a baktım. Beni gerçekten bırakır mıydı?
"Yoongi erkekler çoğunlukla böyledir. İstediklerini aldıklarında puf. Yok olurlar"
"iki yıllık ilişkileri olmasına rağmen mi?"
"iki yılı bırak isterse 7 yıllık olsun. Ne kadar seversen sev güvenmeyeceksin. Ama şöyle de olabilir..."
Derin bir iç çektim. Çizdiğim resimi izlerken birkaç para detayı ekledim. Ne çizdiğimin farkına varırken defterimi hemen kapattım. Hoseok'un beni ilişkiden sonra terk ettiğini çizmiştim. Başımı kendimce olumsuz anlamda sallayınca kolumun üstünde ince parmaklar hissettim.
"Yoongi? Bir sorun mu var?"
Hoseok'a dönünce tekrardan başımı salladım.
"Hayır, her şey yolunda"
"emin misin?"
Başımı onaylar biçimde sallamıştım. Hoseok "peki o zaman" diyince yutkunup önüme döndüm. Bu hiç iyi değildi. Sanırım bugün onunla bu konu hakkında konuşmalıydım. Yoksa hiç bir şekilde içim rahat etmeyecekti. Sunoo ile konuşmamız çok olumsuz yönde gitmemişti. Ama yine aklımda kötü düşünceler vardı.
...
Namjoon
Hoseok her hangi bir pot kırmadı
Üstüne gittim baya
Hatta ayrılmayı düşünüp düşünmediğini sorduğumda bana çıkıştı
Hoseok'u tanıyorsundur
Çok çıkışmaz normalde
Bence bir sorun olmayacak
Yoongi
Başka ne dedi?
Namjoon
Onunda korkuları var Yoongi
Kalbinin sağlıklı olmadığını filan söyledi
Sana kalp krizi gecittirmekten korkuyor
Korkularının tek taraflı olduğunu düşünme
Ve ağzından laf almak için sana söylediğim şeyin tam tersini söyledim
Seni asla zorlamayacağını söyledi
Eğer gerçekten istiyorsan dene Yoongi
Seni bırakacağını sanmıyorum
Yoongi
Anladım Namjoon
Yardımın için teşekkürler
Ama sanırım bu konuyu onunla da konuşacağım
Bir arkadaşıma daha danıştım da söylediği şeyler kafamı kurcalıyor
Özür dilerim seni yorduğum için
Namjoon
Sorun değil Yoongi
Hem belki benden rica istemeyip sadece ona sorsaydın yine aklında acaba mı sorusu olacaktı
Böylesi bence daha iyi olur
Yoongi
Haklısın
Teşekkür ederim tekrardan
Namjoon
Birşey değill
Namjoon'un mesajına gülümseyip telefonumu cebime attım. Çizdiğim sayfaya geri döndüm. Bir süre cizimi inceledikten sonra yırtıp masamın altına koydum. Kafamın dağılması için yine bir şeyler çizerken Hoseok'un sesini duydum.
"yemekhaneye gelmiyor musun?"
"hm? Ha geliyorum"
Defterimi kapatıp cantama koyarken Hoseok "bir sorun olmadığına emin misin Yoon?" diye sormuştu.
"eminim. Neden ki?"
"garip davranıyorsun. Derslerin hiç birini dinlemeyip defterini karaladın sadece"
"sıkıldım derslerden. Hadi yemek yemeye inelim"
Hoseok'un elinden tutup yemekhaneye doğru çekiştirmeye başlamıştım. Konu ne olursa olsun onun yanında canımı sıkmamam gerekiyordu. Fakat düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum işte.
Duzenli bolum atcam ins
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...