Yemek çubuklarımla yemeğimi karıştırıp iç çekerken Hoseok'un ofladığını duydum.
"Yoongi yeter ama!"
"ne?"
"sabahtan beri iç çekip duruyorsun ve dersleri bile dinlemiyorsun. Tanrı aşkına ne olduğunu söyleyecek misin artık?"
Hoseok'un bağırmasıyla etrafa göz gezdirdim. Herkes bize bakıyordu.
"Hoseok herkes bize bakıyor. Sakin olur musun?"
Hoseok'ta etrafına bakınca iç çekip başını ellerinin arasına aldı.
"sabah bile arkadaşımın yanında takıldın. Ve yüzüme bakmadın bile. Ne oldu? Neden böyle davranıyorsun?"
"Hoseok bu konuyu sonra konuşalım mı? Ki zaten benimde sana sormam gereken b-bazı şeyler var"
"ben mi istemeden bir şey yaptım?"
"h-hayır Hoseok sakın öyle düşünme senle alakası yok konunun. Ben s-sadece fazla düşünüyorum bazı şeyleri"
"aklında ne olursa olsun beni kendinden uzaklaştırma Yoongi. Yalvarırım"
Ellerimi tutmasıyla hızlıca başımı salladım. Hoseok iç çekip ellerimi bıraktığında elime çubukları alıp yemeğimi yemeye devam ettim. Daha fazla bu konudan kaçmanın mantığı yoktu.
...
Okul çıkışı beraber eve doğru yürürken Hoseok'un önüme geçmesiyle duraksadım.
"niye bugün garip davrandığını açıklayacaktın"
Hatırlattığı şeyle yutkundum. Herhangi bir prova yapmamıştım ki. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Gözlerimi kapatıp içimden geçen şeyleri söylemeye karar verdim. Ki zaten yapabileceğim en iyi şey oydu.
"H-hoseok. Biliyorum daha önceden bu konuyu açtığımda yapamayız dedin. Ama ben artık tamamen sana ait olmak istiyorum. Ve seninde bunu çok istediğini biliyorum. Sen gitmeden önce bu konuyu açtığımda ilk başta çok mutlu görünüyordun. İstediğini biliyorum. Ama daha önce de söylediğimi gibi korkuyorum Hoseok. Bu korku yapamam, dayanamam korkusu değil. B-ben sana güveniyorum ama beni terk edeceğinden korkuyorum. Seni mutlu edemem diye korkuyorum. Her ne kadar istesemde bu korkum isteğimin önüne geçiyor. Bugünde bu konu aklıma takıldı. O yüzden garip davrandım. Üzgünüm"
Hoseok bir süre gözlerime baktı. Ardından bakışlarını yere sabitleyince yutkundum. Kesin onu üzmüştüm.
"sana seni terk edecekmişim gibi bir izlenim mi veriyorum?"
"hayır. Ben... Ben sadece gördüğüm şeyler yüzünden içimde bir korku oluştu. Bu korkumun seninle alakası yok. Lütfen böyle anlama"
Hoseok başını kaldırıp bana baktığında yutkundum. Tekrardan istememesinden korkuyordum.
"Yoongi... Ben asla öyle bir şey yapmam. Ki öyle bir amacım olsaydı zaten ilk sen beni reddettiğinde asıl amacımı belli ederdim. Belki şüphelerin olabilir ama ben seni çok seviyorum Yoongi. Seni aldatacakmışım, veya seni terk edecekmişim gibi düşünme"
Dediği şeyle içime su serperken ellerini sıkıca tuttum. Hoseok gülümseyip bi elini yanağıma attı. Baş parmağıyla yanağımı bir süre okşadıktan sonra tekrardan elimi tuttu.
"bu arada... Gerçekten istiyor musun?"
Başımı salladım. İç cekip bir süre yüzüme bakınca "emin misin?" diye sorunca yutkundum. Emindim. Ama bunu söylemek için tam cesaretim yoktu.
"Yoongi gerçekten istediğin için mi söylüyorsun yoksa-"
"gerçekten istiyorum. Ben senin her halini görmek istiyorum. Ben... Artık her konuda ilkim olmanı istiyorum Hoseok"
Hoseok yutkundu. Ardından ellerimi yavaşça sıktı.
"Younghee abla eve gelmiş mi?"
"hayır"
"tamam o zaman. Hadi eve geçelim"
Birr sonraki bölüm smut. Hayatımda yazıp yazabileceğim en tatlı smutu yazıcam sanırım slay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood Is You | Sope
Fanfiction"Benim çocukluğum sensin Yoongi" "ama Hoseok... Ben ölüyorum" Dedi genç çocuk son zamanlarını yaşadığını bilerek. Ardından bir gözyaşı düştü dudaklarına. Karşıdaki gözlere baktı ve burukça gülümsedi. Yaşayabilecek miydi? İçindeki aşk onu yaşatacak m...