Eğer sessiz kalırsam, "Bana kızgın mısın?" diye sorarsın
Yani, beni sinirlendirecek bir şey yaptın mı ki?
-DANGER-
Evin önüne gelmiştik babam beni durdurup "yoongi gelip seni alacak biraz vakit geçireceksiniz"
"tamam baba" diyip onayladım arabadan inip babamı bekledim onunda yanıma gelmesiyle eve doğru yürüdük woo bin in yönlendirmesiyle yemek masasına oturduk onlar kendi aralarında konuşurlarken bende yemekle oynuyordum iştahım yoktu yemek yemek istemiyordum woo bin bana sor yöneltmesiyle ona baktım
"sen bu konuda ne düşünüyorsun"
"dava ne kadar sonuçlanmış olsa da yüksek kurula itirazlarınızı sundunuz değil mi" babam beni onayladı
"o yüzden hapise girmediniz demek ama bu sizin için daha kötü olacak gibi" babam kaşlarını çatarak "nasıl yani"
"dava sonuçlanırken ellerinde fazla deliller yoktu o yüzden cezanız hafifti" eti ağzıma alıp çiğnemeye başladım benden sözlerimi devamını istiyordu derin nefes alıp sertçe bakarak "ya ellerine yeni deliller ulaşmışsa"
"nasıl yani eun" babama bakıp "savunduğun adamı iyi araştırmalıydın baba senden her şeyi saklayan müvekkilin var" babam kaşlarını çatarak woo bin e bakıyordu
"efendim bana diyeceğiniz bir şeyler mi vardı" kafasını salladı iki yana hala yalan söylüyordu
"ilk bodrumda tutuğunuz kızınızla başlayalım" söylediğim onu endişeye sürüklemişti
"efendim neler oluyor"
"baba sence ben neden chang-wook oppanın yanına neden gittim bir düşün" babam artık bir şeyleri anlıyordu. Hazır yalan söylemekten bir şey olmaz dı değil mi "sana ne kadar açıklamaya çalışsam da beni dinlemedin çünkü o bunların hepsine erişmişti"
"bay woo bin peki başka bir konuya gelelim neden yaptığınız işkenceleri kayıt altına alıyordunuz." Sinirli bir şekilde su içtiğim bardağı masaya serçe vurmuştum babama dönerek
"senden çoğu şeyi saklayan birini mi savunuyorsun hepsi savcılık tarafından biliniyor" gözlerimi woo bine çevirdim " eğer cezana razı olsaydın şu anda daha az yatıyor olurdun öncellikle o kızı bodrumdan çıkart yakında bakmak için gelirler."
Babam bunları beklemiyordu o adamın çok dürüst olmasını bekliyordu herhalde telefonuma bakıp yoongiden geldiğine dair mesaj gördüm.
Woo bin bana bakarak söylenmeye başladı "ya! Bay kim kızınız çok zeki bir daha onunla yemek yemek isterim" hala bu konuda aklı uçkurunda nasıl olabiliyordu onu anlamıyordum gözlerimi devirip konuşmaya başladım.
"hiç sanmıyorum şimdi kalkmam gerekiyor gelecekteki eşimle randevum var sizi düğüne davet edeceğim ama hapiste olur musunuz onu bilmiyorum"
Babamın önünde eğilip çıkışa doğru yürüdüm yoongi arabanın önünde durmuş beni bekliyordu woo bin in korumaları hala bizi izliyordu yoonginin yanına gidip sesli bir şekilde korumaların duyduğunu bilerek "hayatım biraz erken gelmedin mi" sarılmıştım direk kulağına yaklaşarak "woo bin in korumaları bizi izliyor" o da yalanımı sürdürüp eline belime attı "seni özlediğim için erken geldim ama senin yaptığına bak" ses tonu neden beni bu kadar heyecanlandırmıştı anlamamıştım.
Belimde eli hala duruyordu korumalara bakıp beni arabaya yönlendirdi benim binmemle o da yan tarafıma geçmişti emniyet kemerlerini takıp yola koyulmuştuk
"iyi misin neler oldu?"
"çocuklarda sorar mı aynı soruyu" kafasını sallamıştı
"o zaman herkese aynı anda anlatmak daha iyi" başımı ellerime yaslayıp "zaten yeterince yoruldum" düşünmem gereken şeyler bunlar değildi yoonginin bana iyi davranması adil değildi ben onun böyle hayatını mahvettikçe hiç adil değildi konuyu dağıtmak için "yarın sınav var iyi yapmaya çalış" gülerek bana bakmaya çalışıyordu hayır olamaz bu gülümsemesi bana iyi gelmiyordu suçluluk duygusu yaşıyordum "neden diploma notun düşük olur diye mi" dalgaya vuruyordu kafa salladım
"bingo doğru tahmin" yavaşlamamızla cafeye geldiğimizi anladım arabadan inip içeri girdim kapıdaki çanın sesinden gözler bize döndü jimin masadan el sallaması yetmezmiş gibi sesli bir şekilde adımı söylüyordu yoongi belimi tutarak yönlendirdi masaya .
Masaya gelmemle ıslıklar çaldı "geldi güzellik" seokjine bakarak göz kırptım garsona bir limonata getirmesini söyleyip çocuklara baktım hoseok "görüşme nasıl geçti?"
"normal geçmesi gerektiği gibi "
"şirkette konuştuysanız sizi neden eve yemeğe götürdü ki" bunu bende düşünmüyor değildim "bilmiyorum daha açık konuşacağımızı zannetti herhalde"
Konuşmayı namjoon devralarak "niçin onun arabasına binmedin " gözlerimi belerterek konuşmaya başladım "o şerefsizin neden arabasına binecekmişim ki" sinirli bir şekilde kahkaha atıyordum "sana mı sulandı" yoonginin sorusuna ona döndüm
"ne değiştirecek ki" kaşlarımı çatarak devam ettim "yaptığı pislikleri unutuyor şerefsiz bodruma kilitlediği kızını umursamıyor ama bir akşam yemeği daha yemek istiyor."
Taehyung şerefsiz diye mırıldanıyordu yoongi bir anda sinirlenerek ayağa kalktı "ne yani sende yemeğe devam mı ettin"
"kalkıp yanına geldim ya yoongi" bu onu sakinleştirmişti geri yerine oturdu.
"peki cevap olarak ne dedin"
"bir daha buluşamayacağımızı söyledim ama bir şartla buluşabilirim onunla"
Jimin merakla sordu "nasıl"
"ona evleneceğimi söyledim düğüne çağırdım tabi hapiste olmazsa" hepsi donmuştu. "bu demem onu daha da sinirlendirdi hele senin gelmen le kalkmam onu delirtti. Korumaları o yüzden yanımızdan ayrılmadı "
Yoongi "iyi yapmışsın" dedi gülerek "artık onlarla işim kalmadı"
Jungkook telefona bakarak bağırdı ve bize doğru doğru tuttu ekran bir haber sitesiydi yoongiyle benim korumaları kandırmak amaçlı sarılmamız onu kulağına konuşmam hepsini çekmişlerdi haber başlığı olarak "KİM EUN VE MİN YOONGİ ARASINDA NE VAR?" yazılıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ -MYG
General Fiction"Ne oldu gerçekleri duymak yoksa seni üzdü mü ucube oysa ki sana daha hiçbir şey söylemedim". Gözlerim dolmaya başladı her şey tekrar olacaktı insanlar tekrar beni eziklemeye başlayacaktın.... *** "Anne sende şirket için evlendin eline ne geçti ki" ...