Dark Things [R.A.B.]

1.6K 100 42
                                    

"I love you as certain dark things are to be loved,
in secret, between the shadow and the soul."

Bir koşuşturma vardı.

Sirius'un, şu kızla birlikte damat çadırından çıkıp telaşla farklı yönlere gittiklerini gördü. Ardından Pettigrew göründü ve havayı bir fare gibi koklayarak etrafa bakındı. Aradığını bulmuş gibi bir anda misafirlerin arasına dalarak gözden kayboldu.

Kuzeni Andromeda ve onun kocasıyla karşılaşan Sirius onlara hararetli hararetli bir şeyler söyledi, sonra onlar da aynı şekilde bir şeyler ararcasına etrafta dolanmaya başladılar.

En son da çadırdan o çıktı.

Her zamanki gibi sakin hareketlerle çadırın girişinde belirdi. Orada durarak önündeki manzarayı izledi. Kalabalığın oradaki hareketliliği görmüş olacak ki şansını orman tarafında denemek istedi. Yavaş adımlarla ağaçlık alana yöneldi.

Kalbi deli gibi atmaya başlarken Reg, ağacın arkasına saklandı. Bütün bunları başını uzatmış şekilde uzaktan izlemişti.

Şimdi ise Remus'un kendisine yaklaşan adımlarını duyabiliyordu. Yakışıklı büyücünün, yumuşak çimenleri ezerek ilerleyişini gözünde canlandırabiliyordu.

Kumral saçları hafif rüzgarda dalgalanırdı. Zekayla parıldayan gözleri ormanı tarayarak sakince yürürdü.

"James?" diye seslendiğini duyduğunda Reg, kalbi daha da şiddetli çarpmaya başladı. Sırtını ağaca dönerek gözlerini kapadı. "Çatalak, kendi düğününde böyle ortadan kayb-"

Lanet!

Reg ayağının altındaki kırık dala içinden küfürler ederken Remus kulaklarını dikmiş sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

Adımlarını hızlandırdı ve bu sefer konuştuğunda sesinde yalandan tehditvari bir ton vardı. "Seni geyik halinde falan bulursam gerçekt-"

Göz göze geldiler.

Reg, yanaklarına aniden ateş hücum ederken refleksle sırtını arkasındaki ağaca yasladı.

"Black." dedi. Sesinde şaşkınlık yoktu. Ya da herhangi bir duygu. Bu bir soru bile değildi. Sadece gördüğü şeyi dile getiriyordu.

"Lupin." diye fısıldadı. Umursamaz bir ifade takınmaya çalışmış ve acınası bir şekilde başarısız olmuştu.

Sırtını, yaslandığı ağaçtan ayırarak ileri bir adım attı.

Ancak Remus'un hızla çıkan asasıyla tekrar geldiği yere yapıştı.

Kocaman açtığı gözlerle Remus'a baktı. Şok içinde, göğsü deli gibi inip kalkıyordu.

"Ne-?"

"Burada n'apıyorsun, Black?" Sesinde hala bir duygu yoktu. Yoktu. Sinirli ya da tehditkar bile değildi.

Reg'in cevap vermemesi üzerine asasını daha da dikleştirdi.

"Sadece gelin ve damada iyi dileklerimi sunmaya geldim." dedi Reg soğukça. Sesini bu kadar sabit tutabildiğine şaşırmıştı çünkü tüm vücudu şakır şakır titriyordu.

"Cisimlenmek için tuhaf bir yer seçmişsin doğrusu." dedi Remus gözlerini kısarak. "Diğer davetliler ön tarafı tercih ettiler."

Davetliler kelimesini iğneleyerek söylemişti çünkü ikisi de farkındaydı ki Reg düğüne davetli falan değildi.

"Niye bu kadar gerginsin, Lupin? Potter kayıp mı gerçekten?"

Genç adamın gözlerinde gizlenen kurt küçük bir parıltıyla kendini belli etti. Reg, sonunda bir duygu belirtisi gördüğü için daha da bastırdı.

Hogwarts GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin