Cevapsız Sorular

1.2K 85 8
                                    

"bıraktığım düşü kim büyütecek..."

Ceylan Gözlüm : Kutay ,ben sana ilk görüşte değil zamanla aşık oldum. Dünyanın en yakışıklı adamı bana göre sensin. Dünyanın en zengini de benim için sendin. Herkese karşı olmasa da benim için dünyanın en iyi adamı sendin anladın mı ? Sevgilim olmasan da sadece şunu bilmeni istiyorum,her ne olursa olsun bir daha o illete başvurma. Ben böyle büyük bir aşkın başrolü bile olabileceğime inanmıyordum. Sevildiğimi sandım demiştim,sevildiğime eminim. Sevdiğime de aynı biçimde eminim.

Ceylan Gözlüm : Ayrıldık diye daha fazla içip dağıtmanı istemiyorum

Ceylan Gözlüm : Uyku bile uyuyamıyorum.

Ceylan Gözlüm : Beni daha fazla üzer. Kendine zarar vermeni istemiyorum. Kendini hırpalamanı istemiyorum.

Kutay telefonundaki mesaj bildirimlerine bakınsa da  o kadar sabırsızdı ki. Gözlerinin içi cam gibi parlıyordu. Uygar'ın ona kıyamayacağını biliyordu. Sadece yanlış anlaşılmalar ve Kutay'ın maddeye yönelimi yüzünden onuru zedelenmişti. Kutay ne yapacak ne edecekti kaybettikleri şerefi geri kazandıracaktı. Kendi şerefini yerlere serse de onun gururunu yeniden göklere çıkarmaya yeminliydi.

Hatasını kabul ediyordu ama onu aldatmamıştı.Ne sarhoşluğunda ne gerçekte ne de düşlerde. Onu aldatmadığına kendisi ne kadar emin olsa da  bilincini devre dışı bırakarak Uygar'ın ilmek ilmek işlediği tüm emeklerini hiç ettiği gerçeğini değiştirmiyordu bu durum.

Kutay odasından çıkıp telefonla aramayı sürdürdü. Tuvaletin kapısını iki kez tıklasa da ses gelmemişti.

"Çık artık tuvaletten bok kafa."diye seslendi Kutay sinirle. "Sikeceğim şimdi,hadi..."

Uygar telefona çıkmasa da Kutay ,Tayfun'u arayıp darlamaya kararlıydı. Evini biliyordu ve her halükarda Kaan ile Uygar'ı yüzleştirecekti. Kendi hata payını kabul ediyordu lakin Kaan'ın ağzını yüzünü kırmadan evvel onun cümlelerine ihtiyacı vardı. Daha sonrasında onu yaşatmamaya yeminliydi. Sürüne sürüne kendi kanında boğmaya yemini vardı.

"Kaan amcığı!"diye gürledi Kutay sinirle. "Aç kapıyı."

"Sen kime bağırıyon lan eşşek ?"

Sarhoş sekiz çizen adımlarıyla birlikte oğlunun yanına ilerlemiş,koridorda başına zebani gibi dikilvermişti. Anason kokusu ve kırmızı gözleriyle oğluna küçümser bir bakış yollamış ve dudakları alayla kıvrılmıştı.

"Cüceyi soruyosan,çıktı evden kaçarak..."

"Niye çıkmasına izin verdin!"diye tıslamıştı Kutay. "Siktir!"

"Sikeceksen sikseydin döveceksen dövseydin,napiyim ?"

"Çekil..."diye gürledi Kutay sokağa fırlamadan evvel. Botlarını bağcıklarını bile doğru düzgün bağlamamış,sokakta bağıra bağıra Kaan denen sefili aramakla ve onun ev adresini anımsamaya çalışmakla geceyi tüketmişti.O aptal tarafından oltaya getirilmenin hırsıyla yumruklarını boşluğa savurmuş ve telefonlarını açmayan Uygar'a defalarca kez arama daha yollayarak sokakları turlamaya devam etmişti.

O piçi yaşatmayacaktı ve hapse girmek de umrunda değildi.



Son PerdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin