-Ji-hyun Unni-

38 3 0
                                    


Bu odada çok uzun zamandır yalnızım

Seninle ilgili düşüncelerimle

-ALREADY-




Şu anda kimseyle uğraşacak halim de değildim konuşma veya bir ses duymaya dahi halim yoktu kafamı arkaya yaslayıp derin nefes alıp veriyordum kendime biraz gelmek istiyordum midem bulanıyor, başım dönüyor, duyduğum sesler yüzünden kulağım çınlıyordu. Yüzümdeki kan kurumuştu ağzımda da hala kan tadı vardı midemi boşaltmak istiyordum iğrenç bir duyguydu böyle oturmak.

"ıslak mendil var mı" yüzümü silmem gerekiyordu dayanamıyordum önden namjoon ıslak mendili uzattı kimseye bakamıyordum dışarıya bakarak yüzümü siliyordum çocukların yüzüne dahi bakamıyordum artık patlayacak gibiydim yüzümü silip elimdeki mendile baktım kan kalıntıları vardı dayanamıyordum geriye yaslanıp gözlerimi kapattım burada ağlamak istemiyordum canım çok acıyordu arabanın durmasıyla bile hareket etmiyordum başım dönüyordu kapının açılmasıyla yan tarafa baktım chang-wook oppa kapıyı açmış bana bakıyordu

"gel hadi miniğim hiç bir sorun yok" yıllar önceki gibi konuşuyordu ama nedense bu bana özlemi değil de tiksintiyi getirmişti bilmiyorum chang-wook oppayı görmek artık bana sevinç, umut vermiyordu onu görmek üzüntü, kırgınlık, öfke veriyordu. 

"bir daha bana öyle seslenme"  yıllar öncesinde kalmıştı bu hitaplar şimdi önüme sunamazdı bunları  belki de artık ona karşı sevgim ve saygım bitmişti ya da şu anda sinirli olduğum için böyle davranıyordum bilinmezlik içerisindeydim,  bakıyordum ona boş boş elini uzatıp tutmamı bekledi ben tutmadan çıktım tanıdık evin önünde durdum.

" ji-hyunu aradım yoldayken, birazdan gelir"

İçeriye geçip koltuğa attım kendimi gözlerimi açık tutmak daha da zorluyordu beni elimi unutmuştum hatırlayınca sargı kirlenmişti kötü koku salgılıyordu artık "makas var mı" hepsi bakmaya başlamıştı anlamadılar neden istediğimi chang-wook (oppa?) hitap şeklini değiştirmeliyim belki de artık

"neden istiyorsun ki"

"chang-wook sağır olduğunu düşünmüyorum sadece istediğimi ver hesap veremem sana" ona sertçe bakarak söylüyordum

"sen ne dedin daha yeni velet"

"velet diyebileceğini kim söyledi hak ettiğin değeri veriyorum senin yaptığın gibi" pes etmişlik ile odasına gidip makas getirdi ne yapacağımı merak ediyorlardı öncelikle ilk bu sargıyı açmalıydım sonra yanık kremi sürmeliydim.

Makası alıp sargımı kestim sonrasında parmağımdan aparatı çıkartım kenarı attım bunu daha önce yapmıştım tekrar yapabilirim değil mi parmağımı geri yerine oturta bilirdim bu acıya dayana bilirdim ayağa kalkıp kapşonumu çıkardım.

"tahmin ettiğim şey ise sakın eun hayır bunu yapamazsın"

"neden"

"bu acıya katlanamazsın"

"daha büyüklerine katlandığımı biliyorsun" elime bakıyordu bir an önce yapmalıydım kapşonumun kol kısmını ağzıma alarak sıkmaya başladım biraz bağırmamı önlerdi. Gözlerine bakarak elimi tutup iki parmağımda artık elimin içindeydi yapmam gereken onları yerine oturtmak daha sonra ise yanığa bakmak elimin iç kısmı yanmıştı.

Çocuklar ne yaptığıma bakıyorlardı derin nefesler alıp veriyor yapacağım şey için kendimi cesaretlendiriyordum sıkı bir şekilde parmaklarımı tutup içimden saymaya başladım.1...2...3... çıtırdama sesi gelmesiyle bağırmam bir oldu odadan sesler geliyordu onlara bakmıyordum.

Çocuklar ayağa kalktılar bana bakıyorlardı hıçkırık seslerini duyuyordum gözlerim dolduğu için etrafa bakamıyordum biraz sakinleşip elime baktım oynatmaya başladım yerine girmişti hiç değilse biraz ağrı olsa bile sargıda olmayacaktı elim gözlerimi çevirip etrafa baktım jungkook ağlıyordu ona dönüp

"neden ağlıyorsun" cevap vermemekte karalıydı ya da ağlamaktan konuşamıyordu kapının çalmasıyla namjoon kapıya koştu.

Karşımda ji-hyunu görmüştüm "uzun zaman oldu eun" gözleri dolmuştu. Biliyordum onu gördüğümde dayanamayacaktım biliyordum o benim ablamdı işte ne kadar chang-wook bana ihanet etse de o etmemişti benimle sürekli görüşmek istemiş ama ben reddetmiştim onun babam tarafından zarar görmesini istememiştim....

KURTAR BENİ -MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin