Son Dans

3.4K 222 180
                                    

"Yıllar sonra bir an gelirsem ben aklına.

Bir tebessüm gönder rüzgarla bana..."

Kutay yastığa gömülü yüzüyle birlikte göğsünde sıcak bedeni sıkıca sarmaladı. Hoş sıcaklık tüm göğsüne yuva kurarken onsuz ne kadar soğuk ve taştan olduğunu hatırladığı mermer göğsünün buzlarının çözüldüğünü hatırlayıp gülümsedi kendi kendine.Saçları her zaman olduğu gibi Kutay'ın burnuna giriyordu zira Kutay yine oğlanın incecik beline sarılmış,yüzünü ise saçlarına ve bir miktar kendi yastığına gömmüştü.

Uygar ile uyanılan her sabah kışın zemheri ayazı dahi olsa sıcacıktı. Kutay'ın göğsünün ortasında filizlenen bir çiçek gibiydi zira açtığı her yere de kendi güneşini getiriyordu.

"Güzelim."diye mırıldandı Kutay uykudan derin mavilerini aralayamazken. "Uygar.."Burnuna dolan saçlarla burnu kaşınırken ince beli daha sıkı sarıp omzuna bir öpücük kondurdu usulca.

Kutay gözlerini aralamadan önce içine düşen bir yabancılık hissiyle birlikte irkildiğini hissetti. Sanki eş zamanlı olarak bedenindeki tüm tüyler şaha kalmıştı,baş kaldırmaya başlamıştı diken diken tomurcuk halde.Sabunsu kokuyordu Uygar. Sanki her zaman duştan çıkmış gibi çiçeksi lakin sabunsu bir kokusu vardı. Tertemiz bir pudra kokusu gibi. Ya da banyodan sıcak buharla tazecik çıkmış bir beden gibi sabun kokardı saçları,teni.

Uygar şeker kokusunu pek sevmezdi zira şeker kokusu başını ağrıtıyordu.

Kutay omzundan ve saç diplerinden buram buram lolipop kokusu gelen bedeni sarmalamayı bırakırken irice açtı uykulu gözlerini.Ne yatağına ve sinesine dağılan saçların rengi açık bir kahve tonlu kumraldı, ne de şimdi kapalı olan gözler badem biçimli ahu gözlerdi koyu kahvelerde.

Alabildiğine masmavi gözleri yumuluydu, kumralın en açık tonunda altın yansımalı sarı sarı uzun tutamlardı yatağına şelale gibi dökülenler.Kutay ateşe dokunmuş gibi kollarını Kaan'ın belinden çektiğinde oğlan usulca aralamıştı deniz mavisi gözlerini.

Dışarıdaki yağmur ve fırtına sesi ile birlikte "Günaydınnn."diye mırıldandı kıkırdayan oğlan çıplak omuzlarını yorganla örterken.  Şişik dudakları ile birlikte kocaman bir gülümseme koyverdiğinde kızarık yanakları Kutay'a bakıp biraz daha allandı.

"Hassiktir."diye gürledi Kutay gözleri dolarken. "Hassiktir.."

Kaan yatakta doğrulurken acıyla inledi ve yüzünü ekşitti. "Canım yanıyor hala.."diye mırıldandı. "Ama sana da günaydın Kutiş.."

"Kalk yataktan."diye tısladı Kutay kendine bir tokat çarparken. "Allah belamı versin benim...Kalk! Kalksana,giy üstünü..."

"Ben."dedi Kaan yutkunup. "B-Beni yataktan mı kovuyorsun?"

"Kaan."dedi Kutay gözlerinden yaş boşalırken. "Hatırlamıyorum dahi."

"Ben hatırlıyorum."dedi Kaan çıplak bacaklarını kendine çekip yorgana sarılırken hüzünle. "İlkimi yaşadığım yataktan kovulacağımı bilmiyordum ama hatırlıyorum..."

Kutay kendine bir küfür savurdu yumruklarını duvara geçirirken. Ceylan gözlüyü burada,bu yatakta öldürmüştü. Uygar'ın olması gerektiği göğüste başkası sabahlamıştı. Uygar'ın içine akan sıvı başkalarının bedenine savrulmuştu, Uygar'ın kokusu sinen teninde başka birinin kokusu vardı.

"İlkimsin."diye fısıldadı Kaan kızaran gözlerinden yaşlar boşalırken. "B-bunu hak etmiyordum."

"Ona aşığım."diye inledi Kutay. "Ben Uygar'a aşığım,sen..Sen ne ara geldin evime hatırlamıyorum bile."

Son PerdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin