HELLLÖÖĞ.
Hadi okuyun şov yapmicam. 246K olduk. Darısı 500lere.
Askerim 100K'ya ulaştı.Ona bakmayı unutmayınn. Biraz ortalığı mı karıştırsak?
Bu arada aklımda çok hoşuma giden bir kitap fikri var ancak bu hesapta mı yazsam diğer hesapta mı bilmiyorum. Daha doğrusu 3 kitap fikri var(normalde 20 30 da bu üçü daha ağır basıyor.) ama son aklıma geleni önce yazmak istiyorum. bir tık hevesliyim. Sizce hangi hesapta başlamalıyım o kitaba?
--------
"Ben, odama gideyim."
Kate, arkasına bakmadan koştur koştur odasına girerken Daniel havalara uçmak üzereydi. Kate ile bunları yaşamış olmak hayal bile değilken gerçekleşmişti.
"Kafayı yiyeceğim. Gerçek miydi hepsi?"
O, gününün güzelliğini anımsayarak odasına ilerlerken Alex, arkadaşlarının yanına gelmişti.
"Yok mu hala? Elena'nın sabırsızca beklediğini düşünmek üzüyor beni."
Onun gözlerindeki ufacık parıltıyı düşündükçe kararının doğruluğunu bir kez dana anlamıştı. Bir insanı ebeveyn yapmak için illa kan bağı gerekmiyordu. Alex, Elena'nın ufacık ellerinin avuçlarına kaydığı günü dün gibi hatırlıyordu. İlk kelimesi babaydı. Daniel anne derken o ilk babasını çağırmıştı. Annesinin her kızışında babasının arkasına saklanmıştı. Leviathan ve Daniel onu kızdırdığında baba diye çığlık atmıştı.
"Yok. Hiçbir yöntem yok. Tek yöntem yakut."
"O konuda fikrimi söylemiştim."
"O zaman araştırmaya devam edeceğiz."
----
Diaochan, elindeki kupayla balkona yaklaştığında sıkıntıyla oturan adamı gördü. Yavaşça kapıyı araladığında duyduğu sesle güldü.
"Hep böyle temiz kalpli olman dikkatimi çekmişti."
Anlamamış şekilde ilerleyip Nathaniel'in yanına oturdu.
"Anlamadım."
"Beni gördüğün an dönüp giderdin normalde. Kötülüğünden değil. Rahat bırakmak için. Ancak girdiğine göre öğüt vermeye geldin."
Hestia, sürekli peşinde gezdiği anın gelişiyle mutlu mutlu hazırladığı iki kahve kupasıyla balkonun kapısına geldiğinde gördüğü kadınla kaşlarını çattı. Öfkeyle arkasını dönecekken ismini duymasıyla iki kahveyi de yanındaki çiçeğin dibine dökerek koltuğun arkasına oturdu. Burası artık onun olmuştu. Sürekli balkonda konuşanları dinliyordu. Tesisin her köşesinde mutlaka biri diğerinden bir sır saklıyordu. Oysa tüm planlarını, vakti geldiğinde kullanacağı bu sırlar üzerine kuruyordu.
"Konu Hestia mı?"
"Ares duymasın."
Diaochan, kıkırdarken boynundaki kolyenin ucuna parmağını değdirdi. Ares'in nefret ettiği kolyeyi gördükçe tavırlarını hatırlayıp gülüyordu Diaochan.
Bu kolyeyi o hediye etmişti yıllar önce. Ancak içindekinin Walker'a ait olması yetmişti nefret etmesi için.
Yine de Diaochan'ın sebebini bildiği için çıkarmasını istememişti.
Tabi ki istemişti ancak başaramamıştı.
Diaochan külden sonra içinde çay bulunan kupaya dokunduğunda kupa sayısı ikiye çıkmıştı.
"Senin bu güçleri keyfi kullanabilmene ayar oluyorum."
Nathaniel söylenerek kupayı avuçlarının arasına alırken Diaochan sahte kızgınlığını göz ardı etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane (+18)/Tamamlandı
FantasíaYetişkin içerik! Çerez tadında bir kitap arıyorsan doğru yerdesinnn. Bir kız. Doğduğu andan itibaren babasının nefreti yüzünden dört duvar arasında büyümeye mahkum edilmiş. Efsaneye göre dünyanın dört güzel kadınından biri. Ancak kimilerine göre en...