"Ne oldu gerçekleri duymak yoksa seni üzdü mü ucube oysa ki sana daha hiçbir şey söylemedim". Gözlerim dolmaya başladı her şey tekrar olacaktı insanlar tekrar beni eziklemeye başlayacaktın....
***
"Anne sende şirket için evlendin eline ne geçti ki"
...
Bu geceden nefret ediyorum, nefes almak istiyorum,
rüyalarımdan nefret ediyorum, ağlamak istiyorum,
içinde kapana kısılmış, boğulabilirim,
yalnız olmak istiyorum, sadece senin olmak istiyorum .
-SAVE ME-
"Sen kendini ne zannediyorsun." Şaşkınca ona ona bakmaya devam ettim neden üzerime doğru yürümeye devam ediyordu Çok gerilmeye başladım sınıfa ne çabuk boşalmıştı böyle, bari bir kişi olmaydı acaba şimdi kaçsam kurtulurum mu ki? Tam arkama döndüm tekrar "Sen kendini ne zannediyorsun." Diyerekten yüksek sesle tekrar etmeye devam etti.
Kaşlarımı çatarak "Anlayamadım." Dedim. Sanki komik bir şey atıyorum gibi hafif tınıyla gülmeye başladı ve bir adım daha attı.
" Daha okula gelir gelemez gözüme battın, başka boş yer mi yoktu da benim yanıma gelip oturmaya çalışıp uykumu kaçırdın." Ne yani onu sadece uykusundan ettiğim için mi bugün beni göz hapsine almaya devam etti şimdi de sıkıştırdı. Çok saçma bir nedenle gelmesi beni de güldürdü öyle ki sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladım galiba bunu beklemiyordu Şaşkınca bana baktı ve hemen geri sinirli hale geri döndü.
"Sana uyarım yeni kız sakın bir daha gözüme batacak işler yapmasa bende Yoongi isem sana bu liseyi dar ederim."
"Tabi efendim." Diyerek sınıftan çıktım birde bu çocukla mı uğraşacaktım sinirlemesi asla umurum da değildi. Tam saate bakacaktım ki telefon çalmaya başladı arayan babamdı şimdi hiç uğraşmak istemedim ama açmak zorundaydım. "Efendim baba" dememle bağırması bir oldu. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım
" Neredesin şu anda evde olman lazımdı bazı şeyler bilmen lazım hala çocukça davranıyorsun biraz dakik olmayı öğrenmedin mi okuldan çıkar çıkmaz evde olman gerekir, kim bilir yine ne haltlar çeviriyorsun cevap ver bana Eun" hadi itiraf edelim mi babamı ve annemi ne kadar da sevmesem yine de sözleri dokunuyor . Zilin çalmasının üzerinden 10 dakika geçmiştir bunun yüzünden mi bu azarları işitiyordum.
"baba geliyorum"
"Evde görüşeceğiz Eun hızlı ol"
Normalde nasılsın diye sormayan adam azarlamak için açık bulup beni arıyor muhtemelen davasıyla ilgili bir sorun olmuştur bunun hırsını benden çıkarıyordur evet evet yoksa o çok iyi bir baba, kimi kandırıyorum ki onlar hep böyleydi.
Hızlı bir şekilde yürüyerek arabaya bindim kulaklığımı takıp young forever dinlemeye başladım beni tanımlayan şarkıydı büyümenin zorluklarını ve hayallerinizi gerçekleştirmek için yapmanız gereken fedakarlıkları anlatıyor. Şarkının bitmesi ve eve gelmem bir oldu arabadan inip zile bastım evin genç hizmetlisi kapıyı açıp bana üstten bakarak "Efendim, aileniz siz yukarıda bekliyor" alaylı bir şekilde söylediği o kadar belliydi ki ona bu yüzü ailem vermişti evdeki herhangi bir hareketimi onlara bildiriyordu buda onun beni küçük görmesine neden oluyordu.
Merdivenlerden çıkıp çalışma odasının önünde durdum derin bir nefes alıp sakinleştim ve kapıyı çalıp onay bekledim onayın gelmesiyle içeri girdim. Babam sinirli bir şekilde sandalyesinde oturuyordu annem ise karşısında oturup bana dik dik bakıyordu tahmin etmiştim başka bir olaya sinirlenip de saldıracağını. Bekledim hiçbir şey söylemediler o zaman benim burada ne işim vardı. Babam aniden ayağı kalkıp önümde durdu göz göze geldik gözümü hala çekmiyordum ondan.
" İndir o gözlerini" tanrı aşkına sizlerin benim gözlerimden, bakışlarımdan alıp vermediğiniz nedir. Yapacağı hamleyi bekledim sakince, ne yapacaksa yapsın ve bende çıkıp odama gitmek istedim annemin seslenmesiyle dikkati ona çekildi.
"Shin sakin ol." Az önce annem babamı durdurmuş muydu ve sakin olmasını mı söylemişti yoksa ben mi yanlış duyuyorum bu yaşıma kadar arkamda durmayan yanlışlarımı kapatmayan annem benim için bir hamle mi yapmıştı.
"Onunla ben konuşurum sen yarın ki toplantıya odaklan böyle basit şeyler için canını sıkma" tabi ya işinde sorun yaşamaması için onu durdurmuştu ne sandım ki gülmeye başladım bu hareketime gitmekte olan babam arkasına dönüp hızlıca yanıma geldi ve tokat attı yüzüm sağ tarafa döndü dolu gözlerimle yere bakmaya devam ettim o sırada annem yanıma geldi.
"Eun yarın bir iş toplantısı var sende oraya geliyorsun işleri kavraman gerekiyor artık."
Ne kadar istemesem de onaylayıp çıktım odadan dolu gözlerimle ve kırık kalbimle o odadan çıktım. Odama gidip yatağa girdim biraz ağlama seansından sonra yorgunluktan olsa gerek hemen uykuya daldım.
Sabahları her günkü gibi sıkıcı ve ailemin işleriyle doluydu okula geldiğimde dünkü çocuğu göremedim buna şükredecek hale geldim resmen insanların bana bulaşması artık sıkıcı gelmeye başladı bana, onlara karşılık vermek istemiyorum bunlar beni yoruyor.
Bugün Mi Cha ile daha bir kaynaştık sınıftakiler hakkında biraz bana bilgi verdi dersler konusunda yardımcı oldu zaten ne kadar dışarıdan ders çalışmayan biri gibi dursam da sınavlardan yüksek alan biriydim dersi derste dinlemek daha mantıklı geliyordu bana o yüzden ders çalışmaya ihtiyacım duymazdım.
Çıkış zilinin çalmasıyla hızlı bir şekilde arabaya doğru yürüdüm dünkü gibi olmasını istemezdim hızlı bir şekilde eve gittim. Odama koyulan önceden seçilmiş elbiseyi giyindim makyaj yaparken dünkü tokat izini de ekstra kapatıcıyla kapattım her şey tamamdı.
Annem ile babam aşağıda beni bekliyorlardı geldiğimi görünce yüzüme dahi bakmadan hızlı bir şekilde yürüdüler. Mekana geldik muhtemelen karşı tarafta çok önemli insanlardı çünkü restorant kapatılmıştı. İçeriye girmemizle masadakiler kalkmıştı bir kişi hariç o da bize arkası dönük oturuyordu muhtemelen herkes kalkınca o da kalkması gerektiğinin farkına vardı ve kalkıp arkasını döndü keşke hiç dönmeseydi.
O bakışlar, o siyah saçlar ve beyaz ten yine karşılaştık Yoongi yoksa Min Yoongi mi demeliyim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eun giydiği elbise
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
